Rusya'dan 'START' kararı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Atlantik'e meydan okudu. Putin, Yeni Stratejik Saldırı Silahlarının Azaltılması Anlaşması START katılımını askıya aldıklarını açıkladı.

Rusya, ABD ile arasında yürürlükte kalan son büyük silah kontrol anlaşması olan Yeni Stratejik Saldırı Silahlarının Azaltılması Anlaşmasını askıya aldı:

- Yeni Stratejik Saldırı Silahlarının Azaltılması Anlaşması’na (START) katılımımızı askıya alıyoruz ama anlaşmadan çekilmiyoruz.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Federal Meclis’te konuştu. START anlaşmasını neden askıya aldıklarını açıkladı:

- NATO, şubat ayında Rusya’dan stratejik silahlara ilişkin anlaşmaya geri dönmesini istedi. Askeri tesislerimizi de denetlemek istiyorlardı. İçinde bulunduğumuz bu çatışma hâli düşünülecek olursa bu çok saçmaydı. Zira bizim denetim gerçekleştirmemize izin vermiyorlardı. NATO, Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşması’nın tarafı olmak istediğini söylüyor. Bu bizim için uygun ancak bunun için geç kalındı, zira NATO içerisinde birden fazla nükleer güç bulunuyor. 

Putin, Ulusa Sesleniş olarak da bilinen konuşmasında kritik mesajlar verdi. Bir kez daha "savaşı" Batı'nın başlattığını vurguladı:

- Biz Ukrayna halkı ile savaşmıyoruz, Ukrayna, Batılı efendilerin esiri oldu. On yıllar boyunca Ukrayna’nın sanayisini yerle bir ettiler. Bu koşullarda paranın askeri operasyonlara ayrılması kolay hâle geldi. İnsanları harcanacak birer metaya çevirdiler. Bunun sorumluluğu tamamıyla Batılı elit kesimler ve Kiev rejimine aittir. Kiev'e Batı tarafından verilen silahların menzili ne kadar uzun olursa, tehdidi Rusya topraklarından o kadar uzaklaştırmamız gerekir.

Rus Lider, ABD'nin sınır ötesi üslerine işaret etti. Bazı ABD'lilerin nükleer silah kullanma hevesinde olduğuna dikkat çekti:

- Dünya üzerinde hiçbir ülkenin ABD kadar yurt dışında askeri üssü yok, yüzlercesini kurdular. Dünya düzenini, ABD’nin egoistçe çıkarları üstünden şekillendirmek kabul edilemez. ABD’deki bazı figürler, nükleer silahlarını test etmeyi düşünüyor. ABD bu testleri gerçekleştirirse biz de aynısını yapacağız. Küresel eşitliğin yok edilebileceğine ilişkin yanılsamaya kapılmalarını istemeyiz.

Ekonomiye geniş yer ayırdı Putin. Üretim ekonomisi sayesinde ayakta olduklarını söyledi. Bazı Rus sermayedarlarını sert bir şekilde eleştirdi:

- SSCB, piyasa ekonomisi yaratmaya başladı. Ekonomimiz, bir hammadde kaynağıymış gibi Batı’ya bağımlı hâle geldi. Bunun sebebi belli: Yeni oluşan Rus iş çevreleri çabucak kâr elde etme peşindeydi. Bu trendi geri çevirmek yıllarımızı aldı. Fakat bu sırada sermayenin de Batı’ya aktığını unutmamalıyız. Yurtdışında yatlar ve lüks mülkler satın aldılar. Son dönemde yaşananlar, Batı’nın sermaye için güvenli bir liman olduğu şeklindeki imajının bir hayalet, bir kandırmaca olduğunu ikna edici bir biçimde gösterdi. Rusya’yı bir gelir kaynağı olarak görüp genelde ülke dışında yaşamayı seçenler çok şeylerini kaybettiler. Sermayelerinin bulunduğu Batı ülkelerinde adeta soyguna uğradılar. Yasal biçimde kazanılmış paraları dahi ellerinden alındı. Sıradan Rusların hiçbiri yurt dışında yatlarını ve saraylarını kaybedenler için üzülmedi.

Putin, Batının kültür emperyalizminin toplumsal silahı haline gelen LGBT'ye karşı uyarılar yaptı:

- Yetişkinlerin diledikleri gibi yaşama hakkı var. Kimse özel hayata müdahele etmiyor ve bizim de bunu yapmaya niyetimiz yok. Fakat dünya dinlerinin kutsal kitaplarına bakarsanız orada her şey yazıyor: Ailenin ne olduğu, ailenin erkekle kadının beraberliğinden oluştuğu belirtiliyor. Batı’daki elit kesimler akıllarını kaçırdı ve bunun artık tedavi edilebilir bir yanı yok. Batı’da yaptıklarına bakın: çocuk istismarı kabul görmeye başlıyor, rahipler eşcinsel evlilikleri onaylıyor. Anglikan Kilisesi, cinsiyetsiz bir tanrı düşüncesi değerlendiriyor. Onları bağışla Tanrım, ne yaptıklarını bilmiyorlar.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in konuşması biter bitmez, ABD'nin Moskova Büyükelçisi Rus Dışişleri Bakanlığına çağrıldı. Washington'ın Ukrayna krizine giderek daha çok müdahil olması nedeniyle protesto notası verildi.

rusya abd nato