NATO Yugoslavya'yı böyle bombaladı
NATO’nun Yugoslavya’yı bombalamasından 24 yıl geçti. NATO’nun, BM Güvenlik Konseyi'nden yetki almadan başlattığı bu bombardımanda 2 bin 500 Yugoslavya vatandaşı yaşamını yitirdi.
NATO güçlerinin Yugoslavya’ya bombardıman başlatmasının üzerinden 24 yıl geçti. Yaklaşık 3 ay boyunca devam eden bu bombardıman, yakın zamanda ABD lideri Joe Biden’ın Yugoslavya'nın dağılması sürecinde oynadığı role dair konuşmasında söylediği “Belgrad'ın bombalanmasını, Amerikan pilotlarının gönderilmesini ve Tuna üzerindeki tüm köprülerin havaya uçurulmasını öneren bendim” sözlerinin sosyal medyada yayılmasıyla da gündeme geldi. NATO’nun Yugoslavya’yı bombalamasının yıldönümünde, saldırı sırasında yaşananları ve büyük sivil katliamları sizler için derledik.
Kosova'daki Arnavut nüfusunun ‘etnik temizlikten’ ve 'insani felaketten' korunması nedeniyle başlattıklarını söyledikleri Müttefik Güç Harekatı sırasında 2 bin 500 Yugoslavya vatandaşı yaşamını yitirdi. NATO birlikleri, 24 Mart’tan 10 Haziran 1999’a kadar sürecek olan ve binlerce sivilin ölümüyle sonuçlanan bombardımanı başlattı. NATO’nun, BM Güvenlik Konseyi'nden yetki almadan başlattığı bu bombardımanda, ülke genelinde 995 tesis toplam 2 bin 300 kez vuruldu. Yugoslavya topraklarına seyreltilmiş uranyum içerenler de dâhil olmak üzere yaklaşık 420 bin mermi düştü.
SİVİL AMAÇLI KULLANILAN ALANLAR DEFALARCA NATO TARAFINDAN BOMBALANDI
Ancak bu NATO’nun Yugoslavya Federal Cumhuriyeti’ne düzenlediği ilk ‘operasyon’ adı altındaki saldırısı değildi. Zira, ittifakın 1995'te federasyona bağlı Sırp Cumhuriyeti'ni bombalamasından sonra kendi sınırlarının dışında gerçekleştirdiği ikinci operasyon oldu. Bu operasyonda da ‘askeri tesisler’ hedefleniyor dense de, 25 bin konut imha edildi, 470 kilometre otoyol ve 595 kilometre demiryolu zarar gördü ve Biden’ın kendi ağzıyla söylediği gibi, 38 köprü imha edildi.
Ayrıca, 14 havalimanına, neredeyse 40 hastane ve polikliniğe, yaklaşık 100 okul ve kreşe, 176 kültürel yapıya zarar verildi. Sırp değerlendirmelerine göre bombardımana maruz kalan yapıların yüzde 38'i, sivil amaçlı kullanılıyordu. NATO’nun kullandığı ‘akıllı bombalar’ nasıl oluyorsa sürekli hedef şaşırarak sivilleri vuruyor, yüzlerce Arnavut hayatını kaybediyordu.
ARNAVUT SIĞINMACILARIN BULUNDUĞU KONVOY BOMBALANDI, 16’SI ÇOCUK 73 SİVİL HAYATINI KAYBETTİ
Hatta öyle ki NATO’nun, Arnavut sığınmacılardan oluşan bir konvoyu Yugoslav askeri konvoy "zannederek" 2 saat boyunca defalarca bombaladığı saldırıda 16 çocuğun da aralarında bulunduğu 73 sivil hayatını kaybetti. Olayın ardından açıklama yapan NATO sözcüsü Jamie Shea, “Askeri araçları hedef aldığımızdan eminiz” dese de sonradan, uçakların konvoya saldırarak toplam dokuz bomba attığını kabul etmek zorunda kaldı.
NATO, ÇİN BÜYÜKELÇİLİĞİNİ HEDEF ALDI, 3 GAZETECİ YAŞAMINI YİTİRDİ
Akabinde ABD’nin beş JDAM güdümlü bombası, Belgrad'daki Çin Büyükelçiliğini hedef alarak üç Çinli gazetecinin de ölümüne sebep oldu, altısı ağır olmak üzere 20'den fazla kişiyi yaraladı.
İki olay da kamuoyunda büyük tepkiye yol açmıştı. Saldırının ardından Pekin'deki ABD ve İngiliz Büyükelçilikleri ile Çin'in diğer yerlerindeki konsoloslukların önünde üç gün süren büyük protestolar düzenlendi. Bunun üzerine sadece büyükelçiliği bombalamaları ile ilgili açıklama yapan dönemin ABD Başkanı Bill Clinton bombalamanın ‘yanlışlıkla’ olduğunu belirterek, "Özür dilerim, bundan pişmanım" demişti.
ORTODOKS AYİNİ SIRASINDA KÖPRÜ 2 KEZ BOMBALANDI, YEREL HALK NATO’NUN KASITLI YAPTIĞINI SÖYLEDİ
Varvarin katliamı olarak da bilinen Varvarin köprüsü bombalaması, hepsi sivil 10 kişinin ölümüne, 17 kişinin ise ağır yaralanmasına sebep oldu. Ortodoks ayininin yapıldığı pazar günü köprünün en kalabalık olduğu zamanlarda alçaktan uçan iki NATO F-16 savaş uçağı, ilk lazer güdümlü bomba saldırısını ateşleyerek 3 kişinin ölümüne, 5 kişinin de ağır yaralanmasına neden oldu. İlk saldırıdan birkaç dakika sonra, insanlar yaralılara yardım etmek için köprüye koşarken iki bomba daha ateşlendi. Toplamda 10 kişi öldü, 17 kişi de ağır yaralandı. Yerel halk, köprünün tanklar için çok dar olduğunu ve gece yerine gündüz saatlerinde pazar ayininden sonra saldırıya uğradıklarını söyleyerek NATO'yu kasıtlı olarak sivilleri öldürmekle suçladı.
HASTANE VE HUZUR EVİNİ BOMBALADIĞINI YALANLAYAN NATO DAHA SONRA SALDIRIYI İTİRAF ETTİ: ‘PİLOTUN KAFASI KARIŞMIŞ’
Surdulica kasabasında bulunan Özel Tüberküloz ve Akciğer Hastalıkları Hastanesi'nin ana binasına iki, hastanenin arazisindeki huzurevine de ayrıca iki olmak üzere toplam dört NATO füzesi atıldı. Bombardıman sonucunda en az 17 kişinin öldüğü saptandı. Kurbanların 6’sı çocuk, en küçüğü ise 3 yaşındaydı.
AP muhabiri ise katliamı dünyaya şu şekilde duyurdu:
"Bombardımandan birkaç saat sonra, enkazı temizlemeye başlayan buldozerler, şaşkınlıktan donakalmış gibi çalışmaya çalışan ilk yardım ekipleriyle, büyük beton yığınlarını kaldırmaya uğraşıyordu. Parçalanmış bedenler, tanınmayacak kadar yanmıştı. Tıbbi yardım personeli, yedi bacak bulunduğunu, ancak bunların hangi bedenlere ait olduğunun saptanamadığını açıkladı. Bir evde bodrum katındaki odada, aralarında 5'inin çocuk olduğu tahmin edilen 11 kişiden geriye yalnızca çarşaflara yapışmış, yanmış et parçaları kalmıştı.”
NATO basın toplantısında Albay Freytag, Surdulica saldırısıyla ilgili bir soruya “Bu hedeflerin ikisi de meşru askeri hedeflerdi. NATO, Surdulica'da Sırpların zayiat veya tali hasar iddialarını doğrulayamaz” şeklinde yanıt verdi. NATO, hastane kompleksinin nasıl vurulduğuna dair hiçbir açıklama yapmadı. Ancak, Kongre önünde konuşan dönemin ABD Savunma Bakan Yardımcısı John Hamre ve CIA Direktörü George Tenet, hava harekatı sırasında bir hastanenin ‘kazara bombalandığına’ dair açıklama yaptı. Bakan Yardımcısı Hamre, “Bir hastaneyi bombaladığımız bir olay oldu. Tamamen bir kazaydı. Bu durumda, bu insan hatasıydı” dedi. Direktör Tenet ise, "Bir hastaneyi bombaladık. Bunu yapmak istemedik. Pilotun kafası karışmış” şekilde konuştu. Niş'teki bir hastane ve Belgrad'daki Dragiša Mišovi hastanesi de dahil olmak üzere birçok hastaneyi, kliniği ve tıp merkezini vuran NATO güçleri, nedeniyle İnsan Hakları İzleme Örgütü bu açıklamayı tatmin edici bulmadığını duyurmuştu.
Sırp halkının çektiği acıların sembolü 3 yaşındaki Milica Rakic oldu. Çocuğun ebeveynleriyle birlikte yaşadığı daireye NATO'ya ait bir merminin parçası isabet etti. Küçük kız kurtarılamadı.
NATO basın sözcüsü Jamie Shea, ittifakın hava saldırıları sonucunda sivillerin arasındaki ölümleri 'tali zarar' olarak nitelendirdi.
Kaynak: sputniknews.com.tr