Filistin Meselesi Uygur Türklerini İkiye Böldü
İsrail ile Filistin arasındaki çatışmaların yeniden başlaması ve İsrail'in savaş suçu boyutlarındaki saldırıları dünya genelinde büyük tepkilere yol açtı. Özellikle İslam dünyasından İsrail'e yönelik şiddetli tepkiler yükselirken, bu olaylar Uygur örgütlerini ikiye böldü.
İsrail’in saldırıları bütün dünyada tepkilere neden oldu. Özellikle Ortadoğu, Asya ve Güney Amerika ülkeleri, İsrail’in Gazze’yi bombalamasına ve hastane saldırılarına tepki gösterirken, pek çok Batılı siyasi liderin Hamas’ı kınarken İsrail’in son saldırılarına sessiz kalması dikkat çekti.
Bu konuda farklı görüşlerin hâkim olduğu kesimlerden biri de Uygurlar. Uygur topluluğunun önde gelen örgütlerinden Dünya Uygur Kurultayı, Hamas’ın saldırılarını kınarken, İsrail’in hastane saldırısında yüzlerce Filistinliyi öldürmesine sessiz kaldı.
Hamas Kınadı İsrail'e Sessiz Kaldı
Dünya Uygur Kurultayı (DUK) Hamas’ın saldırıları üzerine 10 Ekim’de bir açıklama yayınladı.
“Hamas’ın sivillere yönelik saldırılarını kınıyor ve şiddete maruz kalan herkesin yanında yer alıyoruz” ifadelerini içeren ve DUK Başkanı Dolkun İsa’nın sosyal medya hesaplarından paylaşılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“DUK, Hamas’ın İsrailli sivillere yönelik korkunç saldırılarını şiddetle kınıyor ve çatışmanın tırmanması ve daha fazla can kaybı olasılığından derin endişe duyuyor. Biz terör ve savaştan zarar gören herkesle dayanışma içindeyiz, şiddetten etkilenen herkesi dualarımızda tutuyoruz. DUK, uluslararası toplumu sivillerin yaşamlarını korumak ve Orta Doğu’da adil ve kalıcı bir barış için etkili bir mekanizma oluşturmak için acilen harekete geçmeye çağırıyor.”
Öte yandan, İsrail’in El-Ehli Baptist Hastanesi’ne düzenlediği ve 471 kişinin hayatını kaybettiği saldırıya DUK’tan herhangi bir tepki gelmemesi dikkat çekti. DUK Başkanı Dolkun İsa, 2019’da National Endowment For Democracy (NED)’den Demokrasi Ödülü almıştı.
Açıklamaya İlk Tepkiler
DUK’un açıklamasına ilk tepki Uygur toplumuna yakın Gazeteci Halis Özdemir’den geldi. Özdemir, İsa’ya “Çok yazık, çok! Tarih her şeyi kaydediyor! Uygurlar herkesten önce Filistin halkının yanında durmalıydı” ifadeleriyle tepki gösterdi.
DUK’a bağlı faaliyet gösteren Uygur aktivistler de İsrail’in saldırılarına sessiz kaldı. Bu isimlerden biri olan Uygur İnsan Hakları Projesi Kurucusu ve İcra (UHRP) Direktörü Ömer Kanat yaptığı paylaşımda “Hamas’ın aralarında kadın, erkek ve çocukların da bulunduğu sivillere yönelik kasıtlı, acımasız saldırılarını görmek dehşet verici. UHRP tüm vahşet ve şiddet mağdurlarının yanındadır” yazdı.
DUK’a bağlı faaliyet gösteren Campaign For Uyghurs başkanı ve Guantanamo’da Türkistan İslam Partisi militanlarının tercümanlığını yapan Rushan Abbas da Hamas’ı kınayıp İsrail’in saldırısına sessiz kalanlardan.
ABD Dışişleri Bakanı RT'ledi
ABD’deki Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti’nin Başbakanı olan Salih Hudayar’ın mesajları da dikkat çekti. Hudayar şunlar yazdı:
“Çoğu Uygur, sürekli olarak Çin’in yanında yer alan ve Doğu Türkistan’daki soykırımı ve işgalini açıkça destekleyen Filistin’in yanında durmuyor/olmayacak. Çin bizim tek düşmanımızdır ve bize karşı onların yanında yer alan herhangi bir ulus, dostluğumuzu ve sempatimizi kaybeder.”
8 Ekim’deki tweetini alıntılayan Hudayar şunları ekledi: “Son tweetime yansıyan duruşumda tavizsiz kalıyorum! Çin destekli Hamas’ın iğrenç savaş suçlarını kınıyoruz ve dualarımız tüm kurbanlara gidiyor. Tarihimizin en karanlık dönemlerinde Uygurların yanında kararlılıkla durmaya devam eden Yahudi ve İsrailli dostlarımıza, sarsılmaz desteğiniz bir umut ve dayanışma ışığı olarak parlıyor.”
Hudayar, İsrail’in hastane saldırısından sonra konuyla ilgili dikkate değer bir paylaşım yapmadı. ABD Başkanı Joe Biden’ın, “ABD, açıkça sivil yaşamın korunmasından yanadır” Tweetini paylaştı.
"Hastaneye Saldrımak Savaş Suçudur"
Uygur örgütleri arasında İsrail’e tepki gösterip Filistin’e destek veren örgütler de oldu. Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği (UDTSB) Filistin’deki duruma ilişkin düşünceleri ile ilgili ilk açıklamayı Hamas’ın saldırılarından sonra 13 Ekim’de yayınladı. Açıklama özetle şu şekilde:
“UDTSB olarak, Filistin halkına yönelik son saldırılarda çocukların, kadınların öldürülmesini, sivillere yönelik yasaklı mühimmat kullanımını, tecridi ve diğer insan hakları ihlallerini derin bir empatiyle kınıyoruz.”
Öte yandan, İsrail’in hastaneye saldırması üzerine Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği yeni bir açıklama yayınladı. Saldırının savaş suçu ve Filistin halkına karşı bir soykırım olarak nitelendirildiği açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Hastaneye, okullara ve arama kurtarma ekiplerine saldırmak ve su, sağlık eşyaları, gıda ve diğer yardımların ulaştırılmasını engellemek savaş suçu teşkil etmektedir!”
Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti Başbakanı İsmail Cengiz de İsrail’e tepki gösterenler arasında yer aldı. Kendi kişisel hesaplarından konuyla ilgili bir paylaşımda bulunmayan Cengiz, Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti profilinden paylaşımlar yaptı.
Salih Hudayar’ın açıklamalarına tepki mahiyetinde paylaşılan iletide şu ifadelere yer verildi:
- Yıllardır Filistin halkına her türlü zulmü reva gören İsrail’i ve Yahudilere destek veren Amerika’da yaşayan Yahudi dostu, İslam ve Türk düşmanı Salih Hüdayar adlı Uygur çocuğun; Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti adını kullanarak ve Uygurlar’ın adını zikrederek İsrail bayrağı ile şanlı ay yıldızlı Gökbayrağı yan yana kullanarak kamuoyu ile paylaşması affedilir değildir. Halkımız İsrail ve Yahudi yanlısı bu çocuğa gerekli cezayı verecektir.
Açıklamalardan, Uygur örgütleri arasında Filistin meselesi konusunda derin bir görüş ayrılığı olduğu anlaşılıyor. Özellikle ABD ve Batı tarafından finanse edilen Rushan Abbas, Dolkun İsa, Salih Hudayar gibi isimlerin İsrail’e destek açıklarken Filistin cephesinde yaşananlara sessiz kalması dikkat çekiyor.
Bu da görünüşte din temelli olduğu izlenimi veren Uygur politikalarının aslında son derece pragmatik bir yanı olduğunu gözler önüne seriyor.