Dünya Uygur Kurultayı kurucusu Enver Can: "Dolkun İsa yüzünden davamız ve teşkilatımız büyük zarara uğradı"

Dünya Uygur Kurultayı kurucusu Enver Can, tacizci başkan Dolkun İsa’nın kendisine ölüm tehdidini anlattı: "O tehdidi Münih’te sabıkalı (tescilli) bir kaç kişiyle danışarak organize bir şekilde yaptığını düşünüyorum. Tüzüğe göre başkanlığa yeniden aday olamaz"

Haber Merkezi Haber Merkezi
Dünya Uygur Kurultayı kurucusu Enver Can: "Dolkun İsa yüzünden davamız ve teşkilatımız büyük zarara uğradı"

Haber: Yusuf Tunçer

Dünya Uygur Kurultayı kurucusu Enver Can: "Dolkun İsa yüzünden davamız ve teşkilatımız büyük zarara uğradı" - Resim : 1

(Yusuf Tunçer ve Evren Can)

ABD Ulusal Demokrasi Vakfı’nın (NED) desteklediği “Dünya Uygur Kurultayı”nın liderleri arasında ölüm tehditlerine varan tarışmalar yaşanıyor. Yapının genel merkezi Almanya’da bulunuyor. Kuruculardan Almanya’da yaşayan Enver Can, ismi cinsel taciz olayına bulaşan başkan Dolkun İsa’nın, kendisine ölüm tehdidinde bulunduğunu söyledi. İsa, 29 Temmuz’da Can'ı arayarak, "Bana yönelik taciz iddialarını ele almayı bırakmazsanız, sizi topluluk üyeleriyle birlikte ziyaret edeceğim, bu da ölümle sonuçlanabilecek." diye tehdit etti. Enver Can, Alman polisine suç duyurusunda bulundu.

“Dünya Uygur Kurultayı (WUC)”un Başkanı Dolkun İsa’nın cinsel tacizine uğrayan Belçika’da yaşayan Türk kızı Esma Hazal Gün, olayın bütün ayrıntılarını 1 Haziran’da Aydınlık’a anlatmıştı. 'Kamu güvenliğini tehdit' gerekçesiyle hakkında Türkiye’ye giriş yasağıda olan Dolkun İsa’nın cinsel taciz skandalının yankıları sürüyor. “İnsan hakları” için mücadele ettiğini ileri süren ve kadınların kötü muamele gördüğü gerekçesiyle Çin’i çeşitli ülkelerde açtırdığı davalarla mahkum ettirmeye çalışan (son örnek Arjantin) Dolkun İsa'nın, kendi yaptığı tacizin üstünü kapatma girişimlerine mağdurlardan, Uygur Diasporasından ve dünyanın çeşitli ülkelerindeki akademisyenlerden tepkiler giderek artıyor. Dolkun İsa ve yönetimindeki WUC, tepkileri bastırmak için hakaret ve ölüm tehdidine varan yöntemlerine başvuruyor.

Dünya Uygur Kurultayı kurucusu Enver Can: "Dolkun İsa yüzünden davamız ve teşkilatımız büyük zarara uğradı" - Resim : 2

(Dolkun İsa ABD Ulusal Demokrasi Vakfı-NED’den ödül alırken)

WUC, taciz skandalının gölgesinde 24-27 Ekim 2024 tarihleri arasında Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da toplanarak yeni genel başkan ve yönetimini belirleyecek. WUC’un tuttuğu sözde “bağımsız bir araştırma kuruluşundan” alacağı olumlu raporla Dolkun İsa’nın kendisini aklanmış gibi göstermesi ve tüzüklerindeki “iki dönem” kuralını çiğneyerek üçüncü kez başkanlığa aday olması bekleniyor.

WUC’un 2004 yılında Almanya’da Dolkun İsa ile birlikte kurucularından Enver Can, taciz olayı, ölüm tehdidi ve Ekim’de yapılacak 8. Kurultayile ilgili Aydınlık’a konuştu.

"35 YILDIR BU İŞLERLE UĞRAŞIYORUM"

Enver Can kimdir?

1949’da Çin’in Gulca şehrinde dünyaya geldim. 1961 senesinde komşu Afganistan'a ve oradan da Türkiye'ye geldim. 1973'ten beri Almanya'da yaşamaktayım. 35 seneden beri “Doğu Türkistan" davasını dünya ve Batı kamuoyuna anlatabilmek için bir sürü dernek kuruluşunda bulundum, başkanlığını yaptım. İlham Tohti İnisiyatif Hareketi'ni 2016 senesinde kurucu başkan olarak başlattım ve şu anda o görevimi sürdürüyorum. WUC’un 2004’deki kuruluşu aşamasında birleşen 2 kuruluştan biri olan Doğu Türkistan Milli Kurultayı’nın Almanya kurucu başkanıydım ve daha sonra WUC’u kurduğumuzda Başkan Yardımcısı oldum.

"UYGUR KURULTAYINI DOLKUN’LA BİRLİKTE KURDUK"

Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Dolgun İsa ile tanışıklığınızı ve bağınızı anlatır mısınız?

Dolkun İsa 1996'da Almanya'ya geldi. Orada tanıştık. 30 seneye yakın yan yana bir teşriki mesaimiz var. Sonra WUC’u birlikte kurduk, çalıştık. Yani benim nezdimde bir dava adamıdır. Ve bu yüzden de cinsel taciz olayının bu şekilde gelişmesi ve onun adının buraya karışması beni çok şaşırttı.

"İSTİFA ET DEDİM, ÖLÜMLE TEHDİT ETTİ"

Dolgun İsa için “dava adamı” diyorsunuz. Fakat cinsel taciz, olay patlayınca önce özür dilemesi, sonra inkar etmesi ve son olarak da üzerinden 4 ay geçtikten sonra başkanlıktan "geçici" istifa ettiğini duyurması... Üstelik, tacize uğradığını söyleyen başka bir kadın da var. Bunlar sizin “dava adamı” tanımınıza uyuyor mu?

30 seneye yakın birlikte çalıştık. Dava adamı dediysem dava için fedakarlık yaptığını gördüm. Şimdi böyle bir adamın isminin tacizle anılması ve kendisinin de bunu anlayarak zamanında istifa etmemesi beni şoke etti. Ve "istifa edersen hem davaya hem kendine faydası olur" desem de bana hakaret etti, dernekten kovdu. Ve en sonunda da ölümle tehdit etti. Benim dava adamı dediğim o zamana kadar. Açık söyleyeyim, Uygur toplumundan, dünya kamuoyundan ve taciz ettiği kızdan özür dilerse, hata yaptığını kabul ederse, başta ben aday gösteririm. Dolkun İsa, WUC tüzüğüne göre de üst üste iki dönemden fazla aday olamaz.

"TACİZİ KABULDEN VAZGEÇMESİ BÜYÜK HATAYDI"

Dolkun İsa'nın taciz olayı çıktıktan sonra Uygurlar arasında nasıl tepkiler oldu? Sizden başka tepki veren olmadı mı?

Şimdi çok önemli, nazik bir soru bu. Ben de o toplantılarda olmadığım için duyduğum kadarıyla tepki veren olmuş ama az sayıda kalmış. İki defa toplantı yapılmış yönetim kuruluyla ve hatta genişletilmiş yönetim kuruluyla. Etraftakileri toplamış, orada çoğunluk “Sen başkanımız olarak kalacaksın” demiş. Benim tahminim, sonra belki ondan cesaret alarak sizin bahsettiğiniz Özgür Asya Radyosu’ndaki (RFA) yayında taciz olayını kabulden vazgeçti. Büyük hataydı. “Ben o kızı tanımıyorum, böyle bir olay hatırlamıyorum” dedi. Tahminime göre herhalde kendisine destek çıkanlardan cesaret aldı. Sonra o yayın tamamıyla kaldırıldı biliyorsunuz. Yine tahminime göre oraya da büyük baskı geldi.

Dünya Uygur Kurultayı kurucusu Enver Can: "Dolkun İsa yüzünden davamız ve teşkilatımız büyük zarara uğradı" - Resim : 3

AKADEMİSYENLERİN WUC’A UYARI BİLDİRİSİ

Mesela, sayısı ilk önce 25’ti sonra 31’e çıktı, Türkiye dahil çeşitli ülkelerden yabancı akademisyenler ve araştırmacılar tepki gösterdi resmen. İngilizce ortak bildiri yayınladılar. “WUC bu meselede pasif kaldı” dediler. Dolaylı olarak Dolgun İsa'nın istifa vermesi gerektiğini ta Mayıs'tan itibaren ilan ettiler. WUC Genel Kuruluna belki 180-200 delege dünyanın her tarafından gelecek. Onlardan iki tanesinden tepki gelmiş bu akademisyenler bildirisine. Bu akademisyenlerin içinde iki sene önce Tokyo'da yaptığı büyük bir toplantıya davet edilip götürülenler var. Evet, WUC’umuz var, bunun delegeleri var ama bizi destekleyen ülkelere ve ilim adamlarına muhtacız.

"ETİK ANLAYIŞ BİTMİŞ"

Mesela Erkin Sıddık var. Siz en son haberinizde yazmıştınız. Doktordur o adam, NASA'da çalışıyor. Ve benim kadar olmasa da en az 40 seneden beri Batı'da yaşıyor. O adam bile sosyal medya paylaşımında esas konuya değinmiyor. Diyor ki “Bazı ABD Başkanlarının metresi vardı. Ne var bunda?” Yani aslında çok eşlilik, evlilik dışı ilişki, taciz gibi ahlak dışı konuları normalleştirmeye çalışan bir savunma da yapıyor. Direkt savunmasa da o anlamı veriyor. O anlam çıkıyor maalesef. Şimdi bu “aydın”. Uygur aydını böyle diyorsa, o bizim halktan ne beklersiniz? Yani sordunuz ya ‘yalnız mı kaldınız’ diye. Yalnız kalmasam da artık bu etik anlayış bir yerde bitmiş.

"ÖLÜM TEHDİDİ SONRASI GRUPLARINDAN ÇIKARILDIM"

4 Whatsapp iletişim grubundan sizi çıkarttıklarına yönelik beyanınız oldu. Tacizin konuşulmasından ciddi bir rahatsızlığın olduğu, size karşı yapılan bu bastırma uygulamalarından anlaşılıyor.

Evet. 4 WhatsApp grubundan çıkarıldım ben. Bunun en önemlisi benim için Uygur Ziyalılar Topluğu. Ziyalı yani aydın demek bizde. Dolkun İsa telefon edip beni tehdit ettikten sonra aynı gün akşam polise gittim. Ertesi gün, WUC’un iki topluluğu olan dünya teşkilatları ve Avrupa teşkilatları gruplarından çıkarttılar beni. Bu iki grubun yöneticisi de WUC’un başkan yardımcısı. Bunda elbette ki Dolgun İsa'nın direk talimatı var. Üçüncüsü de WUC’u destekleyen bir grup var, oradan da çıkarıldım.

"UYGURLARIN SESİNİ ÇIKARTMASI LAZIM"

Orada çıkıp da birisi, “Enver Can'ı niye çıkarıyorsun” demedi. Eğer aydınlar sesini çıkarmıyorsa, demek bizde medeni cesaret kalmamış veyahut da aydınlarımızda bir sorun görüyorum. Bunların sesini çıkartması lazım.

Dünya Uygur Kurultayı kurucusu Enver Can: "Dolkun İsa yüzünden davamız ve teşkilatımız büyük zarara uğradı" - Resim : 4

"DOLKUN İSA BENDEN KAÇTI"

Ölüm tehdidi nasıl oldu?

Tacizi duyduğumda telefon açtım, cevap vermedi. Uygun olmazsa sonra dönüş yapardı. 2-3 gün bekledim ses seda yok. Cuma namazına WUC Genel Merkezine gittim. Kapısını çaldım, açmadı. Bir hafta sonra tekrar Cuma’ya gittim. Yine çaldım kapısını, açmadı. 15 dakika sonra namaza indi. Cumadan sonra yanına gidip elimi uzattım, “Ben seni bulamıyorum iki haftadan beri” dedim. Dolkun İsa bana “yanımda durmadın, benimle tokalaşma, benim elimi sıkma hakkını kaybettin” dedi. Ondan sonra toplum içinde bağırarak, “Bu adamı burada bir daha görmek istemiyorum.” dedi. Benim hiçbir sorguya, suale gerek duymadan kendisinin arkasında destek durmamı bekliyor.

"SABIKALI BİRKAÇ KİŞİYLE DANIŞARAK TEHDİT ETTİ"

Ondan sonra ben bunu yazıyorum, kamuoyuyla paylaşıyorum. Ve paylaşımlarım devam ediyor. Yaklaşık bir hafta sonra arayıp “Ben seni merkezden kovdum. Eğer o yazılarını durdurmazsan bu sefer ben arkadaşlarla, cemaatle geleceğim ve cenaze çıkar” diyor. Açıkça ölüm tehdidi. O tehdidi kendi başına yapmadığını, Münih’te sabıkalı (tescil edilmiş) bir kaç kişiyle danışarak organize bir şekilde yaptığını düşünüyorum. Eğer gerekirse de o kişilerin isimlerini verebilirim.

"BU LEKENİN TEMİZLENMESİ İÇİN ÇEKİLMESİ LAZIM, YAPMADI"

Bu şey ona leke sürmüştür. Avrupa'da o günün ertesi biter bu işler. Çekilir, ya istifa eder ya ettirilir. Dolkun İsa etmedi. Benim derdim ve davam şu olmuştur. Baştan ve hala öyledir. Bir şahısın yüzünden davamız ve teşkilatımız büyük zarara uğramıştır. Bunun temizlenmesi için o adamın çekilmesi lazım. Ben 75 yaşındayım. Hürmet ederdi, “Enver abi” derdi bana. Onun için bu adamı tanıyamıyorum şimdi.

"YENİDEN ADAY OLAMAZ"

WUC, tuttuğu sözde “bağımsız bir araştırma kuruluşu”nun tacizle ilgili soruşturma yürüttüğünü söylüyor. Dolkun İsa o kuruluştan kendi lehine rapor çıkartsa bile bu dönem üçüncü kez başkanlığa aday olamıyor mu? Olursa tüzüğünüzü çiğnemiş olmuyor mu?

Evet. Bu dönem tüzüğe göre aday olamıyor. WUC tüzüğüne göre Ekim ayında Saray Bosna’da yapılacak olan 8. Genel Kurul’da aday olamaz.

"O KIZDAN ÖZÜR DİLESİN"

Ölüm tehdidiyle ilgili ne gibi hukuki yollara başvurdunuz?

Polise şikâyette bulundum. Daha savcılıktan bir bilgi gelmedi. Onun peşini bırakmayacağım. Almanya'da bu tür durumlarda önce polis bakıyor, o savcılığa gönderiyor. Ama dediğim gibi benim amacım bizim davamızdır, teşkilatımızdır. Onun için de kim hata yapmışsa bunun cezasını ödemeli ki bundan sonra yapmasın. Hatasını kabul edip de Uygur halkından, uluslararası kamuoyundan ve özellikle de Esma Hanım'dan özür dilerse benim işim bitmiştir. Ben WUC’a aday gösteririm. Ama bu sefer değil. Çünkü tüzüğe göre üç kez art arda başkan olamıyor.

MAĞDURLARA ULAŞMAYAN SÖZDE “BAĞIMSIZ” ARAŞTIRMA FİRMASI

WUC’un tuttuğu sözde “bağımsız soruşturmacılar” şimdiye kadar tacize uğrayan mağdurlarla hiç temas kurmamış, tacize uğrayan Esma hanımdan sorup öğrendim. WUC’un internet sitesinde, soruşturmacı avukatın daha önce “insan hakları uzmanı” olan unvanının sonar göstermelik olarak “GBVH avukatı” (GBVH: cinsiyete dayalı şiddet ve taciz) olarak değiştirildiği anlaşılıyor. Böyle “bağımsız ve tarafsız” bir soruşturma olur mu?

Tacizi hiçbir yerde aklayamaz o firma. Ondan sonra tabii o firma bağımsız mıdır, değil midir? Onu bilemem, takip edebilecek durumda değilim. Ama bir netice çıktıktan sonra herhalde bunu takip edenler o araştırmanın uluslararası kabullere uygun olup olmadığını onu yapabilecek başkaları vardır.

Dünya Uygur Kurultayı kurucusu Enver Can: "Dolkun İsa yüzünden davamız ve teşkilatımız büyük zarara uğradı" - Resim : 5

TACİZE UĞRAYANLARA ÇAĞRI: "ÇIK ORTAYA, KAHRAMAN OL"

Dolgun İsa'yla ilgili benzeri taciz olayları yaşadığını söyleyen başka bir kadın da sosyal medya üzerinden bana ulaştı. Size ulaşan şeyler oldu mu?

Duyuyoruz biz de sosyal medyadan. Yani iş bu duruma kadar gelmişken, sen böyle bir şey yaşamışsın, çık kardeşim ortaya. Biraz önce dedik ya, medeni cesaret. Çık ortaya, kahraman ol. Ki bundan sonra senin gibi, başka insanlar da yaşamasın.

"DOLKUN’U SAVUNANLAR MAAŞLI ELEMANLARI"

Yönetici pozisyonda olanların taciz olayında Dolkun İsa'nın arkasında durduğu görülüyor. Özellikle bunların içinde taciz gibi hassas bir konu olmasına rağmen kadınlar da var. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bunu ben iki şeye yoruyorum: Bazılarının medeni cesaretin olmaması, bazılarınında ekonomik menfaatleri, mevki nedeniyle. Onun dediğini yapıyorlar, çünkü ondan maaş alıyorlar. Bu konuda da şimdi yani hepsi değil bazıları demek ki mevkiinden olmaktan korkuyor.

Geçişi WUC Başkanı olarak başkan yardımcısı Erkin Ekrem’i görevlendirdiler. Dolgun İsa'ya yakın biri mi?

Erkin Ekrem, Türkiye akademisyendir. WUC kurulduğu zaman bizim tüzüğün hazırlanmasında yardımcı olmuştur. Daha 1999'dan itibaren şahsi ilişkim var kendisiyle. Benim de siyasi danışmanımdı o dönemler. Ama şimdi Dolkun İsa ile uyumlu çalışıyorlar. Öyle çok konuşan, rengini belli eden biri değil. Belki de ileride, “Enver abi ben de seni gibi düşünmüştüm. Ama...” diyebilir. Şimdi bir şeyin içinde olup bakıyor ki Dolkun İsa’nın arkasında olanlar var. Bu da belki de ses çıkarmak istememiş olabilir.

"DEMOKRATİK BİR GENEL KURUL OLMAYACAK"

Ekim ayında Saray-Bosna'da yapılacak 8. Dünya Uygur Kurultayında muhtemelen Dolkun İsa “iki dönem” kuralına rağmen kendi tüzüğünüzü çiğneyip yeniden aday olacak. Ayrıca, cinsel taciz olayı var. Genel Başkanının cinsel tacizi gölgesi altında bir 8. genel kurul yapılacak. Üstelik sizin ve muhtemel karşıtlarının WUC’un 8. Kurultay’a katılmasına izin vermiyor. Bunları toplam değerlendirdiğinizde demokratik bir genel kurul olacağına inanıyor musunuz?

Dolkun iki dönem başkanlık yaptı. Yani aslında tüzüğe göre hakkını bitirdi. Yani aday olur, olmaz ama tam demokratik bir genel kurul olmayacak. En basit misal, liderlik mevkilerine aday olacakların en az 6-7 sene WUC’da görev almış olmaları gerektiğini yazıyormuş. Demokratik değildir bu.

"İSTEDİKLERİ KADAR DIŞLASINLAR, SUSMAYACAĞIM"

Başta bahsettiğim gibi, bugün uluslararası hukuka, kaidelere uygun tüzüğü olan ve 20 seneden beri bir avuç insan kendimizin kurduğu Kurultay bugüne gelmişse, demek ki bunu korumak, her bir Uygurun vazifesidir. Kurucusu olarak da benim de vazifemdir. Beni istedikleri kadar dışlasınlar. Ben susmayacağım.

"ALDIĞIMIZ BU YARAYLA DAHA DA AŞAĞIYA GİDEBİLİRİZ"

Dünya bize “Bu insanlar, bakın, medeni, modern, demokrat. Bunlara biz desteğimizi daha da güçlendirelim, bunları destekleyelim” diyecekler. Bunu yapamazsak, bu aldığımız yarayla daha da aşağıya gidebiliriz. Şu anda bu gölgenin altındabir kurultay yapılıyor. Buradan çok ders almamız lazım Uygurlar olarak. Bu kurultayımızı kurtarmaktan başka lüksümüz yok. Bunun için de ben dilimim döndüğü kadar hareket ettim. Kızgın değilim. “Benden özür dilesin” demiyorum. Uygur halkından “ben hata yaptım” diye özür dilesin. O kızdan özür dilesin.

NE OLMUŞTU?

10 Mayıs’ta insan hakları aktivisti olarak çeşitli organizasyonlarda çalışan kadınların, Uygur kuruluşların yöneticileri tarafından tacize uğradığı ortaya çıktı. Tacizlerin merkezinde Almanya’da yaşayan Dünya Uygur Kurultayı (WUC) Başkanı Dolkun İsa ve ABD'de yaşayan Uygur İnsan Hakları Projesi (UHRP) Başkanı ve ABD Kongresi Dini Özgürlükler Komitesi Başkanı Nury Turkel yer aldı. Haberden sonra Nury Turkel görevinden istifa ederken, Dolkun İsa önce 12 Mayıs'ta sosyal medya hesabından İngilizce bir özür yayınladı, 25 Mayıs'ta katıldığı Uygurca yayında ise hatırlamadığını söyleyerek olayı inkar etti. Tepkilerin önünü alamayan Dolkun İsa, ortaya çıkmasından 4 ay sonra taciz olayları nedeniyle WUC’un konuyla ilgili sözde ‘bağımsız bir dış soruşturma başlattığını’ söyleyerek “geçici” olarak istifa ettiğini duyurdu. Belçika’da yaşayan Türk kızı Esma Hazal Gün, Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Dolkun İsa tarafından nasıl tacize uğradığını “Daha ortaya çıkabilecek çok kadın var” sözleriyle ayrıntılı olarak Aydınlık gazetesine anlatmıştı.

Haber bağlantısı: (https://www.aydinlik.com.tr/haber/dolkun-isa-kimdir-dolkun-isa-turkiyeye-neden-alinmadi-dolkun-isa-bir-turk-kadini-mi-taciz-etti-esma-gun-kimdir-474835)