"Hukuku öldüren" Belçika'ya cenaze töreni düzenlendi

Siyah cübbe giyen yaklaşık 200 avukat Adalet Bakanlığı önünde toplandı.

Avukatlar, temsilen "hukuk devletini" koydukları Belçika bayrağı örtülü bir tabutu cenaze marşı eşliğine taşıyarak bina önüne bıraktı.

Tabutun başına "Hukuk devleti huzur içinde uyu 1830-2022" yazılı bir mezar taşı diken avukatlar, sıra halinde temsili mezar başına çelenk bıraktı.

Avukat Estelle Didi, şunları belirtti:

"Bugün buradayız çünkü devlet, Belçika'da mahkemelerin verdiği kararlara saygı duymuyor. Bu, demokrasimiz için çok tehlikeli." 

Didi, şimdiye dek yaklaşık 7 bin davanın kazanıldığını ancak sonuç alınamadığını ifade ederek Adalet Bakanı Vincent Van Quickenborne ile görüşme talep ettiklerini ancak yanıt alamadıklarını söyledi.

Sığınmacıların tıbbi hizmetlerden yoksun biçimde sokakta kaldığını vurgulayan Didi, "Brüksel sokaklarında çok fazla virüs kol geziyor. Kış şartları giderek ağırlaşıyor." diye konuştu.

Didi, devletin tutumunun nedeninin "siyasi isteksizlik" olduğu değerlendirmesinde bulundu.

"Demokrasiyle ilgili ciddi endişe duyuyorum"

Avukat Marie Doutrepont da "Sembolik olarak hukukun üstünlüğünü toprağa veriyoruz. Belçika devleti, hukuku ihlal ediyor. Sığınmacıların barınak hakkını bir seneyi aşkın süredir ihlal ediyor. Bu hakka riayet etmesi gerektiğine hükmeden mahkeme kararlarına da uymuyor." diye konuştu.

Doutrepont, "Yasama, yürütme, yargı gücüne saygı duymayan bir devlet, tehlikeli biçimde otokrasiye doğru gidiyor demektir." yorumunu yaptı.

Devletin göçmenler için çekici bir hale gelmek istemediğini belirten Doutrepont, "Siyasi irade yok. Bunu Devlet Bakanı Nicole de Moor, geçen haftalarda yaptığımız görüşmede bize ifade etti. 'Yargı kararlarına uymak için siyasi isteğim yok.' dedi." ifadesini kullandı.

Doutrepont, "Bir avukat olarak ülkemdeki demokrasiyle ilgili ciddi endişe duyuyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Sembolik cenaze törenine çok sayıda Belçikalı ve STK üyesi de katıldı.

Belçika'da mahkeme, devleti, uluslararası koruma başvurusu yapan sığınmacılara barınacak yer göstermeyerek sokağa terk etmesi nedeniyle suçlu bulmuştu. Belçika Federal Sığınmacı Kabul Kurumunun, "en az bir kişiye kalacak yer verilmeyen veya sığınma başvurusu alınmayan her iş günü başına" 8 bin avro ceza ödemesine hükmedilmişti.