Türkiye Arktik'te söz sahibi olacak: Spitsbergen Anlaşması'na katılma kabul edildi
Türkiye, Kuzey Kutbu'na ilgisini Spitsbergen Anlaşması'na katılarak pekiştirecek. TBMM Dışişleri Komisyonunun son toplantısında, kanun teklifi kabul edildi. Komisyonu bilgilendiren Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal, “Arktik bölgesine artan ilgimiz var, bu kapsamda anlaşmaya taraf oluyoruz” dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Dışişleri Komisyonu, Arktik Okyanusu'nda, deniz canlılarının ve deniz buzlarının gözlemlenmesi, atmosferik kirlilik gözlemleri, meteorolojik gözlemler, denizdeki kirleticilerin belirlenmesi, deniz suyu fiziksel parametrelerinin takibi, gemi ticaret rotalarının çevreye etkileri ve mikroplastik gibi projede araştırma yapılması için toplandı. Komisyonun son toplantısında Spitsbergen ile ilgili olarak "9 Şubat 1920'de Paris'te İmzalanan Anlaşmaya Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi" kabul edildi.
Komisyonda, milletvekillerine bilgi veren Dışişleri Bakan Yardımcısı Önal, Arktik bölgesindeki deniz buzulunun incelenmesinin siyasi ve ekonomik önem kazandığını belirtti. Önal, Norveç'in kuzeyinde Kuzey Kutbu'na yakın konumda bulunan Spitsbergen takımadalarına yönelik anlaşmanın önemini dile getirdi. Önal, “Bu adalar ve çevresi hem balıkçılık hem de madenler bakımından zengin. Zaman içinde farklı ülkeler artan ölçüde buraya ilgi gösteriyor ve bu anlaşmaya taraf oluyorlar. Bizim taraf olma nedenimiz de bu. Arktik bölgesine artan ilgimiz var, bu kapsamda anlaşmaya taraf oluyoruz” ifadelerini kullandı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Dışişleri Komisyonu’nda TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Kutup Araştırmaları Enstitüsü Genel Müdürü Prof. Dr. Burcu Özsoy da konuştu. Özsoy, “Bu anlaşmayı imzalıyor olmamız hakikaten bizler için özellikle bilimsel çalışmalar için sahada olabilmemiz adına çok önemli” dedi.
Arktik Okyanusu'nun, küresel hidrokarbon rezervlerinin üçte birini barındırdığını belirten Profesör Özsoy, bölgedeki doğal gaz ve petrol rezervlerine dikkati çekti. Özsoy, anlaşma ile Türk vatandaşlarının, Svalbard takımadaları kara suları, fiyortları ve limanlarına giriş, adalarda oturma, bölgede balıkçılık faaliyetlerinde bulunma ve avlanma, denizcilik faaliyetlerinde bulunma, endüstriyel faaliyetler, madencilik ve ticaret faaliyetlerine ilişkin haklar kazanacağını kaydetti.