Lavrov: "Rusya hiçbir ülkenin iç işlerine karışmaz”
Lavrov, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile basın toplantısında Türkiye’deki seçimle ilgili sorulan soruya “ABD’lilere bu tarz soruları sorabilirsiniz. Rusya hiçbir ülkenin iç işlerine karışmaz” diye yanıt verdi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye’yi ziyaret etti. Ziyaretin 27 Nisan’da Akkuyu Nükleer Santrali açılışı öncesi ve Moskova’daki Türkiye, Rusya, İran ve Suriye dışişleri bakan yardımcılarının toplantısı sonrası yapılması dikkat çekti.
Lavrov, önce Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde görüştü.
Görüşmenin ardından iki mevkidaş kameralar karşısına geçti.
Rus medyasının Türkiye'deki seçimlere ilişkin haberlerine yönelik sorusuna Lavrov, Rusya'nın hiçbir ülkenin iç işlerine karışmayacağını vurgulayarak, Türkiye'nin defalarca hem şeffaf hem de demokratik seçimler geçirdiğini ve bunda başarılı olduğunu söyledi.
Lavrov, gözlemci ülkelerin Türkiye'deki seçim sürecine katılabileceğinin ve bunun Türkiye gibi egemen bir ülkenin bileceği iş olacağının altını çizdi.
Ülkelere neyi nasıl yapması gerektiği konusunda ABD'nin söylemlerde bulunduğuna değinen Lavrov, "ABD, bu tarz diplomasi açısından hiç de hoş olmayan açıklamalarla yetinmiyor. Kurdukları STK'leri de kullanıyor. Yerli kurum ve kuruluşlarla bağlantı kurarak dünyanın dört bir yanında renkli devrimler düzenliyorlar. Ukrayna'da da bunu yaptılar." diye konuştu.
İki mevkidaş, Türkiye, Rusya, İran ve Suriye dışişleri bakanlarının tarihi üzerinde konuştuklarını da dile getirdi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, gelecek süreçte Türkiye, Rusya, İran ve Suriye ile dışişleri bakanları düzeyinde toplantının olabilmesi için Rusya'dan davet beklediklerini bildirdi.
Lavrov, mevkidaşı Çavuşoğlu ile ikili ve uluslararası gündemin kilit konularını değerlendirdiklerini ve iki ülkenin ilişkilerindeki verimliliğin liderler arasındaki samimiyetten kaynaklandığını aktararak, şunları kaydetti:
- Bugünkü toplantıda ilişkilerimizde lokomotif olan projelerden bahsettik. Özellikle Akkuyu Nükleer Santrali'nin kuruluşundan bahsedildi. Bu santralin inşası Türkiye'nin enerji güvenliğini güçlendirecektir. Bu vesileyle şunu ifade etmek istiyorum, 27 Nisan'da santralin birinci bloğuna artık nükleer enerjiyi sevk etmiş olacağız. Türkiye'de bir gaz merkezi kurulacak. Rus enerji kaynaklarını dünya pazarına sevk etmek üzere bir merkez kuruyoruz. Geçen sene devlet başkanlarımız, liderlerimiz bu gaz merkezinin oluşturulması ile ilgili bir karar almıştı. Bu kararın ne kadar isabetli olduğunu daha da iyi anlamış olduk.
Lavrov ve Çavuşoğlu, 60 gün uzatılan tahıl koridoru anlaşmasını da ele aldı. Lavrov, Rus ürünlerine yönelik engellemeler kalkmazsa anlaşmaya gerek olup olmadığını gözden geçireceklerini kaydetti:
- Aslında bize, siz gübre ve tahılları depolayın, hiçbir yere sevk edemeyeceksiniz nasıl olsa diyorlar. Dolayısıyla biz bu tahıl anlaşmasını bir kez 220 gün uzattık fakat bu problemleri gerçek anlamda çözmek isteyen kimseyi görmediğimiz ve vicdanlarına seslenmekten bıktığımız için anlaşmayı askıya aldık. Şimdi de 60 günlük bir uzatma söz konusu. Rus tarım ürünlerinin sevkiyatında herhangi bir gelişme olmazsa bu anlaşmaya ihtiyacımız var mı diye sorgulayacağız.
Lavrov, Avrupa Birliği'nin (AB) "Dayanışma Koridorları" girişimine değinerek, AB'nin Ukrayna tahıl ürünlerini Avrupa'ya kara yoluyla ihraç etmek istediğini ve bunu imtiyazlı bir şekilde yapacağını belirtti.
Avrupalı üreticilerin rahatsız olduğunu ve ürettikleri malları uygun fiyattan satamadıklarını kaydeden Lavrov, sözlerini şöyle sürdürdü:
- Eğer böyle bir durum varsa, bu tahılları neden fakir ülkelere vermiyorsunuz? Sayın (BM Genel Sekreteri Antonio) Guterres gıda krizinden bahsetti. Bu girişimi ilgili ülkelere yardım diye başlattık ama aslan payı Avrupa'ya gidiyor. Onlar Guterres'in tekliflerine dürüstçe yaklaşmak istemiyorlarsa, o zaman ilgili ürünleri kara yoluyla veya nehirlerden sevk edebilirler. Bununla ilgili lojistiği de geliştirdiler. Biz de o zaman bu girişimin dışında da adımlarımızı atarız. Katar ve Türkiye ile sevkiyatı devam ettiririz. Zaten devlet başkanımız (Vladimir Putin) 'Fakir ülkelere tahıllarımızın sevkiyatı, ihracatımız devam edecek.
Rusya Dışişleri Bakanı, Ukrayna’daki durum üzerinden ABD’ye tepki de gösterdi:
- Kamuoyuna açık bir şekilde hedeflerini şöyle açıkladılar: Rusya'yı sahada yeneceklermiş, stratejik bir mağlubiyet bekliyormuş Rusya'yı. Ama aslında uluslararası alanda bir rakip görmek istemiyorlar. Kendilerinden bağımsız, egemen, politika yürüten ülkelere karşı çeşitli faaliyetlerde bulunuyorlar. Rusya'yı yenecekleri zaman daha sonra sıra Çin'e gelecek. Yani öyle geliyor. Kendi ulusal çıkarlarını koruyan her bir ülkeyi böylelikle sindirmeye çalışıyorlar. Herkesin ABD çıkarlarına uymalarını onların gündemine tabi olmalarını bekliyorlar
İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırıları da basın toplantısında gündeme geldi.
İsrail-Filistin konusuna ilişkin uzun zamandır çok taraflı süreci canlandırmaktan yana olduklarına işaret eden Lavrov, şu görüşleri dile getirdi:
- Filistin ile İsrail arasındaki süreci yeniden başlatmak istiyoruz. Bu süreçten sorumlu olan Rusya, AB, ABD ve BM dörtlüsü var. Bir de Arap Birliği devletlerinin de sürece katılması öngörülüyor. Taraflarla somut anlaşma sağlayabiliriz. İsrail ve Filistin'in iki devlet olarak yaşaması öngörülüyor fakat bu dörtlü format uzun zamandır toplanamıyor. Batı, daha doğrusu ABD, bu süreci engelliyor. BM Genel Sekreteri adeta gölgeye çekildi. Çağrıda bulunmalı ama herhalde ABD'yi rahatsız etmek ve kızdırmak istemiyor. ABD'nin kendi planı var. Doğrudan İsrail ve Filistin'i görüştürebiliriz diyor fakat bildiğimiz ve medyaya sunulan bilgilere göre, BM kararlarına uygun olmayan teklifler sunuluyor.
İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik baskınlarına ilişkin soruya yanıt veren Çavuşoğlu, "İsrail'in ramazan ayında Harem-i Şerif'in kutsiyetini ve tarihi statükosunu ihlal eden bu saldırısını lanetliyorum. Burada özellikle ibadet eden Müslümanlara yönelik İsrail polisinin muamelesi kabul edilemez. İnsanlık dışıdır." dedi.
Lavrov ve Çavuşoğlu, Libya’daki son durumla ilgili de değerlendirmeler yaptı.
Lavrov, mevkidaşıyla Libya meselesini de görüştüklerini aktararak, "Türk dostlarımızla hedefimiz ortak. Libya'da siyasi uzlaşma sağlamak. Libya'da mevcut olan tüm güçleri barıştırmak ve tabii bunun temelinde devlet yapılarını yeniden kurmak." dedi.
Çavuşoğlu, Lavrov ile yaptığı görüşmede Libya konusunu da ele aldıklarına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
- Ülkenin (Libya) bir an önce demokratik, şeffaf bir seçime hazırlanması gerektiğine inanıyoruz. Bugün, aynı şekilde ülkenin hem siyasi olarak hem diğer unsurlarıyla birleştirilmesinin önemini vurguladık. Özellikle çok sayıda milis gruplar var, dolayısıyla Libya'nın artık askeri ve polis dahil güvenlik gücüne ihtiyacı var. Ülkenin her anlamda birleştirilmesi için çabalarımızı devam ettireceğiz. Bu konuda Rusya ve diğer aktörlerle yakın işbirliği içinde olacağız.
Çavuşoğlu, görüşmelerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Afganistan’ın da ele alındığını kaydetti.
Çavuşoğlu, "Afganistan'da Taliban'ı tanımadan angajmanımız devam ediyor ama özellikle kadınlar ve kız çocuklarıyla ilgili aldıkları kararları kabul etmemiz mümkün değil. Bu doğrultuda ortak mesajları Taliban yönetimine, geçici yönetime vermeye devam etmemiz lazım." değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşoğlu, Kıbrıs konusunda da görüş alışverişinde bulunduklarını, Türkiye ile Rusya arasındaki ikili ilişkileri farklı boyutlarıyla değerlendirdiklerini, mevcut konjonktürde iki ülke arasındaki işbirliğinin ilerletilmesi için neler yapılabileceğini ele aldıklarını aktardı.
Basın toplantısının ardından Rusya Dışişleri Bakanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü.