Batı'dan Kılıçdaroğlu'na oy çağrısı: The Economist'ten skandal kapak

İngiliz dergi, sayılı günlerin kaldığı 14 Mayıs seçimlerini kapağına taşıdı. Derginin "2023'ün en önemli seçimi" başlıklı yazısında, 14 Mayıs’ta seçimlerinde Ak Parti iktidarının yenilgiye uğrayabileceği yorumu yapıldı.

Türk halkı daha özgür, daha az korkulu ve zamanla daha müreffeh olacaktır. Yeni bir hükümet Batı ile yıpranmış ilişkileri onaracaktır.

Yazıda Türkiye ile NATO arasındaki çatlağı giderecek kişinin Kılıçdaroğlu olduğu vurgulandı.

Bir muhalefet zaferi, Türkiye'nin komşuları için de iyi olur, Batı için çok büyük jeopolitik değere sahip olur. Türkiye bugünlerde Avrupa'nın geri kalanından neredeyse tamamen uzaklaşmış durumda. Türkiye'nin NATO ile arasındaki çatlak da düzelmeye başlayacaktır. Türkiye NATO üyesidir, ancak Sayın Erdoğan Ortadoğu'da yıkıcı bir aktör olmuş ve Rusya ile daha yakın ilişkiler kurmaya çalışmıştır.

İngiliz dergisi, Batı’nın Kemal Kılıçdaroğlu ve 6’lı koalisyondan beklentilerini sıralarken, Kılıçdaroğlu’nun terör tutuklusu Selahattin Demirtaş’a özgürlük ve KHK’lıları görevlerine iade etme vaadini hatırlattı.

Türkiye’de Demokrasi yaşam destek ünitesine bağlı. Türkiye'nin siyasi tutukluları arasında, Kürt partisinin lideri de bulunuyor. Sayın Kılıçdaroğlu bunu tersine çevirmeyi vaat ediyor. Cumhurbaşkanı olan Kılıçdaroğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarına saygı gösterme ve tutukluları serbest bırakma sözü veriyor.

Yazıda , Kılıçdaroğlu’nn seçilmesiyle Türk ekonomisini de yeniden Batı rotasına sokma beklentisi dile getirildi.

Muhalefetin adayı Kemal Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığını kazanırsa, bankanın bağımsızlığını geri getirme ve enflasyonu tek haneli rakamlara indirme sözü verdi; bu, şanslıysa, yabancı yatırımdaki çöküşü de tersine çevirecektir.

İngiliz Derginin yazısında, “Kemal Kılıçdaroğlu'nu Türkiye'nin bir sonraki cumhurbaşkanı olarak içtenlikle destekliyoruz.” İfadeleri kullanıldı. Muhalefetteki tüm partilere Kılıçdaroğlu’nun etrafından birleşme çağrısı yapıldı., "Demokrasiyi kurtarın", "Oy verin" gibi çağrılarla da seçmen dışarıdan yönlendirilmeye çalışıldı.