ABD'den Türkiye'de turuncu darbe çağrısı: "Muhalefet hazır olmalı"

ABD'nin başkenti Washington'dan yönetilen ve CIA’nın kontrol ettiği kısa adı “Ortadoğu Demokrasi Projesi” adlı kuruluş, Türkiye'deki 14 Mayıs seçimlerine ilişkin dikkat çeken bir analiz yayınladı.

“Erdoğan Nasıl Kazanmaya ve İktidarda Kalmaya Çalışabilir?” başlıklı analizi, POMED’in Türkiye sorumlusu Merve Tahiroğlu hazırladı. Türkiye’de casusluk suçundan yargılanan eski CIA danışmanı Henri Barkey de paylaştı.

Yazı, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 10 yılda Türkiye'yi gelecek vadeden bir demokrasiden otoriter bir devlete dönüştürdü.” ifadeleriyle başlıyor. AK Parti iktidarı döneminde muhalefetin “yoğun baskı ve zulme maruz kaldığı, Erdoğan'ın siyasi rakiplerini hapse attığı, medyayı susturduğu, hile ve şiddet eylemlerine başvurduğu” gibi iddialar sıralanıyor. Bunlara karşılık, Altılı Masa ile HDP'nin “Erdoğan'ı devirmeye ve Türkiye'yi demokratik yoluna döndürmeye” yakın olduğu savunuluyor.

“Rekabetin adil olmayacağı kesin.” denilen yazıda, seçimler için şüphe yaratacak iddialar ortaya atılıyor. Bu noktadan itibaren yazıda, CIA’nın darbe tertiplerinin izleri okunuyor. Hükümet kaynaklı hile, şiddet ve sansür iddiaları sıralanıyor. Muhalefetten, sabotajlara karşı uyanık ve karşılık vermeye hazır olması isteniyor.

- Seçim günü oy verme sürecinin ve oy sayımının meşruiyetine gölge düşürebilecek çeşitli sorunlar ortaya çıkabilir. Şiddet tehdidi olabilir. Türk jandarması, 196 bin personel görevlendirdi. Ancak Jandarma, son yıllarda oldukça partizan ve Erdoğan yanlısı bir kurum haline gelen İçişleri Bakanlığının kontrolü altında. Bir diğer önemli endişe de medyadaki sansürün oy sayımını baltalayabileceği yönünde. Hükümet, 14 Mayıs gecesi sosyal medyaya erişimi engelleyebilir.

Yazıda, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçimi kaybetmesi durumunda, polis, ordu ya da mafyayı kullanarak şiddete başvurabileceği iddia edildi. “uluslar arası toplum” adı altında ABD ve Batı’nın desteği ilan edilerek, muhalefet sokağa çağrıldı.

- Erdoğan seçim sonuçlarına sadece yasal olarak değil, güç kullanarak da itiraz edebilir. Yasadışı bir şekilde iktidarda kalmak için şiddet kullanmak Erdoğan için eşi benzeri görülmemiş bir hamle olacaktır. Böyle bir durumda özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde muhalif seçmenlerin protesto için sokaklara dökülmesi kuvvetle muhtemel. (…) Erdoğan ve hükümeti 14 Mayıs'ta hangi taktikleri kullanmayı tercih ederse etsin, çok büyük bir direnişle karşılaşacağı kesindir. Uluslararası toplum, Türk halkının yanında durmaya ve özgür ve demokratik seçim hakkını korumaya yardımcı olmaya hazır olmalıdır.