HAARP'çilere jeofizik dersi

Aydınlık Gazetesi İstihbarat Şefi Tevfik Kadan, Kahramanmaraş merkezli depremin ardından gündeme gelen HAARP teknolojisini ele aldı. Kadan, HAARP nedir? Ne kadar güç üretir? Elektromanyetik dalgalar kullanılarak deprem oluşturmak mümkün müdür? sorularını cevapladı.

HAARP'çilere jeofizik dersi

Aydınlık Gazetesi İstihbarat Şefi Tevfik Kadan, Kahramanmaraş merkezli depremin ardından gündeme gelen HAARP teknolojisini ele aldı.  

Kadan yazısında HAARP nedir? Ne kadar güç üretir? Elektromanyetik dalgalar kullanılarak deprem oluşturmak mümkün müdür? Bir parça graniti kırmak için kaç tane Akkuyu Nükleer Santrali gerekir? Komplo mu, yoksa bilmediğimiz bir şeyler mi var? sorularına cevap verdi:

Deprem felaketlerinin en büyük komplo teorisi tartışmasız HAARP'tir. Dünya üzerindeki her büyük depremin ardından mutlaka gündeme gelir. Teoriye göre ABD, Alaska'daki HAARP merkezinde ürettiği elektromanyetik dalgaları iyonosfere* göndererek çok güçlü bir enerji elde eder. Bu enerjiyi dünyanın istediği bir bölgesine yönlendirerek fayları kırabilir, iletişimi kesebilir, elektronik cihazları bozabilir ya da iklim değişikliklerine yol açabilir... Bir dönem History Channel'ın yayınladığı HAARP belgeseli de bu silahın varlığına dair en büyük kanıttır. Zaten “binlerce kilometre mesafeden karıncayı gözünden vurabilen” ABD'ye de, ancak böyle bir silah yakışır. Bu teknolojiyi reddedenler, genelde “büyük oyunu görememekle” ya da “saf ve aptal olmakla” suçlanır. Üstelik bu iddialar, artık sosyal medyayı da aşarak parlamentolarda konuşuluyor, medyadaki tartışma programlarının ana gündemini oluşturuyor.

HAARP'çilere jeofizik dersi - Resim : 1

SOSYAL MEDYADA GAZAYA ÇIKTILAR

Medyanın “asrın felaketi” dediği, bilim insanlarının “bin yılın felaketi” olarak nitelediği, ünlü deprem bilimci Le Pichon'un “böyle bir kayma için 5 bin yıllık enerji birikimi gerektiğini” söylediği Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından da komplucular, sahneye çıkmakta gecikmedi. Kimileri deprem öncesinde bir ABD gemisinin geldiğini iddia etti, kimileri petrol kuyusuna bomba attı, kimileri uzaydan çubuk fırlattı. HAARP'çiler de sosyal medyada gazaya çıktı.

TESİS 3,6 MW GÜCÜNDE

Tartışmaların üzerine bir bilim insanımız, hazırladığı sunum ile kendi Youtube kanalı üzerinden hepimizin anlayabileceği şekilde HAARP'i anlattı. Jeofizik Yüksek Mühendisi Doç. Dr. Emre Timur'un yanıtını aradığı soru şuydu: Jeofizik hesaplamalar kullanılarak, elektromanyetik dalgalarla deprem oluşturmak mümkün müdür?

Videosunun başında HAARP hakkında genel bilgiler veren Doç. Dr. Timur, önce şu bilgileri paylaştı:

 “HAARP adı 'Yüksek Frekanslı Etkin Kutup Işıkları Araştırma Programı'nın kısaltması. Program, 1990 yılında ABD Hava Kuuvvetleri (USAF) tarafından uzun mesafeli iletişim ihtiyacı nedeniyle başlatıldı fakat 2014 yılında Alaska Fairbanks Üniversitesi Jeofizik Enstitüsü'ne devredildi. Sahada kullanılan frekans aralığı 2,6 MHz ile 10 MHz arasında. Tesisin kendi ifadesine göre ELF/VLF bandında yayın yapılmıyor. Tesis, 3,6 megawatt (MW) iletişim gücüne ulaşmak için her biri altı çift 10 kilowatt (kW) verici içeren 30 verici grubu kullanıyor. Toplam 180 adet çapraz-dipol HF (yüksek frekans) anten bulunuyor ve buna iyonosfer araştırma cihazı (IRI) adı veriliyor. Amaçsa 60-80 kilometreden başlayarak 500 kilometre irtifaya kadar uzanan iyonosefer-termosferin araştırılması.

“HAARP, Alaska'nın doğu kısmında, Kanada sınırına yakın bir bölgede bulunuyor. Depremin olduğu Pazarcık bölgesine uzaklılığı 8885,73 kilometre. Bugün tamamıyla sivil araştırmalar yapılan bir alan. Merkezin araştırma disiplinleri içinde 'detection of cavities on earth' başlığı dikkat çekiyor. Yani, yer içerisindeki boşlukların tespit edilmesine yönelik araştırmalar yapacaklarını ifade ediyorlar. Fakat yerküre içerisinde HAARP sisteminin kullanıldığına dair hiçbir bilimsel yayın bulunmuyor. Bu disiplini yazarak heralde böyle bir perspektiflerinin de olduğunu belirtmek istiyorlar. Zaten gerek kullanılan frekans bandı nedeniyle, gerekse bulunduğu yer itibarıyla böyle bir çalışmaya uygun olmadığını düşünüyorum.”

EL KADAR GRANİTİ 28 AKKUYU KIRIYOR

Ön açıklamalarının ardından elektromanyetik kuram hakkında bilgiler veren Doç Dr. Emre Timur, “Bir elektromanyetik dalga, bir yüzey üzerinde momentum oluşturuyor mu oluşturmuyor mu? Daha sonra bir basınç oluşturuyor mu oluşturmuyor mu? Bunların yanıtını vermemiz lazım. Sistemin bir kayacı kırabilmesi ve deprem oluşturabilmesi için böyle bir etkisinin olması şart.” diyerek hesaplamalarına başlıyor. Einstein'ın özel görelilik kuramından (E²=p²c²+m⁴) yola çıkarak bir dizi formül elde eden Timur, nihayetinde bir graniti kırabilmek için ihtiyacı olan gücü hesaplıyor. Örnek kayaç olarak graniti tercih etmesinin sebebini de yerküreye uygunluk olarak açıklıyor. 54 milimetre (mm) çapındaki granit bir karotun 200 megapascal (MPa)'lık bir basınçla kırıldığını belirten Doç. Dr. Timur, bu karotu kırmak için ne kadar bir güce ihtiyacı olduğunu hesaplıyor. “Basınç = Güç / Işık Hızı x Alan” formülünde verilerini yerine koyan Timur, 137 gigawatt (GW)'lık bir değere ulaşıyor. Sonrasını ise şöyle anlatıyor:

“Peki elektromanyetik dalgalarla bu gücü üretebilir miyiz? Örneğin Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde 4 adet, her biri 1200 MW gücünde ve toplam 4800 MW çıkış gücüne sahip reaktör bulunuyor. Demek ki; avuç içi kadar bir graniti kırmak için bile 28 adet Akkuyu Nükleer Santrali'ne ihtiyacımız var. Bu fiziksel olarak mümkün değil. 28 tane nükleer santralin toplam çıkış gücünü bir lazere odaklayıp elektromanyetik huzme şeklinde bir yüzeye kayıpsız şekilde gönderip onu kırmak... Mümkün değil! Günün birinde bunu insanoğlu geliştirse bile, basınçla birlikte sıcaklık artışı gibi farklı fiziksel olgular da gelişecektir.”

 "NE YAPSAM KIRAMIYORUM"

“Bir kutu kola kadar taşı kırmak için 137 GW güce ihtiyacımız var.” diyen Doç. Dr. Timur, tersten bir hesaplama da yaparak şöyle devam ediyor: “HAARP anteninin çıkış gücü 3,6 MW. Peki biz bunu Alaska'dan alıp bir fay hattın üzerine koysak, tam güçte çalıştırsak ne kadar bir basınç elde ederiz: 0,0000001 P. Yani elinize tutacağınız bir lazerden bile daha düşük bir değer. Çünkü yüzey alanı çok büyük. Dolayısıyla bunun bir deprem oluşturmasını geçtim, hissedilmesi bile mümkün değil.”

Bir bilim insanın ciddiyeti ile, granitin farklı koşullar altında dayanımının azalabileceğini de kabul eden Timur, bu kez de şu sonuca varıyor:

“Ben 200 megapascal'ı normal bir granit için kabul ettim. Fakat yerin altı daha sıcak olduğundan granitin dayanımının 500 derece artırıldığında 200 MPa'dan 124 MPa'ya düştüğünü öğrendim. Bu durumda da 28 adet yerine 18 adet Akkuyu Nükleer Santrali'ne ihtiyaç duyarız ki, 5 kilometrede o kadar yüsek sıcaklıklar da beklemeyiz. Yani çok uç hesaplar yapmaya çalışıyorum, kayaçları kırmaya çalışıyorum ama ne yapsam olmuyor. İnanılmaz derecede yüksek değerler elde ediyoruz.

“HAARP anteninin eni boyu 380 metreye 320 metre. Bu kişiler isteseler ELF değil ama VLF yayın yapabilirler ama anten silosunun biçimi yere paralel biçimde yapılmış. Yani Sovyetlerin 'Duga'sı gibi yere dik durmuyor. Bu anten zaten gökyüzüne sinyal gönderme amacıyla yapılmış bir anten. Geometrisinden de belli. Kullandığı frekans bandına baktığınızda bu antenden çıkan elektromanyetik dalgalar Kuzey Amerika'nın dışına bile çıkmazlar.

“VLF frekans bandında bir elektromanyetik dalga üretseler ve bu dalgalar iyonosferden yansısa ya da yer hava arayüzeyinde kat etse bile, Türkiye'ye ulaştığında bunun yerin içine nüfus etmesi mümkün değil. İkincil elektromanyetik alanlar da herhangi bir deprem üretmeye kesnlikle ve kesinlikle yeterli değil.”  

SONUÇLAR
Sunumunun sonunda ise elde ettiği bulguları izleyici ile paylaşan Timur, şunları söylüyor:

1) Mevcut herhangi bir elektromanyetik kaynakla yer içinde bulunan kayaçları etkileyerek üzerlerinde kırılma için basınç oluşturulması bugünkü teknoloji ile mümkün değil.

2) HAARP sistemi; bulunduğu yer, anten boyu ve geometrisi, kullandığı elektromanyetik dalga frekansları ve çıkış gücü nedeniyle yerin derinliklerine etki edemez. Bu tesiste üretilen bir sinyal Türkiye'ye ulaşamaz. Bu koşullar jeofiziksel hesaplamalara göre mümkün değildir.

* İyonosfer, atmosferin elektromanyetik dalgaları yansıtacak miktarda iyonların ve serbest elektronların bulunduğu 70 km ile 400 km lik kısmı. Termosferi tamamen kapsarken, mezosfer ve ekzosferin bir kısmını kapsar.

deprem