"Türkiye'de yaşanılmaz" propagandası neye hizmet ediyor?
Ekonomik kriz alışılmadık olaylarla birleşince “Türkiye’de Yaşanılmaz” algısı pekiştirilmeye çalışılıyor. Burada amaç ne? Sosyologlar Derneği Onursal Başkanı Prof. Dr. Sami Şener, bu sorumuza yanıt verdi.
Türkiye’de yaşanan her toplumsal olayda “Türkiye’de yaşanmaz” fikri öne çıkarılıyor. Sosyal medyadada genç beyinler Batı'ya yönlendiriliyor. "Batılı toplumların daha iyi", "Doğu toplumlarının kötü" olduğu algısı bilinçlere yerleştirmeye çalışılıyor. Burada amaç ne? Sosyologlar Derneği Onursal Başkanı Prof. Dr. Sami Şener, bu sorumuza yanıt verdi.
Ekonomik kriz alışılmadık olaylarla birleşince “Türkiye’de Yaşanılmaz” algısı pekiştirilmeye çalışılıyor. Türkiye kötü, Batılı ülkeler iyi olarak sunuluyor.
- Batı dünyası çok uzun yıllardan beri kendi medeniyetini yegane gelişmiş medeniyet, kendi insanını üst seviyede yani eşi ve benzeri olmayan bir insan olarak lanse etmeye çalışıyor. Bizim gibi toplumlarda da bu bir aşağılık kompleksi meydana getiriyor.
Sosyal medyada Türkiye’yi aşağılayan paylaşımlar daha fazla beğeni alıyor. Bazı uzmanlar bunu özentilikle açıklarken bazıları da sosyal medyada yaratılan algılardan dolayı olduğunu düşünüyor.
- Biz uzun süre Batı etkisinde kalan bir ülkeyiz ve Batı'nın bilgi ve şablonlarıyla aslında düşünme noktasına geldik. Bu da ister istemez kendi gerçeklerimizi tabi göz ardı etmemize sebep oluyor. Burada ben tabi özellikle gençlere değil de daha çok bizim yönetim sistemimize, bilgi sistemimize ve oradaki eksikliklere bağlamak istiyorum bunu.
Sosyologlar Derneği Onursal Başkanı Prof. Dr. Sami Şener, sosyal medyanın toplumu yanlış yönlendirildiğini vurguladı.
- Ve burada bir tüketim toplumu oluşturuluyor. Yani bilgiler de tüketiliyor, eşyalar da tüketiliyor, zaman da tüketiliyor. Yani üretim diye bir şey yok. Evet, Türkiye'de eksiklikler var, hatalar var, bir takım yanlışlıklar var ama Türkiye büyük bir medeniyetin sahipliğini yapmış ülke.
Sosyal medyanın gerçekleri yansıtmadığını söyleyen Prof. Dr. Şener, toplumu yansıtmayan ve kültürleri yanlış aktaran fikirlerin gençlerin kendi toplumundan uzaklaştığını vurguladı.
- Dolayısıyla böyle bir ortamda tabii ki gençlerimizin korunmasına ihtiyaç var. Yani gençlerimizin kendi kültür ve kendi medeniyet dünyalarına aidiyet konusu var. Yani televizyonlardan tutun, eğitim sistemlerine kadar bizim bunları güçlü bir sesle, güzel örneklerle verebilmemiz lazım. Aslında bu bir kültürel mesele.Kendi kültürel gerçeklerimizden epey uzak kaldık. Ve başka dünyalarda yaşıyoruz.