İsveç’te 18 Ekim’de açıklanan Ulf Kristersson kabinesindeki en önemli bakanlıklardan birine getirilen Ilımlı Muhafazakâr (M) partisinden Tobias Billström, Magnus Thorén’in sorularını cevaplayarak yeni hükümetin dış politikası önemli hakkında açıklamalarda bulundu.
İsveç’te 18 Ekim’de açıklanan Ulf Kristersson kabinesindeki en önemli bakanlıklardan birine getirilen Ilımlı Muhafazakâr (M) partisinden Tobias Billström, ayağının tozuyla katıldığı İsveç televizyonu (SVT 2) saat 21 haberlerinde gazeteci Magnus Thorén’in sorularını cevaplayarak yeni hükümetin dış politikası önemli hakkında açıklamalarda bulundu.
Billström yakın çevreleri olan Kuzey ülkeleri ve Avrupa Birliği ülkeleriyle ilişkilere önem verdiğini ve bu konuda eski hükümet ile aynı bakış açılarına sahip olduklarını belirtti. Gazetecinin “Yıllardır İsveç’in ‘feminist dış politika’ izlediği söyleniyor, siz de feminist bir dış politika mı izleyeceksiniz?” sorusuna hükümetinin kadın-erkek eşitliğine inandığı yanıtını vererek kadınlarla erkeklerin her zaman aynı haklara sahip olmasını gerektiğini, kendileri için etiketten çok içeriğin önemli olduğunu belirtti.
Billström, izlenecek dış politikada İsveç’in çıkarlarının her şeyden önemli olduğunu ve İsveç’in çıkarlarının diğer Batılı ülkeler ve Transatlantik hattı ile bütünleştiğini söyledi. Rusya’yı eleştiren Billström, Ukrayna’ya destek olunacağını ve gelişmiş hava savunma silahları gönderileceğini belirtti.
Gazetecinin “Türkiye İsveç’in NATO yolunu tıkıyor, Erdoğan eski hükümetin sözlerini yerine getirmediğini söylüyor.” yorumunu ise “Biz eski hükümetle aynı isteği paylaşıyoruz. Türkiye ile yakın ilişkiler içerisinde üçlü mutabakatın yerine getirilmesini istiyoruz ve biz NATO’ya üye olacağız.” şeklinde cevapladı. “Türkiye’nin terörist diyerek istediği kişileri geri verecek misiniz?” sorusuna “Bizim için İsveç kanunları ve uluslararası anlaşmalar önemli, biz de bu konuya bir hukuk devleti olarak yaklaşacağız.” diyen Billström, hükümeti destekleyen İsveç Demokratları’nın (SD) İslam’a eleştirel yaklaşımının yeni hükümetin Türkiye ile ilişkilerinde bir sorun olup olmayacağına sorusuna da “Türkiye için üçlü mutabakatın yerine getirilmesi önemli, o mutabakatta din konusu yok ve böyle bir sorun olacağını düşünmüyorum.” dedi.
Billström gazetecinin “Türkiye demokratik bir ülke mi?” sorusuna “Evet Türkiye demokratik bir ülke ama maalesef otokratik eğilimler var.” Şeklinde yanıt verdi. Gazetecinin “Ama muhalif partiler ve basın zor durumda.” yorumuna ise “Evet, bu konuda AB’nin endişe ve uyarıları var ama Türkiye’de özgür seçimler yapılıyor, hükümet kanuni yollarla kuruluyor ve göreve geliyor.” dedi.
Eski hükümet 2014 yılında Filistin’i tanıdı, siz o zaman karşı çıkmıştınız, şimdi siz hükümet oldunuz bu kararı geri alacak mısınız sorusuna da “Hayır böyle bir şey söz konusu olamaz, o karar yanlıştı ama geri alınamaz, ancak bunda sonra coğrafi olarak kendi topraklarının tamamında egemen olamayan hiçbir ülkeyi tanımayacağız.” dedi.