31 Mart yerel seçimlerinin genel bir değerlendirmesini yapmıyoruz. Zaten yeterince yapılıyor ve yapılmaya da devam edilecek. PKK/DEM’in Doğu ve Güneydoğu'da yeniden bazı illeri kazanmasının olası sonuçlarına kısaca değineceğiz.
PKK ülkemiz sathında hem legal ve hem de illegal olarak faaliyetlerine devam ediyor. Bu olguyu diğer destekçileri saymazsak AKP ile CHP bilinçli olarak görmezden geliyor. Türkiye terör belasının üzerine silahlı müdahalede bulunurken, PKK’nin legal kanadı DEM ve DBP aktif olarak parlamento başta olmak üzere her alanda boy gösteriyor. Eğer siz bir melanetin kökünü kazımak istiyorsanız o melaneti kökten halletmeniz gerekir. Bir yandan terör örgütünü lanetlerken, diğer yandan yasal olarak kurulmuştur teranesinin ardına sığınarak DEM/DBP’ni meşru göremezsiniz! Bu riyakârlığa bir son vermek lazım gelir.
1 Nisan sabahından itibaren PKK medyası yüksek perdeden atmaya başladı! DEM’in başarısını kutlarken “Kürdistanda” ve Türkiye'de mücadele bayrağının daha da yükseltileceğini, “Kürdün iradi birliğinin temsilcisi PKK’nin süreçten güçlenerek çıktığını” örgütün yetkili ağızlarından duyurdu.
PKK’nin lider kadrosunun Süleymaniye civarına sığınmasının bir nedeni saldırılarda etkisiz hale gelme korkusu ise, diğer bir nedeni de uzun zamandır etkili eylem gerçekleştiremeyen örgütün yeni bir hamleye başvurmak için hazırlandığıdır. Son dönemde Murat Karayılan’ın sıklıkla söylediği “PKK korkusu saldırıları artırıyor. Korksunlar!” yönlü tehditkâr açıklamalarını es geçmemeli! Seçimler bitti ve PKK seçim sonrası döneme özgü yeni saldırılara girişmesi kuvvetle muhtemeldir! AKP’nin kaybetmesi, CHP'nin belediye sayısını artırması, DEM’in belediyeleri alması örgütü cesaretlendiren olgulardır ve bunun bir sonucu olacaktır. PKK’yi tanıyanlar rahatlıkla bu tanıyı koyar.
PKK/DEM SAVUNUCULARINDAN SEÇMELER
Şimdilik PKK/DEM cenahında sevinç çığlıkları hâkim! Konuşanlar söze “Kürd iradesi kazandı” diye başlıyor. Bununla kastedilen esasen PKK ve APO’nun sözde Kürdistanı kurma iradesidir. Ancak bir şey unutuluyor Türk/Kürt iradesi bölücü “iradeye” baskın çıkmış ortak irade esas olarak oluşmuştur. Bu gerçeğin üzerini küllendirmeye çalışanlar ve destekçileri her zamanki gibi hep hüsranla karşılaşacaklardır.
PKK sevicisi ve destekçisi eski TKP'li Veysi Sarısözen yerel seçim değerlendirmesinde, “Kürtler yapabileceklerini yaptılar. Kürdistan’ın her yerinde DEM Parti kazandı. Seçimin sonucunu (Türkiye çapında. Mİ) Kürtler belirledi. Kürt halkı AKP ve devlet yenik düşürdü. Apocu yerel yönetim anlayışı mevcut belediye anlayışlarından farklı” dedi.
Veysi Sarısözen yıllardır PKK örgütünün sözcüsü olarak üstlendiği görevi devam ettiriyor. Evet, o bir görevlidir ve PKK’nin verdiği görevi ifa ediyor. Eski TKP’den ÖDP MYK üyeliğine ve oradan da SDP Genel Başkan yardımcılığına kadar pek çok marifeti var. Bir dönem DEM ardılı olan DEHAP’tan milletvekili adayı olmuş kazanamamıştı. Kısacası çok renkli bir kişilik!
Sarısözen Medya Haber’e yaptığı değerlendirmede kantarın topuzunu iyice kaçırdı! “Seçimin sonucunu Kürtler belirledi” ki Kürdümüzün ezici çoğunluğu bu kapsamın dışındadır ve değerlendirme gerçeği yansıtmıyor. Evet, DEM Parti pek çok yerde CHP’yi desteklemiştir ama bu seçimin sonuçlarını belirlemedi. Diğer yandan “Kürtler devleti yenik düşürdü” sözleriyle de provokasyonlara açık kapı bıraktı. Apoculuğu övmesi ise alıştığımız bir durumdur ve bunu Sarısözen sıkça yapmaktadır.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan yaptığı açıklamada, “Kürtlere kaybettirmeye çalışanlar ülkeyi kaybetti” dedi. Hangi ülkeyi Bay Bakırhan? Ülkelerin adı olur. Tabi size göre Türkiye Cumhuriyeti'nde bir “Bakure (Kuzey) Kurdistan” var ve bir de Türkiye var! Öyle değil mi? Eski DBP’den Siirt belediye başkanlığı yapan Bakırhan DEHAP genel başkanlığı da yapmıştı.
Tuncer Bakırhan HEP döneminden beri aktif siyaset içinde. PKK’nin legal alandaki çalışmalarında önemli sorumluluklar üstlenenlerden biri. Bakırhan, Selahattin Demirtaş’a yakın durmayan birisi olarak bilinir.
SONUÇ YERİNE
Mesele DEM’in belediyeleri eline geçirmesinden ötedir. Olayın boyutunu iyi okumak ve ona göre tedbirler almak zaruridir. DEM’in seçim sonuçları üzerine çok fazla değerlendirmelerde bulunmanın bir faydası yoktur ve çıkarılacak sonuç ile dersler önemlidir.
Kafalarında seçim tek yoldur ve tek çaredir ezberine takılan anlayışlar doğru sonuçlara ulaşamazlar. Çünkü büyük güçler arenasında yani sistem partilerinin hipodromunda at koşturmak ve yarışı kazanmak sanıldığı kadar kolay değildir. Ya onlardan biri olacaksınız ya da onlar gibi olacaksınız ki kazanasınız. Bu da en çıkmaz yoldur.