CHP Amerikancılığa koşuyor

...

Murat İnce Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

CHP Amerikancılığa koşuyor

Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1922’nin sonuna doğru fırka (parti) fikrini işlemeye başlar. Atatürk’ün Bütün Eserleri (ATABE) 14. Cilt sayfa 170’ten itibaren gidişatı takip etmek mümkündür.

 Atatürk: “Hakikaten vatanımıza ve bağımsızlığımıza göz dikenlere yalnız askerlikçe galebe etmek mümkün değildir. Memleketimiz hakkında istila emelleri besleyecek olanların her türlü ümitlerini kıracak şekilde siyaseten, idareten ve iktisaden kuvvetli olmak lazımdır. (…) Bu milli maksat ve fikirleri nazarı dikkatte bulundurarak, milletimin her sınıf hakkında ve hatta İslam âleminin en uzak köşelerinde beni ebediyen iftihar ettirecek surette gördüğüm teveccüh ve itimada layık olmak için, en mütevazı bir millet ferdi sıfatıyla, hayatımı sonuna kadar vatanın hayrına vakfeylemek emeliyle, barışın istikrarını müteakip halkçılık esası üzerine dayalı ve “Halk Fırkası” namıyla siyasi bir fırka teşkil etmek niyetindeyim.” der.

 Atatürk’ün uzak öngörüsü ve dehasına yakışır bir partinin geldiği yeri görüyor musunuz? Yedi Düvele diz çöktürmüş Cumhuriyet Halk Partisi’nden, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Devlet Bahçeli’yi Amerika’ya, ABD adına davet ettiği bir sahte CHP’ye evirilişi sürecini yaşıyoruz! Çok Amerikancı gördük ama ş-u ana kadar hiçbir Türk siyasetçinin ağzından ABD’ye böylesi bir tarzda davet eden birine rastlamadık, en Amerikancısının ağzından bile! Be ne büyük bir düşüştür? Tam bir yarı sömürge ülke politikacısı tavrı ile karşı karşıyayız.

 Atatürk parti fikrinin esaslarını açıklarken, “Memleketimiz hakkında istila emelleri besleyecek olanların her türlü ümitlerini kıracak şekilde siyaseten, idareten ve iktisaden kuvvetli olmak lazımdır.” Ve bunun içinde siyasi bir teşkilata yani partiye ihtiyaç duyulur. Peki, Amerikan emperyalizmi ve diğer emperyalistler ülkemizi siyasi, ekonomik, askeri ve kültürel olarak hegemonyası altında tutmak; yarı sömürge ya da sömürge olması için, bölüp parçalamak emellerini taşımıyor mu? Taşıyor ise “sahte CHP”nin Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye/Amerika savaşının devam ettiği zaman diliminde “icazet” almak için Amerika'ya gitmesini nereye koyacağız! Yabancı bir devlete siyasetçileri davet edecek cüreti nereden almaktadır? Ey CHP'li Atatürkçüler nerdesiniz, sesiniz neden çıkmıyor?

 KARANLIK YOL

 Siyaseten yolu ABD’ye düşen partilerin gelecekleri karanlıktır. NATO’yu, ABD’yi, İsrail’i, AB’yi ülkesinden fazla seven, öven, örnek gösteren, takdir eden siyasilerin Türkiye halkına verebilecekleri zarardan başka fazla bir şey yoktur.

 “Biz 1930’ların CHP’si değiliz” diyen zihniyetten Kemalist Devrime sahip çıkmasını bekleyemeyiz. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına geçmesinden sonraki sürece bakıldığında Cumhuriyet karşıtı, Atatürk karşıtı, bölücü sevici, FETÖ sevici anlayışın hâkim olduğu görülür.

 Sistem partileri düzenin değişmesini istemez ya da lafta düzen karşıtı fiiliyatta ise düzencidirler. CHP’nin başını çektiği “Millet İttifakı” ve AKP’nin başını çektiği “Cumhur İttifakı” karşılaştırıldığında CHP önderliğinin çok daha geri, Batıcı ve işbirlikçi olduğu hemen göze çarpar. Sayın Kılıçdaroğlu’nun son açıklamalarına, girişimlerine bakıldığında ABD/AB yörüngesinde nasıl çırpındığını görürüz.

 Yeni CHP’nin Başkanının Amerika gezisi üzerine çok şey söylenebilir. Ancak ülkemiz Türkiye, başta Amerikancı PKK/FETÖ bölücülüğü, gericiliği olmak üzere pek çok sorunla boğuşurken, Sayın Kılıçdaroğlu’nun en hafif deyimle “sorumsuz” çıkışları halkın birliğini dirliğini örseliyor.

 Sözde Atatürkçü fiiliyatta sahte Atatürkçülerin, başta CHP olmak üzere “Atatürkçülük kisvesi” altında kurdukları oluşumların, kâğıt üzerinde kalan amaçları dışında hiçbir işe yaramadıkları ve bozgunculuk yaptıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Tüm yazılarını göster