Yine bir seçimle karşı karşıyayız. Biz bu yazımızda seçimlerin genel bir değerlendirmesini yapmayacağız. Seçimleri sınıfsal bakış açısıyla ve dünya görüşümüzün gereği olarak analizini ileriki zamana bırakıyoruz. Genel ve Yerel Seçimlerin halka yansıması ve getirisi ile götürüsü arasındaki uçurumun tahlili bu yazımızın konusu değildir.
Seçim günü yaklaştıkça sokaklar partilerin anons araçlarının yaydığı gürültüyle dolup taşmaktadır. Ortalığa saçılan propaganda malzemeleri görüntü bozukluğu yaratıyor ve çevre kirliliğine yol açıyor. Bu durumun düzeltilmesi ve tedbirlerin alınmasının zamanı çoktan geçmiştir.
1) Anons araçları hemen yasaklanmalıdır. Teknolojinin çok geliştiği ve insana ulaşmanın bu kadar kolay olduğu zaman diliminde anons araçlarına ihtiyaç kalmamıştır. Gürültü kirliliğine sebep olan anons araçları, seçim boyunca pek çok olumsuzluğun yaşanmasına da neden olmaktadır. Trafiğin sıkışık olduğu yerlerde akışı engellemektedir. Ayrıca, evlerde gürültüden bunalanların olduğunu, psikolojik sorunlarla boğuşanların bulunduğunu, hastanelerde hastaların yattığını, bebeklerin ve çocukların etkilendiğini görmezden gelemeyiz. Siyasi nedenlerle değil, tamamen insani duygularla seçim boyunca araçları görüp tepki gösterenlerin sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. “Lanet olsun şu seçim bitse de rahata kavuşsak, kafamızı dinlesek” diyenlerin sayısı oldukça kabarık. Ayrıca bu büyük israftır; araçların kiralanması, gün boyu yakıt tüketimi, lastik vb. aksamların yıpranması sonucu oluşan kirlilik yabana atılacak gibi değil!
2) Anons araçları haksız rekabete yol açıyor. Parası olan partiler için sorun değil. Ancak mali durumu zayıf olanlar açısından sıkıntı yaratmaktadır. Fırsat eşitliğinin olmadığı yerde para gücüyle kazanma yöntemi haksızlıktır ve kabul edilemez. Bu bağlamda partilere yapılan hazine yardımı en alt düzeye indirilmeli, partiler kendi kaynaklarını kendileri yaratmalıdır. Sistem partileri açısından hava hoş! Ekmek elden su gölden!
3) Propaganda malzemelerinin uluorta saçılması engellenmelidir. Partilerin seçim süreci boyunca insanlarımızı aşağılayan “yardım kolileri” vb. girişimleri engellenmeli ve hukuki süreç başlatılmalıdır. Oy almak için bu yola başvuranlar kamuoyunda teşhir edilmelidir. Başta parti binaları olmak üzere her yeri aşırı derecede flamalar, bayraklar ve pankart gibi malzemelerle donatmak yanlıştır ve bunun devri geçmiştir. Göze hoş görünen, israftan kaçınan ve halkın durumunu göz önüne alarak masraflara girişmek en doğru olandır.
Asgari ücretin, emekli maaşlarının yerlerde süründüğü bir dönemde bu kadar israf insafsızlıktır. Halkı düşünen parti israftan kaçınır…
Seçime katılan partilerin şaşaalı propagandaları halkın sıkıntısına merhem olmuyor. Hâkim sınıf partilerinin tümü halkın değil sınıf çıkarları neyi gerektiriyorsa ona göre çalışma sürdürüyorlar. Bu gerçeğin üstü örtülemez.