Bir senedir İstanbul'a gelemiyordum, geçenlerde birkaç gün gelme fırsatım oldu.
Dikkatimi çeken bir kaç konu olmakla beraber yol kenarına park problemleri hakkında gözlem ve görüşlerimi paylaşmak istedim. Neden bu konu? Çünkü bu konu çözümünün dünyanın her yerinde belli ve açık. Amerika’yı yeniden keşfe gerek yok ancak bu konuda İstanbul'da hiç bir şey yapılmıyor, bir arpa boyu yol alınmıyor ve her sene durum daha kötü hale geliyor. Genel trafik konusu tartışabiliriz, çözülür, çözülmez, karmaşık bir konudur. Ancak araç park yerleri konusu böyle değil. Bu konuda iyi çalışılmış bir eylem planını devreye almak gerekli ve vatandaşlarımızın yerel yönetimlere karşı daha talepkar olmaları gerekli.
Bir gözlem ile başlayalım. İstanbul içindeki sanayi hala şehrin daha dış bölgelerine göçmeye devam ediyor. Beylikdüzü tarafında kalan sanayi bölgeleri Çerkezköy, Çorlu tarafına veya Gebze tarafına kayıyor. Kartal tarafındaki sanayi ve iş merkezleri ise Dilovası tarafına taşınmaya devam ediyor. (Bu bölgeleri merkez ile bağlayan hızlı tren sistemleri gerekli). Bunun sonucunda bu işyerlerinde çalışanların hayatı trafik çilesi yüzünden daha çekilmez hale geliyor. Bu trendi durdurmak ve hatta belirli akmaz kokmaz sanayiler için tersine çevirmek düşünülebilir. Turistik bölgeler hariç, şehir içindeki sanayi sitelerinin şehir dışına taşınması konusu dikkatle ele alınmalıdır ve sağlam gerekçeler yoksa izin verilmemelidir. Bazı durumlarda ise trafik yüzünden üretim tesislerinde, üretim ekibi ve masa başı ekibinin yerleri ayrılıyor. Misal, duydum ki Hadimköy deki Mercedes fabrikası çalışanlarının önemli bir kesimi, Vadi İstanbul tarafındaki ofislere taşınıyorlarmış. Sebep elbette trafik derdi.
İstanbul bölgesindeki trafik konusunun yarattığı sosyal, ekonomik tahribatı ölçmek zor ancak bu sorunu çözebilsek, Türkiye'nin hem ekonomik büyümesi, hem tasarruf oranı, hem vatandaşların mutluluk ve sağlık seviyeleri önemli derecede iyileşecek. Yurtdışına nitelikli göç talebi kısılacak. Yıllarca sürdürülen hatalı politikalar sonucu yaşanması zor bir şehir haline getirdik İstanbul'u. Bu işin çözümünü sadece sermaye yoğun metro inşaatlarında arayanlar da elbette beceriksizliklerini gizleme derdindeler.
İstanbul'da sokak aralarında park yeri problemi var. Yerel otorite kuralları koymamış, düzenlemeyi yapmıyor, vatandaşlar da kendi düzenlerini olabildiğince kurmaya çalışıyorlar. Mümkün olduğunca yolu kapatmayacak şekilde araçlarını park ediyorlar, bazen çift sıra park ediyorlar. Kimi evine dönerken bir sokağın girişine beş dakikalık park edip koşa koşa bakkaldan bir şeyler alıyor, o beş dakikada sokak girişi kapanıyor. Kimi otopark çıkışını istemeden bloke ediyor. Kimi daracık yolda kaldırıma çıkıp park ediyor ve yeterli geçiş alanı bıraktığını düşünüyor ancak yanılabiliyor. Kimi kendince trafik akışını engellemeyecek bir yere park ediyor ancak sokaktan otobüs dönüşünü tıkıyor. Bu gözlemlerin İstanbul'un genelinde geçerli olduğunu düşünüyorum ancak gözlemlerin daha çok Sarıyer, Şişli, Beşiktaş ve Bakırköy ilçelerinde yapıldığını da eklemeliyim.
Her gün yaşadığımız, gördüğümüz konular. Neden bu işler çözülmüyor? Herhalde yeterince bağıran olmadığı için çözülmüyor. İlgili belediye personeli de bunları görüyor, zabıta da görüyor ama birilerinin şikayet etmesi lazım ki bir ekip gelip işlem yapsın. Genel düzeni kurma ve kuralları denetleme yerine şikayet üzerine işlem yöntemi seçilmiş. İşin kolayına kaçılmış.
Bu konu bir çok soruna yol açıyor. Misal arabaların hasarlanma konusu. Zaten araba fiyatları pahalı, bu kadar para verip alınan arabaların hasara bu derece açık şekilde bırakılmaları da kimsenin kabul edebileceği bir durum değil.
İşin çözümüne gelelim. Tahmin ediyorum bu çözüm önerileri Avrupa'da ve Asya'da bir çok kalabalık şehirde zaten uygulanıyor. En azından İngiltere'de uygulandığını biliyorum.
1) Yol kenarında park fişi kesen işpark elemanlarının iş tanımı değiştirilmeli. Park personellerinin görevi fiş kesmek olmamalı, park yerlerini ellerinde el terminali ile dolaşıp otopark ücreti ödememiş olan araçlara ceza kesip cama yapıştırmak olmalı. El terminalleri ile plakalar okutulmalı veya girilmeli ve ilgili plakanın park ücretini ödeyip ödemediği sistemden sorgulanmalı. Tüm park ücretleri mobil uygulama ve benzeri sistemler üzerinden ödenmeli.
2) İstanbul da dükkanların olduğu sokakların yol kenarlarındaki park yerleri Kısa Süreli Otopark (KISO) olarak tanımlanmalı. Kimi yerlerde en çok 30 dakika, kimi yerlerde en çok 2 saat park izni verilmeli ve ödeme buna göre yapılmalı. Denetimlerde tur atan zabıta araçlarının kameraları ile plakalar otomatik okutulmalı ve süresini geçen araçlar tespit edilmeli. Böylece dükkanların önüne park edip saatlerce başka yerlerde vakit geçirme olayı bitecek ve dükkanların iş hacmi ve cirosu artacaktır.
3) Her mahallede veya semtte Uzun Süreli Otoparklar (USO) tanımlanmalı veya yapılmalı. 2 saatten uzun park ihtiyaçlarında USO'lar kullanılmalı ve fiyatlandırma bunu desteklemeli. Misal arabayı metroya yakın park edip metroya binip işine gidecek vatandaş yol kenarına değil USO ya aracını park etmeli ve ihtiyaca göre aylık veya 3 aylık uygun fiyatlı abonmanlıklar yapabilmeli.
4) İstanbul sokaklarındaki tüm yolların kenar çizgileri renkli şekilde boyanmalı. Çift sarı çizgi hiçbir zaman durulamaz ve park edilemez demek. Tek sarı çizgi, tabelaya bak, kuralı uygula demek. Genel olarak akşam ve hafta sonu park edilebilir ve durulabilir, onun haricinde edilemez demek. Yol kenarlarında araç parkı için köşeleri bir araba boyutunda çizilmiş tanımlı alanlar ise park edilebilir demek. Kavşaklarda, yaya geçidi bölgelerinde, okul kapısı civarlarında bolca çift sarı çizgi olmalı. Çift sarı çizgiyi güçlendiren zikzak çizgi uygulaması da İngiltere'de mevcut. Okul çıkışlarında ilave olarak bu zikzaklarda sürücüleri uyarıyor.
5) Belirli kuralların tanımlandığı, tüm sokakları düzenli olarak gezen ve denetleyen geçici park personelleri ve kameralar olmalı. Cezalar hem araçların camına yapıştırılmalı hem plakanın kayıtlı olduğu adrese gönderilmeli. Mevcut işpark personeli sadece İşpark alanlarını değil tüm İstanbul sokaklarındaki kural ihlallerinde kimseyle muhatap olmadan tespit yapan ve el terminalleri ile ceza kesen personel haline getirilmeli. Ceza gelirleri yerel belediye, büyükşehir ve ilgili bakanlığın trafik birimlerine dağıtılmalı. Cezalara kolayca yazılı itiraz imkanı olmalı ve itirazların değerlendirilmesi sonucu geçerli hafifletici gerekçe bulunur ise 50% civarı ceza indirimi vatandaşa sağlanmalı.
6) Sokak aralarındaki evlerde yaşayan vatandaşların arabalarını kendi sokaklarına park etmesini kolaylaştıracak Muhit Sakini Park Yeri (MUSAP) işaretlemeleri yapılmalı. MUSAP levhası olan sokaklara sadece ilgili sokakta yaşayanlar park etmeli ve araçlarının ön camına ilgili sokakta park etme MUSAP etiketi konmalı. Sokağın durumuna göre gün içinde belirli saatlerde yabancı araçların da park etmesine bazı sokaklar açılabilir.
7) Kolay, hızlı ve ucuz otopark yeri tespiti sağlayan, İstanbul'daki tüm otoparkların doluluk ve müsaitlik bilgilerini eş zamanlı veren mobil uygulamalar devreye alınmalı.
8) Tüm otoparklar ruhsatlı ve düzenli denetlenir olmalı ve tüm otoparkların doluluk oranlarını ölçen sistemler kurulmalı. Otopark fiyatından bağımsız yüksek doluluk oranını sağlayamayan otoparklara ceza uygulanmalı böylece bedava dahi olsa otoparkların yüksek doluluk ile çalışması sağlanmalı. Otopark girişleri bariyer ile kapatılmamalı ve açık tutulmalı.
9) İstanbul için kaldırıma araç parkı yasaklanmalı. Kısmen veya tamamen kaldırıma araç park edilememeli. Tespitler hava gözlem araçlarından yapılmalı. Misal Londra'da bu uygulama seneler önce başladı ve Londra daha yaşanabilir ve turistik bir şehir haline geldi ancak bu işi tüm İngiltere'ye yayamadılar. Her sene tartışma konusu olmaya devam ediyor ve er geç tüm İngiltere'de bu kural devreye girecek çünkü kaldırımların işgali, özellikle tekerlekli sandalye ve puset iten kişiler için zorluk yaratıyor.
10) İstanbul'daki hayat pahalılığının sebeplerinden biri trafik sıkışıklığı ve dağıtım araçlarının ürün dağıtımında verimsiz indirme-bindirme işlemleri. Dükkanların olduğu sokaklardaki tanımlı mal indirme/yükleme alanları ve izin verilen saat aralıkları yerel belediyeler ile planlanmalı. Gece sessiz dağıtım operasyonları için elektrikli dağıtım araçları ve dağıtım bölgesi bazında özelleşmiş lojistik firmaları devreye alınabilir.
11) Çeşitli sebeplerden (hukuksal problemler, imar problemleri, miras problemleri vs..) atıl durumda olan arsaların geçişi olarak otopark amaçlı kullanıma tahsis edilmesi kanuni düzenleme ile sağlanabilir.
12) Kısa süreli otoparklar ve uzun süreli otoparkların ışıklı işaret levhaları ile sürücülere yerlerinin tarifi yapılmalı ve müsait park yeri adedi bildirilmeli.
13) Genel fiyatlandırma kuralı olarak; kapalı otoparklar ucuz ve bir kısmı bedava, açık ve kolay ulaşımlı yol üstü park alanları daha pahalı hale getirilmeli.
14) Özel sitelerin ve özel mülklerin otopark alanlarının da gerekli şartlar sağlandığı takdirde kamuya açık otopark amacıyla kullanımı sağlanabilmeli.
15) Esnafın dükkanlarının önünün hangi durumlarda ve hangi sürelerde kendi özel otoparkı gibi kullanabileceği konusu tanımlanmalı.
16) Bazı bölgelere giriş için merkez dışına park edip, otobüsler ile merkeze ulaşım sağlanabilir. Misal Oxford şehri girişinde böyle bir uygulama mevcuttur ve bir çok kişi Oxford şehrine araba ile girmez. Şehir girişindeki büyük açık otoparka aracını bırakır ve shuttle otobüsler ile Oxford merkeze gider/döner. İstanbul'da da Eminönü, Karaköy, Kadıköy, Ortaköy gibi otopark sorunu olan merkez bölgelere girişlerde benzer uygulama yapılabilir veya daha genel olarak İstanbul'un Gebze ve Büyükçekmece taraflarından girişlerinde büyük ücretsiz otoparklar yapılarak şehir merkezlerine veya metro ulaşım bölgelerine ulaşım için shuttle otobüsler devreye alınabilir.
17) Aselsan ve Havelsan gibi firmalarımızın otopark işletmesi, park yeri kontrolü, plaka okuma donanım ve yazılımları üretmesi sağlanabilir.
18) Otopark yönetim sistemleri veya yeni otopark yatırımları konusunda yerel belediyelere ilgili devlet finans kurumları tarafından proje bazında kredi açılmalı ve bu yatırımlar öncelikli yatırım olarak değerlendirilmeli. Fonları belediyelerin başka işler için kullanması engellenmeli ve hak ediş bazında finans kurumundan üstlenici firmaya ödemeler yapılmalı.
19) Gizli işsizlik olan benzin istasyonundaki pompacı emekçiler ve otoparklarda fiş kesen emekçiler, daha çok katma değer üretebilecekleri ve kazanç elde edebilecekleri trafik ve park kontrolörlüğü işlerine aktarılmalılar. Vatandaş benzincide deposunu kendisi doldurmalı ve otoparkta kendi işini görmeli.
20) Kamunun sigorta firması olan "Türkiye Sigorta" başta olmak üzere, sigorta sektörümüz, İstanbul'daki otopark sorununu azaltıcı tüm faaliyetleri sigortalamalı. Vale hizmetlerinden, kapalı otoparklarda park edilen araçların indirimli trafik sigortası poliçesi hakkı kazanmasına kadar. Türkiye Sigorta'nın otopark, trafik ve araç kazaları konusunda mahalle bazında ayrıntılı istatistikler toplaması, yerel yönetim politikalarını yönlendirmesi ve otopark yatırımlarına bizzat katılması da değerlendirilebilir.
21) Yaya geçitlerine uzaktan, gece ve gündüz yüksek görünürlük sağlayan turuncu balonlar yerleştirilebilir. Güneş paneli enerjisi ile bu balonların içindeki ampuller geceleri yakılabilir.
22) LPG'li araçların İstanbul'da kullanımı kısıtlanmalı ve caydırılmalı. Güvenlik politikaları izin verir ise LPG'li araçların bagaj açmadan tespit edilebilmesi sağlanmalı. ( Misal arka plakaları sarı yapılabilir veya ön cama renkli etiket takılabilir). Otopark yazılımlarında LPG'li araçlara uygun yeterli park yeri tanımlanmalı.
Buraya kadar yazdıklarım zaten bir çok dünya metropolünde olan ve Türkiye'nin büyük şehirlerinde de eninde sonunda olacak olan standart uygulamalar. Gelelim Standart dışı olan, uygulanması değerlendirilebilecek konulara.
1) Haftanın çoğu günü kullanılmayan bazı devasa otoparklar var. Misal futbol stadyumu otoparkları, konser alanı otoparkları veya akşamları kullanılmayan market veya AVM otoparkları. Bu park kapasitesinin haftanın 7 günü 24 saat kullanılabilir yapılmasını sağlamalıyız. Misal Seyrantepe'deki Galatasaray Stadyumu'nun binlerce araçlık otoparkını hafta arası, bölgedeki işyerlerinin uzun süreli park ihtiyaçları için ilave vale hizmeti ile kullanılabilir hale getirebiliriz. Nasıl bazı AVM'lerin özel vale hizmeti var, belirli trafik sıkışıklığı olan bölgelerde belirli saatlerde işpark'ın vale personeli ile ve ilgili mobil uygulamaların desteği ile hizmet verilmesi sağlanabilir. Vale ücretleri için de İstanbul çapında geçerli olacak bazı abonelik seçenekleri üretilebilir. Bu servislerin fonlanması için sigortacılık sektörü de deveye alınabilir.
2) İstanbul'da bazı caddelerde trafik olunca yandex paralel sokağa yönlendiriyor ve yan sokağa sapıp, evlerin arasından 200 metre gidip tekrar ana caddeye katılım sağlanabiliyor. Bireysel olarak belki 3-4 dakika zaman kazanımı sağlanıyor ama yola ilerden bağlanan sürücünün kazandığı zamanı ana yoldaki sürücüler kaybediyor yani toplam sistemde bir fayda yaratılmıyor. Genel olarak bu tür şehir içi yerleşim yerleri arasındaki sokakları çıkmaz sokak yapmak faydalı olur. Misal bu sokakların ortasına saksılar konduğunda saksıların iki tarafında çıkmaz yaratılır, trafik geçişi kesilir. Çıkmazlar da muhitte yaşayanlar için sağlı sollu ilave otopark alanı yaratılması demek. Hatta araya mesafe bırakılıp iki sıra saksı ile trafiğe kapalı bölge yaratılabilir ve bu alan yeşil alan ve park olarak değerlendirilebilir. Genelleme yaparsak, ne kadar çok otopark ihtiyacını karşılayabilsek ara sokaklarda o kadar çok park ve yeşil alan yaratacak alanı kazanabiliriz. Çıkmaz sokaklarda prefabrik ikinci park katlarının da yapılması değerlendirilebilir.
3) İstanbul'da boğaz ve sahil bölgelerinde nüfus, trafik ve otopark problemi yoğundur. Tuzla tersanelerinde yüzer otopark yapıları kolayca yaptırılabilir ve bu yapılar römorklar ile Kadıköy, Beşiktaş, Eminönü, Tarabya, Büyükdere, Sarıyer gibi yoğun otopark ihtiyacı olan kullanım yerlerine çekilip batırılarak zemine sabitlenebilir. Bir kaç sene kullanılır, bölgede kalıcı otopark kapasitesine ulaşıldığında yüzen yapılar tekrar kaldırılır ve başka sahilde kullanıma alınabilir. Yapı tasarımlarında araçları tuzlu suyun korozyon etkisinden koruyacak tedbirler alınmalıdır. Benzer şekilde, kullanım dışı olan veya belirli akşam saatlerinde kullanım dışı olan arabalı vapurların belirli bölgelerde geçici otopark olarak kullanımı mümkün olabilir. Aliağa'ya söküme getirilen bazı gemilerde gerekli dönüşümler yapılarak katlı otopark halinde belirli sahil bölgelerinde geçici olarak kullanıma alınabilir.
4) Kapalı ve katlı otoparklar çok büyük olunca kullanışsız oluyor, çok küçük olunca verimsiz oluyor. İdeal ölçüde ve yaygın olarak mahallelere bu kapalı katlı otoparkların yapımı öncelikli yatırım kapsamına alınabilir.
5) Sokaklardaki binaların bir kısmının zemin ve zemin altı katları kamu tarafından satın alınarak mahalle otoparkı haline çevrilebilir. Özellikle deprem riski sebebiyle yıkımı planlanan binalar ( Bakırköy civarında çokça var) öncelikli olarak yıkılarak kat otoparkı yapılabilir.
6) İşi sadece trafik yönetimi ve park yeri kontrolü olan hava araçlarının 7/24 İstanbul üzerinde devreye alınması ve yer ekipleri ile koordineli çalışması faydalı olabilir. ( Muhtemelen işletme maliyeti en düşük olan araçlar belirli yükseklikte sabitlenecek gözlem balonları olacaktır)
7) Mahalle bazında otopark istatistiklerinin toparlanması ve bu verilerle desteklenen yerel otopark politikalarının devreye alınması uygun olabilir.
8) Yol kenarı parkı ve otopark konusundaki ihtiyaçları karşılayıcı kanun ve düzenlemeler yapılmalı. Yerel belediyeler, İBB ve hükümet arasındaki uyumsuzluğu ve kavgayı azaltacak tedbirler alınmalı.
9) Otopark sorununu çözmek elbette mali kaynak gerektirir ve bu kaynaklar hem İBB ve yerel bütçelerden hem hükümetin sağlayacağı ilave fonlardan karşılanmalıdır.
10) Özellikle sistemdeki hareketin durduğu zamanlarda sistemin resmi çekilip önceki resimler ve hedeflenen duruma göre analiz yapılmalıdır. Misal gece yarısı saat 3'te muhtemelen araç hareketi en az seviyededir ve her araç bir yerlerde park halindedir. Toplam kamu faydasını en çoklayacak şekilde tanımlı park yerleri kullanılmış mı yoksa uygunsuz park davranışları gözlemleniyor mu? Bunların kök sebepleri incelenip buna göre sahadaki kurallar değiştirilmelidir.
11) Belirli ara sokaklar çift yönden tek yön trafiğe döndürerek sağlı sollu ilave park alanı yaratılabilir.
12) Ekrem İmamoğlu’nun İBB başkanlığı için seçim vaatleri arasında Otopark ile ilgili olan vaatleri hatırlayalım. Neler vardı?
Bunların hangisi yapıldı? Nerede 100 bin araçlık ilave otopark? Nerede asansörlü sistemler? Nerede mahalle zonları? Yapımı bırakalım ortada plan var mı?
13) Yol kenarı park yerleri için renkli yol boyalarının üretilmesi gerekli. Bu konuda Türkiye'de firmalar var ancak bu boyaların parlaklık ve kalıcılık konusundaki kaliteleri yetersiz. Bu boyaların imalatında tehlikeli madde kapsamındaki solvent ve kimyasallar zorunlu olarak kullanılıyor. Yeni formülasyonların, üretim ve sahada uygulama proseslerinin yüksek kaliteli sonuçlar için devreye alınması gerekiyor. Kimya sektörümüz ve uygulamacılarımız bu işleri becerebilecek seviyededir.
14) İstanbul'daki tüm yeni ve büyük inşaat projelerinde, bölge ihtiyacını da karşılayacak ve bölge sakinlerinin de kullanımına açılacak otoparkların yapımı sağlanmalıdır. Özellikle yeni metro istasyonları hazır yapılıyorken ve inşaat araçları ve malzemeleri sahadayken, bölgeye katlı yer altı otoparkları da yapılmalıdır. Bu projelerin finansmanı için Borsa İstanbul'da yıllık kupon ödemeli (sabit veya değişken) otopark pay senetleri ihraç edilebilir. Misal, Beşiktaş'ta yapılacak katlı otopark finansmanı senetlerinin pazarlaması, Beşiktaş’taki firmalara yapılabilir. Yani ilgili semtlerdeki firmalar, kendi bölgelerindeki otopark sorununun çözümünü, Borsa İstanbul'un sunacağı enstrümanlar ile destekleyebilirler.
15) Yeterli otopark kapasitesi olmayan semtlerde iskan verilmesi durdurulmalı ve iskan azaltıcı planlamalar desteklenmeli.
16) İstanbul’da toplu taşıma ve metronun yeterli yaygınlıkta olduğu belirli alanlarında Londra misali araç ile girişleri caydırıcı tedbirler alınabilir.
İstanbul'da trafik sorununu çözmek veya azaltmak için yapılması gereken yüzlerce iş var. Yol kenarı parkı sorunu konusunu genelleyecek olursak, İstanbul'da araç parkı konusunda yeni sistemleri devreye almalıyız, araç parkı yerlerini tanımlı hale getirmeliyiz, hangi saatlerde nerelere park edilebilir konularını tabelalar ile belirlemeliyiz, sistemin sürekli kontrolünü yapacak ekipmanı olan gezici ekipleri devreye almalıyız. Bu devirde hala yaya geçitlerinin önüne hatta üzerine araç park edilebiliyorsa, okulların giriş çıkış yollarına araç park edilebiliyorsa, belediye otobüsleri sokaklardan hatalı park etmiş araçlar yüzünden dönemiyorsa, ambulanslar, itfaiye araçları sokaklarda sıkışıp kalıyorsa, tekerlekli sandalyeli vatandaş kaldırıma çıkmış araçlar yüzünden rahat ilerleyemiyorsa, vatandaş evinin önünde park yeri bulamıyor ama evinin önünde mahalle ile ilgisiz araçlar park etmiş ise, sürekli vatandaşlar arasında park yeri konusunda stres ve kavga yaşanıyorsa, bu beceriksizliklerin faturasını başta İBB olmak üzere sıradan tüm yetkilere kesmeliyiz. Caddelerde, sokaklarda bu rezillikler yaşanırken bu ihmallerin sorumlularının bırakın Cumhurbaşkanı adayı olmasını sokağa çıkacak yüzlerinin olmaması lazım. Bu işlerin kökten çözümünün adresi Vatan Partisi'dir.