Gelin bu yazıda değişik bir tür denemesi yapalım. 1993'teki bir çok suikast ve tuhaf kaza olaylarından biri olan Adnan Kahveci (AK) kazası (veya suikastı) konusunda neler biliyoruz, bir "google gazeteciliği" yapalım, bir kaç olayı alt alta sıralayalım, bakalım anlamlı bir sonuca ulaşabilecek miyiz? ilave bazı araştırmaların yapılmasını tetikleyebilecek miyiz?
Malum olayın üzerinden yıllar geçti, genç bir toplumuz, dönemin çerçevesini çizmek ile başlayalım ve AK kimdir ile devam edelim.
Yıl 1993. Bir çok dönem genci için unutulmaz bir sene. Metallica gelmiş konser vermiş, Gun's Roses gelmiş, Madonna'sı, Scorpions'u, Elton John'u, Bon Jovi'si filan nasıl olduysa bu özel sene İstanbul'a konsere gelmişler. Kulağa pek tesadüf gelmiyor değil mi? Ülke tarihinde olmayan böyle bir festivaller senesinde Uğur Mumcu suikastıymış, Özal suikastıymış, Adnan Kahveci kazasıymış filan kaynadı gitti değil mi?
1993'te sahnede kimler var? Cumhurbaşkanı Özal, başbakan Demirel, İçişlerinde İsmet Sezgin, Genelkurmay'da Doğan Güreş, MİT’te Sönmez Köksal, Ekonomide Tansu Çiller. ABD'nin Ankara büyükelçisi Richard Clark Barkley. 92 sonunda "Baba" Bush seçimleri kaybetmiş ve 20 Ocak 93'te görevi Clinton'a bırakıyor. Yine 20 Ocak'ta Bush'un adamı olan CIA direktörü Robert M.Gates görevi bırakıyor. 5 Şubat'a kadar CIA direktörlük koltuğu boş kalıyor. Yani ABD'de de bu dönemde büyük siyasi değişiklik var. 12 yıllık "dinci, neocon, Amerikan bayraklı" Teksas kovboylarının başını çektiği Cumhuriyetçi dönem bitiyor ve "Soroscu, Globalist, LGBT bayraklı" Demokrat tayfa işbaşına geliyor. İki cephe de kendi görüşlerine göre yeni bir dünya düzeni ve hegemonyası hedefliyor.
24 Ocak’ta Uğur Mumcu öldürülüyor. 25 Ocak'ta Langley'de CIA ajanı Lansing H.Bennett CIA merkezine işine giderken arabasının içinde silahlı saldırıda öldürülüyor. ( Bennett, Mumcu'nun öldürüleceğini Türk istihbaratına haber vermiş. (Aydınlık'ta Mustafa Mutlu haberi)). Ocak ayının devamında başarısız bir Jak Kamhi suikastı var. Şubatta Adnan Kahveci kazası(!) var. Eşref Bitlis Paşa'nın "İncirlik'ten kalkan ABD uçakları PKK'ya yardım ediyor" açıklaması var, 10 gün sonra sonra Eşref Paşa'nın uçağı havada infilak ediyor. Nisan'da Özal'ın zehirlenmesi ilintili ölümü var. Temmuz'da Sivas Madımak ‘ta katliamlar var, PKK'nın yıl boyu çeşitli katliamları var. Ekim'de General Bahtiyar Aydın suikastı var.
Özal'ın vefatı sonrasında cumhurbaşkanı Demirel oluyor, başbakanlık da kısa süreli (1 ay) Erdal İnönü dönemi sonrasında Tansu Çiller'e geçiyor. Özetle Gladyo enstrümanları ile (PKK, FETO, Kontrgerilla, Türk Hizbullah'ı vs.) ABD'nin TR politikaları üzerindeki baskısının son derece güçlü olduğu bir yıl.
Bölge jeopolitiğinde ise durum hareketli. Yugoslavya parçalanma ve iç savaş döneminde. Sovyetler dağılmış, Kafkaslar istikrarsız. 91'de ABD ve vassalları Bush'un başkumandanlığı altında Irak'ı bombalamışlar, ülke içinde iç karışıklık ve iç savaş başlatılmış. Kuzey Irak fiilen bölünme noktasına gelmiş ve "Çekiç Güç" isimli, ABD liderliğinde, Kuzey Irak'ta Irak ordusunun faaliyetini engelleyici, Türkiye merkezli (Silopi, İncirlik, Pirinçlik) bir hava ve kara gücü oluşturulmuş. Bu Çekiç Güç'ün görev süresi her 6 ayda bir TBMM onayı ile uzatılıyor, tabi her seferinde TBMM'de kavga kıyamet kopuyor ama görev süresi her seferinde uzatılıyor. Türkiye'de "laf dinleyen" bir yönetimin olması ABD için elzem.
Yurtiçi hava duruma geçelim. Özal Çankaya'da oturuyor ve ANAP'ta ipleri ana muhalefet lideri konumundaki Mesut Yılmaz'a kaptırmış durumda. Başbakan Demirel ile zaten ciddi bir görüş ayrılığı ve itilafları mevcut. Özal, memleketin gidişatından memnun değil ve siyasete dönme hazırlığında. Ahmet Özal'ın beyanına göre Turgut Özal, kardeşi Yusuf Bozkurt Özal'a "Yeni Parti" isimli bir parti kurdurmuş ve 19 Mayıs'ta Cumhurbaşkanlığından istifa ederek bu yeni partinin başına geçmeyi hedefliyor. (Ömrü vefa etmeyecek. Resmi kayıtlarda ise Yeni Parti 93 Ekim'inde kurulmuş). Ayrıca Başkanlık sistemi konusunda da çalışmalar yaptırıyor)
Dönemin iç ve dış hava durumunu vermiş olduk. Konumuza dönecek olursak Adnan Kahveci, Özal'ın bürokrasideki esas adamlarından ve Özal'ın öldürülmesinden 2 ay önce şüpheli bir kazada eşi ve kızı ile vefat eder. Küçük oğlu Cihan yaralı kurtulur. Büyük oğlu Ahmet Ankara'da kalmıştır.
Not: Yıllar sonra, 2012'de Özal'ın mezarı açılarak yapılan incelemelerde zehirlenme ispat edildi bu bağlamda Özal'ın ölümünün cinayet olduğu da kesinleşti.
Adnan Kahveci hakkında ne biliyoruz şöyle bir sıralayalım:
1) Trabzon Sürmeneli. Süper Vali Recep Yazıcıoğlu ile aynı ilkokula gidiyorlar, çocukluk dönemleri beraber geçiyor, yakın arkadaşlıkları ömür boyu devam ediyor. ( Recep Yazıcıoğlu da 2003'te AKP'nin ilk iktidar yıllarda olan bir sürü cinayet ve tuhaf kazaların olduğu dönemde şüpheli trafik kazasında vefat ediyor veya öldürülüyor)
2) Parlak bir akademik geçmiş ve birincilikler.
3) Adnan Kahveci MEB bursu ile ABD'ye yüksek lisans eğitimine gönderiliyor. Purdue'de elektrik mühendisliği, Missuri'de doktora tamamlıyor.
4) Adnan Kahveci'yi keşfeden kişi Turgut Özal'ın kardeşi, dönemin TPAO Genel Müdürü Korkut Özal. ABD'de bir elektronik fuarında tanışıyorlar ve sonrasında AK, Özal kardeşler ile 70 lerde MÇP ve 80 lerde ANAP döneminde görevler alıyor.
5) AK'de mucitliğe yatkınlık var. Teknoloji konularında meraklı, çeşitli patentler alıyor, Türkiye'yi bazı yenilikler ile tanıştırıyor. Kendi özel hayatında da video kamera, ses kayıt cihazları vs. dönem için yeni aletleri kullanıyor.
6) AK ve ailesi pek "muhafazakar" olarak nitelenen kalıplara uymuyorlar. Daha çok modern hayat tarzını benimsemiş, vatansever bir aile profili var. Çocuklara verilen isimlerden milliyetçi bir damar olduğu da belli. O dönem ANAP'ında dört eğilimi bünyesinde barındırma iddiası olduğunu hatırlayalım. ( Pratikte son derece Amerikancı, tarikat ve cemaatlere kamuda tam gaz kadrolaşma sağlanan ultra-liberal ekonomi politikaları dönemiydi)
7) Korkut Özal'ın içişleri bakanlığı döneminde teknik danışmanlık ve emniyette bilgisayar sistemlerine geçiş konularında çalışıyor.
8) Türkiye'de KDV vergisini başlatan kişi. Alışveriş sırasında fiş alımı konularını, yazar kasa konularını başlatıyor. Yazar kasa sistemleri ve bakkal defterlerinin dönüştürülmesine yönelik kavramsal tasarımları mevcut.
9) Tekel 2000 sigarasının çıkartılmasını ve Amerikan tutun firmalarının önünün kesilmesini sağlıyor.( Daha sonraki yıllarda Amerikan firmaları pazara hakin oluyor)
10) Daha o yıllarda gazetelerin elektronik hale dönüşmesinden, böylece ağaçları kurtarmaktan, daha ucuz, daha sık güncellenen elektronik gazetecilikten bahsediyor.
11) Maliye ve gümrüklerden sorumlu bakan görevinde bulunuyor. Özal'ın beyanına göre, kolaylaştırmak istediği dış ticaret ve gümrük mevzuatını hızlı şekilde basitleştiriyor.
12) Gittiği farklı Anadolu köylerinden çiçek, bitki numuneleri toplayıp bunların köylüye, memlekete ne tür faydası olduğunu araştırmak gibi sıra dışı çalışmaları var. ( Doktora döneminde öğrendikleri ile ilgili olabilir)
13) Kivi bitkisinin Karadeniz'de ekilmesi ve yetiştirilmesinde önemli pay sahibi.
14) Beyaz ekmek tüketiminin azaltılması ve tam buğday ekmeğe geçiş konusunda başarısız ama iyi niyetli bazı girişimleri oluyor. (Bunu başarabilseydi muhtemelen ülkeye yaptığı en büyük katkı olurdu-MA)
15) Hayli doğrucu ve dürüst bir profile sahip. Tüm geliri maaşı. İlave geliri ve büyük malvarlığı yok. Vefatı sonrasında hem karşı tarafın açtığı tazminat davası masraflarını hem çocuklarının okul dahil bir takım masraflarını dost ve sevenleri karşılıyor. ( Metin Akpınar, Işın Çelebi, Bedrettin Dalan, oğullarının "amca" dediği Vehbi Kahveci gibi)
16) Bürokraside, ihale işlerinde çeşitli yolsuzluk konularını tespit ediyor. Rüşvet konuşmalarını kayıt edip Özal ile paylaşıyor. Tehditler alıyor. Doğrucu Davut olarak nam salmış.
17) Özal için "Kürt Raporu" hazırladığı biliniyor. (Verso araştırma şirketi sahibi Erhan Göksel ile beraber veya ayrı ayrı. Tespit ve politika değişiklikleri gerektiren çözüm önerileri içeriyor.)
18) Vefatı sonrasında Turgut Özal hayatta kalan çocuklarına başsağlığı ziyareti yapıyor. Turgut Özal'ın vefatı sonrasındaki yıllarda çocuklarının Özal ailesi ile temas olmuyor.
19) Kazanın olduğu gün, büyük oğlu hariç, gece yarısı ailecek Toyota araçları ile Ankara'dan İstanbul'a doğru yola çıkıyorlar. Hava çok soğuk ve sisli. Aracı alışılageldiği üzere AK kullanıyor. Yeni bir yol yapılmış, açılışı resmi olarak yapılmamış. Normal yol bir noktada kapatılmış. Yol kenarındaki biri yol tarifi yaparak karşı şeride yönlendiriyor. O şerit de nedense (!) daraltılmış, tek şeride indirilmiş. Sonucunda karşı yönden gelen araç ile kaza oluşuyor ve devamında arkadan gelen araçlar da vuruyor. Kazada eşi, kızı ve kendisi vefat ediyor. Küçük oğlu kurtuluyor. Karşı taraftan gelen araçta da vefatlar oluyor.
20) Kazadan kurtulan küçük oğlu Cihan, arabada olmayan büyük oğlu ise Mehmet. Cihan Kahveci hastanedeyken, ailesinin vefat haberini AK'nin arkadaşı Erhan Göksel veriyor.
21) Arabada olan ve AK'nin hep yanında taşıdığı evrak çantası kayboluyor. Cihan Kahveci'nin ifadesine göre içinde çalışmaları ve yakında ANAP seçimlerinde (Muhtemelen Ağustos 93 ANAP Olağan Kongre) kullanacağı "enflasyona sihirli çözüm formülü" çalışması var.
22) Olaydan yıllar sonra TRT'de konu ile ilgili belgesel yapılıyor ve belgeselde genelde konunun "kaza" olduğu teması işleniyor. Ahmet Altan'a mikrofon tutuluyor "Tabi kazadır canım" mealinde açıklamalar. Mehmet Barlas’a mikrofon tutuluyor "Tabi kazadır canım, yılda kaç trafik kazası oluyor biliyor musunuz? Hem ben Adnan Kahveci ve eşi ile filan yemek yedim, masada oturduk cin çağırdık, "Özal yoktu, Kahveci yoktu" filan dedi gelen cin. Zaten Özal da "kanserdi ve kalp hastasıydı" mealinde açıklamalar.
23) Cihan Kahveci, Turgut Özal'ın mezarı 2012'de açılmadan önce verdiği röportajlarda, Turgut Özal öldürüldü ise babam da öldürülmüştür şeklinde beyanat veriyor ve bu görüşü abisi ile paylaştıklarını belirtiyor. Bu işi kovalayacak kaynaklarının olmadığını belirtiyorlar.
24) Cihan Kahveci, 2015 Şubat’ında, CNN Türk'de ( Doğan Grubunda o dönem) katıldığı "360 derece" programında şirin Payzın'a, cinayeti çözdüğünü, babasını öldüren ile Özal'ı zehirleyenin aynı kişi olduğunu belirtiyor. Cinayetin arkasında Erhan Göksel'in ve Mossad'ın olduğunu ve EG'in İsviçre bankasına yatan 10 milyon dolar için bu işi yaptığını belirtiyor. ( Erhan Göksel 2012'de şüpheli şekilde ABD'de otel odasında ölü bulunuyor). Cihan Kahveci, EG'nin ölümünden sonra bazı kişilerin konuştuğundan ve kendisinin bazı taşları yerine koyarak işi çözdüğünden bahsediyor.
25) Açıklamanın ardından EG'nin ailesinden iddiaları deli saçması olarak yorumluyor, Cihan Kahveci'nin partisi MHP'deki mevki ihtiraslarının bu dayanaksız iftiranın nedeni olabileceğini belirtiyorlar.
26) 2012 sonunda dönemin anayasa komisyonu başkanı Burhan Kuzu, Vatan gazetesinde, Adnan Kahveci'nin ölümünden sorumlu kişinin suçluları iade anlaşması olmayan Honduras'a kaçtığı hakkında duyum aldığını belirtiyor.
Buraya kadar yazdıklarımız işin tarihsel özeti, internetten toplama, ispatlanabilir nitelikte bilgiler. Bundan sonrası muhakeme, yani sübjektif.
Adnan Kahveci olayı cinayet ise bu iş nasıl kurgulanmış olabilir? Çok fazla seçenek yok.
AK'nin Ankara'dan İstanbul'a ne zaman geleceğini en az birkaç gün önceden, tercihen birkaç hafta önceden bilmeniz gerekir ki hazırlıklar yapılabilsin. Bu iş bir ekip işi olmak zorunda. Bir adam olay yeri öncesinde bekleyecek ve AK'nın arabası gelince 2. adama haber verecek. 2.adam yolu kapatıp (ne erken ne de geç, tam zamanında) tabelayı koyacak ve AK'yi bekleyecek. AK gelince onu ters yöne yönlendirecek ve 3. adama haber verecek. 3. adam diğer yönde beklettiği araçları tek şeride indirilmiş yoldan salacak. Muhtemelen 4. adam aracın içinde kazanın mutlaka olması için diğer araçları sıkıştıracak veya olmuş kaza sonrasında arkadan gelip kaza mahalline müdahale edecek. İlk gelecek polis ekibinde veya ilgili karakolda da adam olması rapor ve evrak işlerini kolaylaştırır. Ekipten birinin AK'nin evrak çantasını alması ve raporlara yazılmaması gerekiyor. Muhtemelen birileri kamera ile olayı kayıt edecek. İlk müdahaleyi yapacak ambulansta ve ilgili hastanede de adam olması yine avantaj olur. Evrak çantası çetenin yöneticilerine iletilecek, içi açılıp incelenecek, buna göre stratejiler revize edilecek. Diğer olasılık ise bu yol kapatma ve yönlendirme işlerinin yeni yolu yapan firmanın adamlarınca yapılması olabilir. ( Zaten Honduras'a kaçan eleman galiba bu firma yetkilisiymiş). Sonuç olarak AK olayı cinayet ise organize bir ekip işi olmak zorunda. Organize ekip işi ise de er veya geç olaya bulaşan kişilere, itiraflara, ipuçlarına ulaşılabiliyor olması gerekir. Siyasiler ve kamu görevlileri bu işi karartmazlarsa, politik irade ile bu işin kaçarı yok, aradan kaç yıl geçerse geçsin çözülür.
1) Erhan Göksel hakkındaki iddialar kanımca deli saçmasıdır. Rahmetli EG son derece iyi yetişmiş, değerli bir vatanseverdir, Youtube'da FlashTV zamanında yaptığı programlarda ne derece iç ve dış politik konulara hakim olduğu ve daha sonraki yıllarda doğrulanacak siyasi öngörüleri ve zamanındaki olayları ve kişilikleri ne derece doğru tahlil etmiş olduğu takip edilebilir. EG'in hayatı Ergenekon kumpası ile allak bullak edilmiştir, daha sonra da kurulan kumpas ile muhtemelen cinayete kurban gitmiştir. Cihan Kahveci'yi kimler yanılttı, neden yanılttılar, İsviçre belgesi filan ne gösterdiler, bunlar araştırılmalıdır. Bu açıklamalar neden otomatik olarak savcılık vs. soruşturma süreçlerini tetiklemiyor?
2) AK ve kumpaslar sonucu öldürülen tüm değerli yazar, siyasetçi, mühendis vs. şehit sınıflandırmasında değerlendirilmeli ve ailelerine şehit yakınlarına sağlanan faydalar sağlanmalıdır.
3) TC'nin en az İçişleri bakanı veya tercihen Cumhurbaşkanı seviyesinde bu olayın planlı bir cinayet olup olmadığı kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
4) Bu vakanın bunca sene sürüncemede bırakılması ve soru işaretlerinin üzerine gidilmesini önleyen kişi ve kurumlar tespit edilmeli ve görevlerini ihmalden ve kasıttan suçlanarak kanun önüne çıkartılmalıdırlar.
5) Honduras'a kaçan kişilerin kim olduğu, bağlantıları vs. açıklanmalı ve bu kişiler kanun önüne çıkartılmalıdır. Zaten Honduras'ta ABD o dönemden beri bir kaç sefer askere darbe yaptırmıştır ancak mevcut başkan sosyalisttir (ABD'nin devirdiği eski başkanın karısı). Zaten arama motorunda "Presient of Honduras" diye arattığınızda gelen sonuç "Dictator of Honduras" Xiomara Castro şeklinde geliyor. Henüz kendisi devrilmemiştir, Honduras'ta kim varsa kolayca alınabilir ve suçlu iade anlaşması yapılabilir. Tabi ABD yeni darbe yapmadan bu işi halletmek gerekir.
6) AK'nin evrak çantasının başına nelerin geldiğini bulmak da gerekir. Langley'de öldürülen ajanın Türkiye'de kimlere ne bilgi verdiği konusu da araştırılmalıdır. Belki sadece Uğur Mumcu cinayeti değil, başka cinayet planlarının da bilgisi verilmiş olabilir. Bu konu Türkiye’nin en iyi siyasi gazetesi Aydınlık’ta yayınlandıktan sonra neden "Bağımsız Mahkemelerimizce" otomatik bir araştırma süreci tetiklenmemiştir?
7) AK'nin bazı patentleri vs. varmış, bu konuda Türk Patent Enstitüsü'nün AK'nin çalışmaları konusunda bilgi vermesi faydalı olur. Topladığı Çiçek, bitki numuneleri konusunda ne çalışmalar yapıldı? Bu konuda da bir araştırma ve yayın yapılması uygun olabilir.
8) Türkiye maalesef dünyanın en çok beyaz ekmek tüketen ülkesi ve dolayısı ile şeker hastalığı sıralamasında da çok yükseklerde. AK'nin anısına, belki onun adını taşıyan bir program ile beyaz ekmekten siyah ve tam buğday ekmek türevlerine geçiş programı başlatılabilir. Hem sağlığa, hem ülke ekonomisine faydalı duble kazanç. Küçük denemelerle, millet alıştırılarak bu geçiş yapılabilir. Misal her ayın ilk haftası beyaz ekmek üretimi tüm fırınlarda yasaklanır, tüm fırınlar aynı fiyat ve gramajda sadece tam buğday ekmeği üretir, milletin şeker bağımlı metabolizması biraz sarsılabilir. Sonuçlarına göre kademe kademe program ilerletilir. Şeker hastalığının yaygınlık istatistiklerine bağlı olarak belirli bölgelere uygulamada öncelik verilebilir.
9) Yerli sigara konusunda Adnan Kahveci’nin çalışmaları anısına "Tekel 2023" markası tekrar canlandırılabilir. Sigara içmek kötüdür ama ortada bir pazar varsa, kaliteli Ege tütünleri ile Türk markasına da yer açılmalıdır.
10) En az AK kadar önemli bir dosya Erhan Göksel dosyasıdır. Araştırma şirketi "Verso" ve belki de evindeki belgeler muhtemelen Türkiye'nin en geniş politik istihbarat arşivlerden birini oluşturuyordu. Bu arşivler, çalışmalar ne oldu? Verso araştırma şirketinin ve varlıklarının, çalışanlarının akıbeti ne oldu?
Sonuç olarak tüm bu faili belli suikastlerde kamu yönetiminin dosta düşmana vermesi gereken temel mesaj, bu dosyaların bırakın 10-20 yıllık filan zaman aşımını, tarihin sonuna kadar açık kalacağı, olaylar hakkında çevrilmedik taşın bırakılmayacağı, sadece cinayetlerin çözülmesi ile yetinilmeyeceği, olaya direk ve dolaylı bulaşmış olan, yurtiçi ve yurtdışındaki, yaşayan ve ölmüş, gerçek ve tüzel kişiler hakkında tüm soru işaretleri cevaplanana kadar soruşturmaların devam edip adaletin yerini bulmasının takipçisinin olunacağı mesajı verilmelidir. Bu soruşturmalara ayrılan kaynak artırılmalıdır. 20 sene sonra teknolojik gelişmelerin sonucunda veya yeni tanık ifadeleri ile konu hakkında yeni ipucu bulunduğunda, dosyanın ilgili dalının kaldığı yerden devam etmesi gerekir. Bu yapılmaz ise, bu bir zayıflıktır ve Türkiye aydınlarını kumpaslar ve cinayetler ile kaybetmeye devam eder. Türkiye’nin kaderini değiştiren bu tür siyasi cinayetler ve kumpaslar sadece birer cinayet dosyası değildir, Devletin ve milletin namusunun dosyasıdır.