Birkaç yıldan bu yana yoksulluk Avusturya’da gündemi sürekli meşgul etmekte. İşsizlik ödentisi, sosyal ve mağduriyet yardımı, asgari emeklilik ile yaşamaya çalışanlar zor günler yaşamaktalar. Gıda ürünlerine yapılan zamları, su, elektrik ve kira giderlerini birçok dar gelirli karşılayamamakta.
Enerji fiyatları düştü düşecek denirken, enerji fiyatları tüketicinin belini kırmakta. Düştü denen enerji fiyatları sadece arabaya benzin konurken fark edilmekte. Benzin ve mazot fiyatlarında litre başı elli sentlik ucuzluk kendisini hissettirmekte. Evlerde kullanılan enerji, tüketiciye zor günler yaşatmakta. Orta sınıfa ait diye tanımlayabileceğim bir arkadaşım her üç ayda yaptığı 400 avro ödemenin dışında, 2022 yılına ait 2000 avro ek ödeme hesabı geldiğini ve bu parayı taksitlere bağladığını anlatıyordu. 2000 avronun çok yüksek bir rakam olduğunu, çok inandırıcı olmadığını söylediğimde faturanın fotoğrafını çekip göndermişti. Bana resmini gönderdiği faturada 2022 yılı için ödemesi gereken enerji tüketim farkının 2000 olduğu çok açık. “Bu rakamı ancak taksitlerle ödeyebilirim” diyor. Fatura üzerinde kullanılan elektrik ve gaz miktarının bir öncekine nazaran daha az olduğu da görülmekte. Buna göre, üç ayda bir ödemiş olduğu miktar ile yıl sonuna ait ödemesi istenilen miktar toplam 3.600 avro tutmakta.
Temel gıda ürünleri ise her gün yeni fiyatlarla etiketlenmekte. Yoksullaşma, çocukların beslenmelerini ciddi oranda olumsuz etkilemekte ki siyasi partiler harekete geçmek zorunda kaldı. Aylık geliri 2000 avronun altında olan tek başına kazananlar, asgari emeklilik parası, sosyal yardım ve mağduriyet yardımı alan aileleri kapsaması şartıyla Avusturya Federal Parlamentosu’nda ek yardım konusu tartışıldı. Bu tartışmada Avusturya Halk Partisi (ÖVP) Milletvekili Maria Grossbauer tarihî bir konuşmayla adını Marie Antoinette’in yanına yazdırdı. Marie Antoinette’in kim olduğunu hatırlatmama gerek var mı? Kasım 1755 tarihinde Viyana’da doğan ve Fransız Devrimi sırasında Ekim 1793’de Paris’te giyotin ile hayatına son verilen Antoinette’in “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” sözünü biliyoruz.
Maria Grossauer, Temmuz 2023 ile Aralık 2024 tarihleri arasında 2000 avro altında aylık kazancı olan ailelere yapılmak istenen çocuk başı 60 avroluk yardım konusunda tam tamına üç dakika konuşma yaptı. Gazetelerin değerlendirmesine göre federal parlamentoda çok da kötü olan bu konuşmasında Milletvekili Bayan Grossauer’in çocuk yoksulluğu ile ilgili düşüncesini belirtirken, “Çocuklar elma yesinler, yoksul çocuklar günde dört ila altı elma yiyebilirler” ifadesini kullanması “ÖVP’nin Marie Antoinette’si” biçiminde yorumlandı.
Eski başbakanlardan Sebastian Kurz’a yakınlığıyla tanınan, dünya sosyetesinin buluştuğu Viyana Balosu’nun bir zamanlar sorumlusu da olan ve o zengin sosyete misafirlerine bir bardak şampanyayı onlarca avro karşılığında satan Bayan Grossbauer, yoksullaşmaya çare olarak ufak bir matematik işlemi yapar. Çocuk başı verilmek istenen 60 avro aylık yardımla kilosu yaklaşık 2,5 avrodan 24 kilo elma alabilir. Her bir kilodan birer elma kara gün için bir tarafa bırakılırsa, 60 avro verip alınan 24 kilo elma çocuğun bir aylık gıda gereksinimini karşılar. Başka herhangi bir gıda ürünü almasına gerek kalmaz diye düşünmüş olacak ki et, süt gibi temel gıda ürünü satın alamayacak ailelerin çocukları “elma yesinler.” Bayan Grossauer’in bu dâhiyane düşüncesi diğer siyasi partiler tarafından hem kabul görmedi hem de hükûmet partisi olan “ÖVP’nin Marie Antoinette’si” denip dalga geçilerek reddedildi.
Karin Kneissl
Daha önce de “Ülkesini Terk Etmek Zorunda Kalan Dışişleri Bakanı” diye yazmıştım; bu yazıma şu adresten ulaşılabilir: https://www.aydinlik.com.tr/ koseyazisi/ulkesini-terk- etmek-zorunda-kalan-bakan- 326844. Avusturya’nın eski Dışişleri Bakanı Karin Kneissl hakkındaki haberler yine gündemde kendini hissettirmeye başladı. Avusturya’nın ulusal medyasında Kneissl şimdi de Avusturya vatandaşlığını kaybedecek mi diye kısa kısa haberler gündeme getiriliyor. Birkaç yıldan bu yana Lübnan’da yaşayan Kneissl’in önümüzdeki dönemde bir Rus “Thinktank” örgütünde çalışacağı haberi basına yansıdı. Orta Doğu politikası alanında Kremlin hesabına bu düşünce kuruluşunu idare etme görevinin Kneissl’e verileceği de haberin ayrıntısında belirtilmekte. İşte bu görev, onun Avusturya vatandaşlığına sebep olur mu diye sorulmakta. Avusturya Vatandaşlık Yasası’nın 33. maddesine göre, “Başka bir ülkenin hesabına çalışmalar yaparak, davranışı ve çalışmalarıyla ülkenin çıkarlarına ya da görüşlerine ters çalışmalar içinde bulunanlar vatandaşlıktan çıkartılırlar” denilmekte. Avusturya bir zamanların birinci sınıf diplomatı ve bakanını gerçekten vatandaşlıktan atar mı, zamanla göreceğiz. Daha önceden benzer bir olaydan dolayı vatandaşlıktan atma olayı bulunmamaktadır. Konu Rusya ile ilgili çalışmalar olunca olmaz dememek lazım.
Haziran ayı bilindiği gibi dünyada LGBT propagandasının ayyuka çıktığı ay oldu. Avusturya’da da bu ay içinde birçok ciddi kurum, belediyeler, belediyelere ait kurumlar, partiler, dernekler, koca koca işletmeler, siyasiler bu propagandayı toplumun her kesimine yaymaya aracı oldular. LGBT renkleri ve bayrakları her tarafta kendini hissettirdi. “Nasıl bir zamandan geçiyoruz, iyi ki benim çocuklarım bu badireyi atlattı” diyenlerin bile evlerine en basitinden alışveriş çantalarının üzerindeki renkle girdi.
17 Haziran günü Avusturya'nın başkenti Viyana LGBT’cilerin hâkimiyeti altındaydı. Viyana'nın merkezi olan tarihi Ring Caddesi üzerinden Rathaus (Belediye İdari Binası) önüne kamyonlar, motosikletler ve çeşitli diğer araçlarla geldiler. Ring Caddesi boyunca yapılan geçit töreninde çok çeşitli biçimlerde gösteride bulundular. Avusturya'nın dışında Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Almanya gibi çeşitli ülkelerden ve Avusturya’nın farklı bölge ve kentlerinden gelen 300 bin insan onların gösterilerinde bulundu. Gözlemlediklerim, bir yerlerden dayatılan LGBT’nin toplumda normalleşmesidir. Özgürlüğe, ayrımcılığa karşı olduklarını sert konuşmalarla dile getirenlerin istekleri bu fotoğrafta görünmektedir.