“Öğrenciye Irkçılık” yazıma çeşitli yorumlar geldi. Yazımda, Avusturya Özgürlükçü Partisi (FPÖ) Aşağı Avusturya eyalet milletvekili Gottfried Waldhuäsl’ın ırkçı yaklaşımlarını kaleme almıştım. Waldhuäsl lise öğrencilerinin katıldığı televizyon programında bu fikirlerini dile getirmişti. Gelen yorumlar şüphesiz sevindirici. Yorumlardan birinde değerli bir okurumuz aşırı sağcı ve ırkçı partili siyasetçinin haklı olduğunu yazıyordu. 15 yaşında bir öğrenciyi televizyonda canlı yayında hedef alan siyasetçinin tavrını konu alan yazının altındaki yorumda aynen şöyle deniliyordu: “Bence adam doğru söylemiş. Avusturya kendi kimliğini korumak zorunda, bunda gücenecek ne var?” Yazımda Viyana kentinin tarihi ile herhangi bir ön bilgi vermemiştim. Onun için böyle bir yorumda benim de etkim vardı. Tarihi bilgi eksikliği belki de bu yoruma sebep olmuştu.
Bosna Hersekli, Tuzla doğumlu Avusturya Adalet Bakanı Alma Zadiç kendisiyle 21 Şubat 2023 tarihli Kurier Gazetesi için yapılan söyleşide, “Waldhäusl gibi insanların Viyana tarihini bilmediklerini anladım bugün” diyordu. Zadiç’in vurgusu da Viyana’nın tarihine ilişkin bilgi eksikliğinin bir sonucuydu.
Linz Üniversitesi öğretim görevlisi tarihçi Michael John 1990 yılında Viyana tarihine ve günümüzdeki göçmen gelişimine ışık tutan güzel bir bir kitap yayımlanmıştı. Almanca adıyla Schmelztiegel Wien bu kitabı Türkçeye “Bir potada erimiş Viyana” diye çevirebiliriz. Kitapta bir tespit var, deniliyor ki “Viyana sürekli hem göç alan hem de göç veren bir kent olmuştur.” Michael John kitabında Avusturya Macaristan İmparatorluğu’ndan bu yana Viyana’daki göçe dayalı nüfus gelişimini incelerken onların da Viyana kültürüne katkılarını incelemektedir. Dr. John 1869 yılında 270 bin nüfuslu kentte 18 bin yabancı kökenli insanın yaşadığını, 1981 yılında ise 113 bin Avusturyalı olmayan insanlardan oluştuğunu yazmaktadır. Kentte 1857 yılında 493 Türk’ün yaşadığı ve bu sayının ilerleyen yıllarda 1910yılına kadar 1100 ile 1700 Türk'ün yaşadığı belirtilirken, 1960 yılına kadar bu sayının oldukça azaldığı gözlemleniyor. 1971 ve 1981 yıllarında Türklerin sayısı artık on binlerle ifade edilirken, 2020’li yıllarda Viyana’da yaşayan Türklerin sayısı artık 100 binleri bulmuştur.
Viyana kentinde sadece Türklerin bulunduğunu söylememek ile beraber, Çek, Slovak ve Macar kökenlilerin yoğunluğunu da vurgulamak gerekir. İşçi göçüyle Viyana’da yaşayan ve çalışan yabancı kökenlilerinin günümüzde en büyük kesimi eski Yuguslavya coğrafyasından oluşmaktadır. Çek ve Slovak soyisimleri artık devletin en üst kademelerinde görülmektedir. Görevde bulunan Avusturya Cumhurbaşkanı göçmen kökenlidir. Eski Başbakan Vranitzky, Avrupa Parlamentosu Sosyal Demokrat fraksiyon eski şefi Swoboda’lar falan artık Viyana’nın yerli isimlerinden olmuştur. Tarihsel süreç içinde Viyana’da çok sayıda Türk soyadlı Avusturyalı da bulunmaktadır. Bunlardan birisi de meslektaşım ve arkadaşım Erich’tir. Şakalaşırken, o bana sahte Türk ben ona asil Türk diye hitap etmekteyiz.
2019 yılı istatistiklerine göre 1.9 milyonluk kent olan Viyana’da yaşayan yabancı kökenlilerin oranı 49,5’tir. Aradan geçen üç yıl içinde Viyanalının en az yarısı yabancı kökenlidir. Kısaca Viyana’da yabancı kökenlileri çıkarıp almaya kalkıldığında, çalışma ve sosyal hayatının yarısı kayboldu demektir ki, bu da Viyana’da günlük çalışma hayatının felce uğraması anlamına gelir. Hiç bir iş yapılamaz; yabancı kökenliler olmaksızın yapılamaz demektir.
Günümüzde durum böyleyken geçmişte farklı mıydı? Viyana’nın tarihi nüfus gelişiminde Ortaçağ’dan, günümüzün modern Viyana’sına kadar yabancı kökenliler hep yaşamışlardır. 1200 yıllarında Viyana’nın nüfusu 10.000 kadardır, 1250 yılında 20.000, 15. yüzyılda yaklaşık 25.000 insan yaşamaktadır. O yıllarda da Viyana göç almıştır. Viyana’da bulunan göçmenler Tuna ve Venedik ekseninde ticari alanda etken ve belirleyici olmuşlardır. O yıllardan 16. ve 17. yüzyılda da göçmenler Viyana’da ticari hayatında yer alırken, sadece İtalyanların 18. yüzyılda Viyana nüfusunun yüzde 2’sini oluşturduğu çeşitli kaynaklarda dile getirilmektedir. Viyana 1519 ile 1529 yılları arasında Güney Almanya’dan göç almıştır. Daha sonraki yıllarda ise İsviçreliler, Hollandalılar, Osmanlı İmparatorluğu’ndan Sırplar, Ermeniler ve Yunanlılar Viyana’da ticari hayatın içinde etken olmuşlardır.
Viyana’nın en önemli meşhur göçmenleri 18. yüzyılın ikinci yarısında müzik kenti Viyana’ya gelen Wolfgang Amadeus Mozart ve Ludwig van Beethoven olmuştur.
Kısaca Viyana tarihsel olarak göç alan kent olmuştur. Göç veren kent olma özelliğini ise özellikle Alman Nazilerinden kaçanlar ve yetmişli yıllarda daha yüksek ücretli işlerden dolayı Almanya ve İsviçre’ye gidenler oluşturdu. Günümüzde ayrımcı ve ırkçı ifadeler Viyana’ya yakışmamaktadır. Göçmen kökenliler Waldhäusl gibi, 15 yaşındaki çocuğu hedef alarak, ırkçılığı körüklemesine karşı Viyana ayakta olacaktır. Benim okurlarım arasında “Adam doğru demiştir” ya da “Irkçılığı gel de bizim ülkemizde gör” diyenlere sadece şunu söylemek istiyorum. Tipik Türk ismi Elif ile Viyana’nın bir lisesinde hem de Almanca öğretmenliği yapan kızıma ve Saray Bosna kökenli Alma Zadiç’in adalet bakanlığına ırkçı söylemlere burada geçit vermemek için mücadele edeceğiz. "Gel ırkçılığı burada gör" diyen gerekli görüyorsa bulunduğu ortamda ırkçılığa karşı durmalıdır, o onun görevidir, benim ona görevini hatırlatmama bile gerek yoktur. Bir kentin tarihini, bilmeden de “Adam doğru söylüyor" diyene de ayrıca lafım yok.