Anadolu'dan Avrupa'ya göç eden Türklerden olduğumu üzülerek belirteyim. Önce liseyi, sonra da üniversiteyi bitirdiğimde Türkiye’de de iş bulamayınca Avusturya'ya gittim. Göçmenlerden bir birey olarak Viyana’ya gelen giden ilkler hep ilgimi çekti.
Şüphesiz bu ilkelerden birisi değilim. Ancak bir ilklik halim var, onu sırası gelince başka bir yazının konusu yapabilirim. Şimdi bir sorum olacak: Avrupa’ya Anadolu’dan, dolayısıyla Türkiye’den tarihte göçen ilk kişi ya da kişiler kimdir dersiniz? Viyana kuşatmasına katılan askerler mi sizce? Hayır, bilemediniz. Viyana kuşatmasına gelenler değil, daha eskileri de var onların. Anadolu insanının Avrupa'ya gelmesi daha eskilere dayanmakta.
Geçenlerde Avusturya medyasında bir haber vardı. Haber Avusturya basınını hayli meşgul etti. Okuduktan sonra da öyle bir keyiflendim ki sormayın gitsin. Gazete haberinin birkaç adet fotokopisini yapıp, sevip saydığım meslektaşlarıma okumaları için onları dağıttım. Şaka yollu da olsa onlara “Bakın esas siz Avusturya’ya sonradan geldiniz, biz burada sizden daha önceyiz diyerek takıldım. Geçtiğimiz yıllarda Avusturya ekonomisine 40 yıllık hizmet plakatımı da alınca “Oturun oturduğunuz yerde, siz henüz annenizin karnında bile yokken, ben vergimi, sigorta primini ödeyerek ve emeğimle Avusturya ekonomisine katkıda bulundum, bu ülkede 40 yıllık emeğim var” sözlerinin de keyfini çıkardım. Ancak kahkahalarımızı yine de birlikte, dostça attık. Konuyu dağıtmadan gelin birlikte 1991 yılına gidelim derim.
1991 yılında bugünkü İtalya ve Avusturya sınırı olan Alp Dağları Öztaler adlı bölgede bir ceset bulunmuştu. O yılın özellikle çok sıcak geçmesinden dolayı, eriyen buzların arasından bir ceset çıkmıştı. Buzların arasından çıkan cesetle daha sonra birçok araştırma yapıldı.
O zamanlarda yapılan açıklamaya göre 3208 metre yükseklikte bulunan ceset, o kişinin ölümden 3200 yıl buzullar arasında kalmış denildi. 3200 yıl buz altında kaldığının açıklaması o zamanlar uzmanlar tarafından ifade edildi. Alplerin buzları cesedi adeta mumyalamış ve günümüze kadar getirmişti. Bulunan bu ceset erkek cesedi olduğundan ve bulunduğu yerin Tirol eyaletinde Öztal’den yola çıkarak ona Ötzi adı verildi. Ötzi aşağı Ötzi yukarı, o yıldan bu yana çok çeşitli araştırmalar yapıldı. 2001 yılında çekilen röntgen sonucunda cesetin omzunda bir ok yarasının bulunduğu, büyük ihtimalle de bu ok yarasının onun ölümüne sebep olduğu açıklanmıştı. Ceset müzeye konuldu, sonraki yıllarda Ötzi’nin DNA'sı araştırılmaya devam edildi. Görünümünün nasıl olduğu merak edildi. Vücut yapısının ve suratın resmi çizilmeye çalışıldı. Nihayetinde Avusturya veya İtalyanların atası olduğu iddia edildi. Günümüzde Ötzi müzede ziyaretçilerini beklemektedir.
Ötzi müzede beklerken, hakkında sürekli araştırmalar yapıldığı ve yeni bulgulara ulaşıldığı biçiminde zaman zaman basında haberler yer alıyordu. Yanında bulunan malzemelerden de yola çıkarak avcı olduğu iddia edildi. Daha sonra köylü, o da yetmedi Ötzi çobandır denildi.
İki hafta önce Ötzi ile ilgili yeni haberler basına yansıdı. Alman Max Planck Enstitüsü’nden Albert Zink yapmış oldukları bilimsel çalışmalarla ulaşmış oldukları yeni bilgileri basına duyurdu. Yapılan DNA araştırması ile ortaya çıkan bu yeni bilgilere göre, eskiden belirtilen bazı bilgilerin doğru olmadığı belirtildi. Ötzi’nin bir köylü olduğu, cilt renginin koyu renk, kafasında saç bulunmadığı belirlendikten sonra, çok da sağlıklı olmadığı, şekerinin yüksek olduğu dile getirildi. Alplerde çok yürümesinin sağlığına olumlu katkıda bulunduğu gibi yeni bilgiler aktarıldı. Avrupalıların suratında çok rastlanan çillerin de Ötzi’de bulunmaması verilen bilgiler arasında yer alırken, biraz fazla kilolu olduğu da araştırma sonucu olarak ifade edildi.
Yazımın başında belirttiğim keyfin kaynağı ise daha sonra gelmekte. Gen kontrolleri ve araştırmaları sonrasında Ötzi’nin ne İtalyan ne de Avusturyalı, hatta ne de Avrupalı olduğu haberlere manşet oldu. Ötzi’nin esas olarak üç bin iki yüz yıl önce Anadolu`dan gelmiş olmasının kuvvetle muhtemelen olduğu antropolog Albert Zink tarafından açıklandığı basında ifadesini buldu. Gazetelerin haberinde Ötzi bugünkü Türkiye’den geldiği yazıldı. Ötzi’nin bulunmuş olduğu müze müdürü, diğer bilim ve yetkili insanlar Zink’in açıklamasına itirazı olmazken, onun açıklamalarını desteklediler. “Önemli olan Ötzi’nin senin benim gibi normal bir insan olmasıdır” ifadelerini de kullandıkları dikkat çekti.
Gazetelerin haberi verişleri de ilginçti. Bulvar gazetelerinden, ciddi gazetelere kadar basın haberi “Ötzi bugünkü Türkiye’den gelmiştir”, “Ötzi’nin ataları Anadolu’dan” gibi manşetler ile gördü. Dahası konuyu bu başlık altında verirken, Avrupa'ya göçün 7000 yıl önce başladığını, özellikle Kafkaslar’dan Avrupa’ya yüzyıllar öncesinde göçün olduğunu, Ötzi’den yüzyıllarca önce Avrupa'nın göç ile tanıştığı gazetelerde yorumlandı. Ötzi’nin yöre insanı ile çok da birlikte yaşamanın da olmadığı yazılanlar arasında yer aldı. Neden olarak da Ötzi’nin cesedinin bulunduğu yerin insanlarının kendi içinde kapalı yaşamalarının olduğuna dikkat çekilen başka bir nokta oldu.
Buzullar eriyip de yeni Ötzi’ler çıkmadığı taktirde Anadolu'dan göç eden ilk insanın Ötzi olduğu bilim insanları tarafından da kanıtlanmış oldu. Bakalım Ötzi’nin adı değiştirilecek mi, göreceğiz. Zira basında isimde değişikliğe gidilmesi gereken yorumlar da bulundu.