Çikolatanın acı öyküsü

Yediğimiz o tatlı çikolatanın arkasındaki modern kölecilik, çocuk işçiler ve sömürü sistemini bilsek boğazımızdan huzurla geçer miydi o çikolata? Ben bu öyküyü araştırdığımda o çikolata boğazımda düğümlendi, geçmedi…

Dr. Berna Bridge Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Yediğimiz o tatlı çikolatanın arkasındaki modern kölecilik, çocuk işçiler ve sömürü sistemini bilsek boğazımızdan huzurla geçer miydi o çikolata? Ben bu öyküyü araştırdığımda o çikolata boğazımda düğümlendi, geçmedi…

Genelde çikolatanın çekici reklamları ardına gizlenmiş, çocuk işçiler ve modern köleler ön plana çıkmıyor, çıkamıyor, üstü örtülüyor, gizleniyor. Ancak iyi bakanlar, araştıranlar bu acı gerçeği yakalıyor. Talep olunca yani insanlar arkadaki gerçekle ilgilenmeden satın alınca büyük şirketler bu suistimali sürdürebiliyor. Bu suistimali durdurmanın tek yolu bilgilenme, gerçeği öğrenme ve talep etmeme. Pazarda talep oldukça bu suistimal sürecek gibi görünüyor.

Kakaonun en büyük üreticisi, dünya üretiminin yüzde 40’ı, Afrika’da Fildişi Sahiliymiş. Her çikolata yiyen mutlaka Fildişi Sahilinin kakaosunu tatmış. Bu ülkede bu işlerde çocuklar çok tehlikeli koşullar altında çalıştırılıyormuş. Kimyasallar ve palalar kullanılarak yapılan bu işlerde birçok çocuk ve insan sakat kalıyormuş. Ormanlar yok edilip, çocuklar okula gidemiyormuş.

Bu ülkede kakao küçük çiftliklerde, küçük çiftçiler tarafından yetiştiriliyormuş, büyük şirketler yokmuş. Yetiştirilmesiyle bizim elimize geçmesi arasında birçok aracıdan geçiyormuş. Çocuk işçi çalıştırmak yasak olsa bile burada bu yasak görmezden geliniyormuş. Orman kanunlarının geçerli olduğu bu ortamda çocuk işçiler, köle gibi çalıştırılan insanlar ellerinde palalarla kakaoları kırıyorlarmış, bazen de bu keskin palalar ellerini kesiyormuş, parçalıyormuş.

Nehirden su içip, muzla beslenen bu yarısı çocuk, kuraklıktan dolayı Burkina Faso’dan gelen işçiler günde 12 saat boğaz tokluğuna, para kazanmadan köle gibi çalışıyorlarmış. Bu konu çikolata endüstrisini hiç rahatsız etmiyormuş. Beş yıl sonra belki biraz para (günde 1 euro) kazanabiliyorlarmış. Yani kölelikten farkı olmayan bir durum. Şimdi bunu bilince o süpermarketin rafından aldığınız gofret takılmadan boğazınızdan geçebilecek mi?

Çikolata endüstrisi yılda 100 bin milyarlık bir endüstriyken ve büyük şirketler büyük kârla çalışırken, bu köle işçilik durumu onları rahatsız eder gibi görünmemekte. Bu konuda belgesel yapanlar, gazeteciler bu şirketlerin binasına bile alınmadıklarını açıklıyorlar. “Çocuk işçiliği bitireceğiz” diye sözleşme bile imzalayan bu şirketler sözlerini tutmuyorlarmış.

Belgeseli yapanlar çikolatanın bir Avrupa üretimi olduğunu, bu nedenle Avrupa Birliğine başvurduklarını ama buradan da elle tutulabilecek bir sonuç çıkmadığını belirtiyorlar. Çözümün kakaoyu üreten ve toplayan çiftlik sahiplerine bu büyük kârla çalışan şirketlerin daha fazla ödeme yapmasıyla başlayacağı belirtilmekte…

Tüm yazılarını göster