Sevdiğim iki CHP’li dost tartışıyor.
Biri diyor:
“Yüzünüzü sola dönün. Sol, vefalıdır ve dürüsttür”.
Öteki diyor:
“Yüzünü sağa dönmeyen, sağı kucaklamayan asla iktidar olamaz”.
SAĞCI - SOLCU
Kısaca, sağ ne, sol ne?
1789 Fransız Devrimi sonrasında kurucu meclis’te Kral 16. Louis’in meclis kararlarını veto hakkını savunan ve eski rejime destek olan üyeler oturum başkanı Mounier’nin sağında oturmuşlardır. Bunlara SAĞCI denmiştir.
Bu imtiyazı kabul etmeyen, kayıtsız şartsız millet egemenliğini savunanlar ise solunda yer almışlardır. Bunlara SOLCU denmiştir.
Sağ, eski yapıyı, monarşiyi sahiplenen, tutucu (muhafazakâr), gerici bir çizgiyi;
Sol ise cumhuriyetçi, değişimci, yenilikçi, özgürlükçü, eşitlikçi, ilerici çizgiyi temsil eder.
23 Nisan 1920’de Ankara’da kurulan mecliste de padişah/halife yanlıları ve yenilikçiler vardı. Kurtuluştan sonra cumhuriyet ilan edildi. Padişahlık ve halifelik kaldırıldı.
Adım adım Atatürk ilkeleri kabul edildi.
ATATÜRK İLKELERİ
Nedir onlar?
Laiklik,
Milliyetçilik,
Cumhuriyetçilik,
Halkçılık,
Devrimcilik,
Devletçilik,
Ulusal bağımsızlık,
Ulusal egemenlik,
Ulusal birlik,
Çağdaşlık,
Akılcılık,
Bir de başından beri emperyalizme karşı olma ve feodalizmi tasfiye ederek gerçek demokrasiye geçme ülküsü var.
Biz bu ülküyü “TAM BAĞIMSIZ VE GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE” sloganıyla açıklıyoruz.
1960’lı yıllarda bu çizgiye Milli Demokratik Devrim (MDD) çizgisi de dendi.
Bu ülküye, “Kemalist Devrimi Tamamlama” adını da veriyoruz.
GEREKSİZ TARTIŞMA
Atatürk’ün yüreklerimize gömülmesinden sonra adım adım ödünler geldi.
İşte o ödünler sonucu günümüzde CHP içinde iki eğilim tartışıyor:
1. “Solculaşalım(!)”
2. “Sağcılaşalım(!)”
Neden Atatürk ilke ve devrimlerinde birleşmeyelim?
YANLIŞLAR
Ya yapılan yanlışlar? Aklıma gelen birkaçı:
Bir yanda Sezgin Tanrıkulu gibi Kürtçülüğü tescilli biri parti başkan yardımcılığına getirilirken öte yanda cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Emine Ülker Tarhan gibi Atatürkçülüğü kanıtlanmış, Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) başkanlığı yapmış, Türkiye’yi hem içeride hem dışarıda mükemmel bir şekilde temsil edebilecek, pırıl pırıl, çağdaş bir Türk kadını yerine İlahiyatçı Ekmeleddin İhsanoğlu aday yapılmış ve Türkiye için yaşamsal bir şansın kaçmasına neden olunmuştur.
Abdullah Gül’ü aday yapma çabaları.
HDP’ye destek, sağ partilerle işbirliği.
Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkanların temizlenmesi.
Tüm seçimleri iktidara teslim etme başarısının gösterilmesi.
Parti “istifa et!” çığlıklarıyla inlerken dalga geçer gibi, partide temiz adam bulursa koltuğu devredeceğini açıklaması.
(Yok mu CHP’de temiz adam? Pes!)
NE YAPMALI
CHP’li dostlar bence, “Solculaşalım, sağcılaşalım” tartışmalarını bırakmalılardır
Atatürk, ilke ve devrimlerine kararlılıkla sahip çıktıkları gün tüm sağcı – solcu partilerdeki Atatürkçüleri, yurtseverleri, antiemperyalistleri aynı çatı altında kendileriyle omuz omuza bulacaklardır.
Yoksa?!..
Yerel seçimlerde yeni bir hezimet,
Kulaklarda bir pişmanlık şarkısı:
Kendim ettim kendim buldum...
Gül gibi sarardım soldum...
Eyvah! Eyvah! Eyvah!!!