Cumhuriyet Bayramı mı, Cadılar Bayramı mı?

Abdullah Gürgün köşe yazısı

Abdullah Gürgün Yazar gurguna@hotmail.com

Görüntüler Amerika Birleşik Devletlerinin bir kentinde düzenlenen Halloween'den (Cadılar bayramı) değil. İsveç'in bir kentindeki LGBTT (Lezbiyen, gay, biseksüel, transseksüel, travesti) karnavalından da değil. "Zaten ne işi var Halloween'in, LGBT karnavalının Türkiye'de?" diyebilirsiniz. Deyin!

Görüntüler Kurtuluş Savaşımızda şehitler vermiş bir kentimizin saygın bir ilçesine bağlı bir köyündeki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarından(!).

Emperyalizmin yozlaştırma mikrobu komşu köye de bulaştı, yayılıyor. Cumhuriyetimizle, bağımsızlığımızla, vatanımızla, milletimizle, terbiye, ahlak, gelenek ve göreneklerimizle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir şekilde ulusal bir bayram kutlanabilir mi?

Kutsal aileyi yıkma, kadını olabilecek en bayağı şekilde aşağılama, milletimizi cinsiyetsiz cibilliyetsiz hale getirme çabaları tehlikeli boyutlarda.
Ne yazık ki, yönetici durumundaki kişilerin de bu tuzağa düştüklerini üzülerek görüyoruz.



Bu köyümüzün bağlı olduğu ilçenin belediye başkanı bayramdan hemen önce tüm muhtarları Çanakkale'ye götürdü. Hep birlikte şehitliklerimizi, şehit dedelerinin mezarlarını ziyaret ettiler.

Bu ziyaretten hemen sonra şehitlerimizin kanıyla canıyla kurulan bu cumhuriyetin ve cumhuriyetimizle özgürlüğüne kavuşan kadınlarımızın bu denli aşağılanması akla, mantığa sığmıyor.

Ama hata hepimizde. Ben de anlatamamışım, sen de, o da... Hiçbirimiz anlatamamışız. Öğretmenlerimiz anlatamamış. Okullarımızın, muhtarlarımızın, belediye başkanlarımızın, kaymakam ve valilerimizin, milletvekillerimizin, bakanlarımızın, başbakanlarımızın, cumhurbaşkanlarımızın, demokratik kitle örgütlerimizin; hepimizin suçu var.



Büyük Önder Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk'e kulak verelim. Belki duyarız da titreyip kendimize döneriz:

"Cumhuriyeti ve onun gereklerini yüksek sesle anlatınız. Bunu yüreklere yerleştirmek için elverişli olan hiçbir durumu kaçırmayınız."

"Cumhuriyet düşüncede, bilgide, sağlıkta güçlü ve yüksek karakterli koruyucular ister."

"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."

Mustafa Kemal ve kahraman Türk milleti Emperyalizme karşı tüm dünyaya örnek bir mücadele verdi. Yedi düveli ülkeden kovduk ve bağımsızlığımızı cumhuriyetle taçlandırdık. Bu bağımsızlık sadece siyasi,askeri, ekonomik değil aynı zamanda kültüreldi. Ancak emperyalizm bu kez sinsice sızmaya başladı. Siyasi, askeri, ekonomik ve kültürel olarak etkisini arttırdı.



Dün "zeytin yağlı yiyemem aman, basma fistan giyemem aman" şarkılarıyla halkımızı etkilemeye çalışan kültür Emperyalizmi bu kez de cadı bayramlarıyla, LGBTİ festivallerini ulusal bayramlarımızın yerine koyarak beyinlerimizi yıkamaya soyundu.

Uyanık olalım.

Atatürk'ün sözlerini bir kez daha beyinlerimize çakalım:

"Cumhuriyetimiz öyle zannolunduğu gibi zayıf değildir. Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için kan döktük. Her tarafta kırmızı kanımızı akıttık. İcabında müesseselerimizi müdafaa için lâzım olanı yapmağa hazırız."

"Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz."
"Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; [her alanda] Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir."

Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk

Tüm yazılarını göster