19 Ocak Perşembe Günü akşamı Kuşadası’nda hüzünlü, düşündürücü, müzikli, danslı güzel bir piyes izledik: “Arkadaşımın Adı Hrant”. Sanırım dünyada ilk kez Hrant Dink’i anlatan bir oyun sahneye konuyor.
Oyunu Dilligil Tiyatrosu, Kuşadası Belediyesi’nin katkılarıyla Pera Düğün Salonu’nda sahneye koydu. Düğün salonu diye dudak bükmeyin. Önde küçük bir sahne, köşede müzisyenlerin yeri. Oyuncu, dansçı, rahatça salonun her yanını kullanabiliyor. Akustik de gayet güzel çıplak sesle konuş şarkı söyle... (Gençliğimizde Bafa’da kamyon kasalarının üstünde bile oynadık. Keşke bizim düğün salonu da bu şekilde düzenleyebilsek)
Piyeste Hrant’ın arkadaşını, gerçekten Hrant Dink’in arkadaşı Tiyatro Oyuncusu, sevgili yeğenim Volkan Baş hakkını vererek oynuyor. Onur duydum.
Volkan Baş’ı daha çok mükemmel Ege şivesi ile konuşan bir komedyen olarak film ve dizilerden tanıyorsunuzdur. Ben Volkan’ı o rollerde, artık aramızda olmayan değerli müzisyen, sinema oyuncusu Sami Hazinses’e benzetirim. Arkadaşı Hrant’ı oynarken bizim Volkan devleşti, büyüdü büyüdü, sahneyi doldurdu, coştu, taştı, izleyicilerin arasına aktı...
Piyesi derleyen ve yöneten Rahmi Dilligil Hrant’ın yaşamını arkadaşının ağzından yansıtmış. Piyeste Hrant’ın yaşamı etrafında Ermenilerin yaşamı, toplumdaki yerleri ve Anadolu’daki kültürel kaynaşım duvara yansıtılan resimlerin katkılarıyla anlatılıyor. Yazılarından derlenen alıntılarla da düşünceleri yansıtılıyor. Örneğin “İliklerime kadar Anadoluluyum” (1) dediği yazısıyla Hrant’ın ruh hali ve emperyalizme karşı dik duruşu vurgulandı. Piyesin en can alıcı yeri de burasıydı. Hrant, emperyalizmin bizi birbirimize karşı kışkırtmasına şiddetle karşı çıkıyordu. Kimliğini belirleyen şey, bu tutumu ve yurtseverliğiydi.
Salt Ermeni olduğu için yerilmeyi de övülmeyi de sevmezdi. Dışardaki Ermenilere, “1915 olaylarına takılıp kalmayın, ‘soykırım’ diye tepinip durmayın, bu travmadan kurtulun” diyordu. Türklere de, “Paranoyadan kurtulun, Ermenilere empati gösterin” derdi. “Ne inkar ne ikrar ille de idrak” diyordu. Nefret ve intikam duyguları yerine hoşgörü ve anlayış istiyordu. Yabancıların Türkiye’ye laf etmesini, içişlerimize karışmasını istemiyordu. Yabancıların 1915 olaylarındaki sorumluluklarını sorgulamalarını istiyordu. Batı parlamentolarından bin bir entrikayla çıkarılan soykırım kararlarını, “senin aldığın karar benim için beş para etmez” deyip elinin tersiyle itiveriyordu.
ABD’nin ve NATO’nun, emperyalizmin içimizdeki 5. Kolu, tetikçisi FETÖ’ye Hrant’ı yok etme görevi de bunun için verilmişti. Ve bu cinayet şimdi Hrant’ın mücadele ettiği amaçların tam tersi yönünde, gene Türklerle Ermenilerin birbirlerine karşı kışkırtılması için kullanılıyor. Özellikle yurtdışında “üçüncüler” nedeniyle Türklerle Ermeniler artık birbirleriyle konuşamaz haldeler. Hrant bu duruma tepkiliydi. “İki kişi konuşurken üçüncüye ... yemek düşer” diyordu.
Keşke bunları oyun sırasında zaman zaman Hrant’ın sesinden de duysaydık. Youtube’de çok videosu var. Yazdıklarımın hepsini kendi ağzından duymak mümkün. Herşeyi Hrant’ın arkadaşından duymak yerine bu konuşmalardan can alıcı tümcelerle piyesi zenginleştirmek mümkün. Örnek için bkz (2)
“Bir resim yüz kelimeye bedeldir” derler. Duvara yansıtılan resimlerle oyun nasıl daha bir canlı hale getiriliyorsa Hrant’ın videolarından kısa bölümler de etkiyi çok daha arttıracaktır.
Oyuna serpiştirilmiş Ermeni bestecilerinin şarkıları ve danslar da o bestecilerin duvara yansıtılan resimleriyle çok hoş bir hale getirilmiş. Tek kişilik oyun sanki pekçok kişinin oynadığı müthiş bir kabare tadı veriyor.
Bu arada bir yanlışa dikkat çekmek isterim; oyunun bir yerinde kendisine pasaport verilmediği söylendi. Belki bir süre için olabilir ama ben tanıdığımda pasaportu vardı. Kendisiyle yurtdışında, İsveç’te, Stockholm’de tanıştık. Sanırım onunla son röportajı yapan gazeteciyim. Ya da onunla konuşan son gazetecilerden biri. Başka ülkelere de gitti...
Volkan hakkını verdiği bu oyunla Türkiye’yi dolaşmalı. Hatta yurtdışına çıkmalı. O “üçüncü”lere ve o üçüncülerin beşinci kollarına, kırkayaklarına Hrant’ın sözüyle “Size de artık üç nokta düşer” demeli, “Arkadaşı Hrant Dink’in emperyalizme karşı kaldırdığı yurtseverlik bayrağını her yerde ve daha da yukarılarda dalgalandırmalı.
Başta Volkan Baş olmak üzere piyesi yazanı, yöneteni, müzisyenleri, şarkıcı ve dansçıyı, teknik sorumluyu, oyunda emeği geçen herkesi yürekten kutlarım.
Oyun Kuşadası Pera Düğün Salonu’nda 26 Ocak tarihine dek oynanacak. İyi seyirler...
1- https://hrantdink.org/tr/hrant-dink/hrant-dink-yazilari/735-90-yil-yazilari-i-ruh-halimdir
2- https://www.youtube.com/watch?v=pxMjS-tv5ZQ