“Beşparmak’tan inmem ben
Gümüşlü de mavzerimi vermem ben
El Oğluna Yandım Ben
Haydah Güzelim Kendi Yârim Sandım Ben”
(Muğla türküsü)
Muğla - Milas ile Aydın - Söke arasında sıralanan ve Bafa Gölü’nden gökyüzüne tırmanan Beşparmak Dağları binlerce yıl insanlara yurt olmuştur.
Her biri bir doğa harikası sarp kayalar, ormanlar sizde bambaşka bir gezegendeymişsiniz gibi bir duygusu uyandırır. Cazibesine kapılarak dalarsınız kayaların arasına zor çıkarsınız. Ne zorluklarla karşılaşırsınız, kendiniz mi canınız mı çıkar, bilemezsiniz.
Mağaralarla doludur. O mağaraları bulmak neredeyse olanaksızdır. Pekçok efe bu mağaralarda gizlenmiş, buraları yuva yapmıştır. Beşparmaklar’ın Yörükleri, Türkmenleri “Çalıkakıcı” eşkıya değilseniz, gerçekten efe iseniz, zeybek iseniz bağrına basar sizi, sahiplenir, ele vermez.
Bu dağlar Çakırcalı Mehmet Efesinden, Kamalı Zeybek’ine, Sökeli Cafer Efe’sinden Gökçen Hüseyin Efe’ye, Poslu Mestan Efe’sinden, Abalı Zeybek Çavuş Hasan Efe’ye ve daha nice nicesini bağrında saklamıştır.
En sonuncu efe bu dağlara 12 Mart 1971 Amerikancı Faşist Darbe sonrası çıkan Doğu Perinçek’tir. Yanında bölgeyi avucunun içi gibi bilen Avşarlı Durmuş (Uyanık), ele avuca sığmaz en genç kızanı Zafer (Bilgin) ve sayıları bazen yirmiyi bulan bir grup Aydınlıkçı devrimci vardı.
Başparmaklar’a İbrahim Kaypakkaya’da gelmişti. Ama kalmaya değil Aydınlık hareketinden ayrılmadan önce tartışmak görüşmek üzere. Yanında Muzaffer Oruçoğlu vardı. Ne yazık ki, Kaypakkaya ikna edilemedi. Ayrılmak istedi. Doğu Efe İbrahim’in cebine yakalanmamaları için 17.000 lira koydu. Dostça yollarını ayırdılar.
Köylüler Doğu Efe ve kızanlarını bağrına bastı. Onları korudu ele vermedi... Beşparmak Dağları o günden bugüne Aydınlıkçılarla özdeşleşti.
Hiç unutmam, 1972 yılı olmalı Viyana’dan Stockholm’e gelmiştim. İsveççe kursuna başladım. Kursta Kutay Doğan (8 Mart 1972’de darbecilerce öldürülen THKP-C ODTÜ sorumlusu Koray Doğan’ın ağabeyi) ile tanıştım. Konuştuk, sohbet ettik. Bir ara nereli olduğumu sordu. “Bafalıyım” dedim. Şöyle hafif geri çekildi, gülerek, “haaa şimdi anladım senin neden Aydınlıkçı olduğunu” dedi.
Bir zamanlar Bafalıların Koca Dağı Ilbıra’nın Ege Denizi ile buluştuğu yerde Aydınlıkçılar kamp yaparlardı. Orada hem Doğu Perinçek’ten hem de Durmuş Uyanıktan dinemiştim Beşparmak hikayelerini.
Şimdi de Adım Doğu kitabında okudum. Sonra da Ulusal Kanal’ın en değerli programlarından Sanat Hayatı programını yapan sevgili Zafer Bilgin’den dinledim.
Kitap 500 sayfada Vatan Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Doğu Perinçek’in 81 yıllık yaşamını ve 60 küsur yıllık mücadelesini kendi ağzından özetliyor. Özetliyor diyorum, olaylar baştan sona ayrıntılarıyla anlatıl(a)mıyor. Örneğin Beşparmak Dağları’nda kimler vardı? Orada bulunan her arkadaşın çalışması, çabası, davranış ve tutumları; ya da beni ilgilendiren konulardan biri, bizim Dumlupınar isimli denizaltımızın Naboland isimli İsveç gemisiyle çarpışıp batması davasında hakim olan Doğu Perinçek’in babası Sadık Perinçek’in neden İsveçlilerin suçsuz oldukları kararına vardığını ve tüm toplum baskısına karşın kararını bu yönde verdiğini anlatmıyor.
Bunu İsveç’in Värnamo kentinde birisinden daha duymuştum. Sadık Perinçek’in kararına temel oluşturan nedenlerin birkaç tümce ile açıklanmasını isterdim. Ancak kitapta o kadar çok olay var ki, her birine ayrıntılı olarak yer vermek demek 500’er sayfalık birkaç kitap daha yazmak demek olacaktı sanırım. O bakımdan bu kitabı tadımlık olarak algılıyorum. Her olayı derinlemesine incelemek isteyenler kitaptaki izleri süreceklerdir.
Kitabın bence bir önemli yanı da Sayın Perinçek’in birçok hata konusunda özeleştiride bulunması. Bunlar arasında Kürt sorunu, Kıbrıs sorunu, maceracı solun etkisinde kalmak gibi konular var.
Kitap gelecek kuşaklara bırakılan önemli bir tarih belgesi. Aslıhan Türel’in söyleşilerinin dört yıllık çalışmasıyla oluşturulmuş güzel bir çalışma. Sayın Türel’i sabrı ve gayreti için kutlarım.
Sayın Doğu Perinçek’in seveni de sevmeyeni de çok. Özellikle seçimler öncesi kitabı okuyup Perinçek’i bir de kendi ağzından dinlemenizi dilerim.
İyi okumalar.