29 Şubat Perşembe gecesi Milas’ın Merkez Mahallelerinden Bafa’da bir kaza geçirdim. Ambulansla gece yarısı Milas Devlet Hastanesi’ne gittik.
Ambülansın çok çabuk gelmesi ve çalışanlarının güleryüzlü ve nazik olması dışında söylenecek çok olumlu şey yok ne yazık ki. Sedye aracın içinde neredeyse dans ediyor. Yolların kötülüğünü de ekleyin tam bir tabut turizm. Yirmi dakikalık yol 20 saat gibi geldi.
Neyse sonuçta zorla belayla, kafam, sarsıntıdan etkilenmesin diye eşimin elleri arasında hastaneye ulaştık. Hastane çalışanları için de ambülans personeli gibi olumlu konuşabilmeyi çok isterdim. O akşam anladım ki, o nazik, hassas, güleryüzlü hemşireler ve hastane çalışanları sadece filmlerde ya da özel hastanelerde ya da yabancı ülkelerde bulunuyorlar. En azından Milas Devlet Hastanesinde bize denk gelmedi öylesi.
Biz şok içinde çaresizce yardım beklerken işittiğimiz kaba hitap şekilleri ve azarlanmalarla ikinci bir şok dalgasının içine girdik.
Sağlık mesleği sahibi insanlar nasıl hitap edilmesi gerektiğini nasıl bilmezler?
Hastaların hepsi sanki onların “amcası”, “dayısı”, “teyzesi”. Çocuğumuz hatta torunumuz yaşındaki çocuklara biz, “siz” diye hitap ederken onlar ses tonlarındaki aşağılayıcı, emredici ve sert tonlamalarıyla bizi yerden yere vurdular.
Eşim birkaç kez soru sorma denemesi yaptı ama daha ne dediğini bile dinlemeden ve yüzüne bile bakmadan sözünü kesip “sen git ben haber vereceğim” gibi ifadelerle geri gönderdiler. Soru sorduğu çalışanlar telefonlarıyla sosyal medyada birbirlerine çocuklarının fotoğraflarını gönderen, güle oynaya yorum yapan genç insanlar. Soru keyiflerini kaçırıyor, çok sinirleniyorlar.
İfadeleriyle, tarzlarıyla dövmekten beter ediyorlar insanı. Çok yadırgadım. Gencecik pırıl pırıl hemşirelerin, hastabakıcıların bu davranış biçimleri hastane adabına da, gençliğe de, hastabakıcılığa da HİÇ yakışmıyor. Biz mi Mars’tan geldik onlar mı başka bir gezegenden, anlayamadım.
Neyse biz yine de nezaketi elden bırakmadık. Teşekkür ederek saat 02 30 civarında hastaneden ayrıldık.
Hastane önünde bekleyen taksiye yöneldik. Bafa’ya gideceğimizi söyledik. Taksi şoförü o saatte Bafa’ya gitmek istemedi. Belediye araçları ya da başka ulaşım da yok. Hastaneden kentin başka yerlerine ulaşım sadece taksi ile yapılabiliyor; taksi de gitmiyor! Hastane dağın tepesinde. Orta yerde kalakaldık.
Neyse ki nazımızın geçeceği kuzenlerim var. O saatte onları aradık.
Hastane 2020 yılı Eylül ayında açılmasına rağmen yollar belirsiz, tabelalar yok denecek kadar az. Anayol’dan hastane girişini kaçırmamak büyük marifet. Hele de o saatte bilmeyen biri için. Neyse, kuzenim zor zahmet bizi buldu, aldı ve Bafa’ya bıraktı.
İki gün sonra kendi aracımızla pansuman için tekrar geldik. Hastane girişini kaçırmamak büyük marifet. Neyse başardık. Ama hastane çıkışında Milas yönüne gidenler için bir kavşak yapılmamış. Zorunlu olarak Bodrum’a doğru gidip ilerlerden bir yerden geri dönüyorsunuz. Aynı şekilde Bodrum’dan hastaneye gelenler de Milas yönüne doğru gidip oradaki dönel kavşaktan geri dönerek hastaneye girebiliyorlar.
2024 yılında bu ne garabet, bu ne plansızlık, bu ne vurdumduymazlık, bu ne ilkellik!
Ülkemizde insan yaşamı ne kadar mı ucuz?
Öneriler:
1. Sağlık bakanlığı ve kaymakamlık müfettişleri kıyafet değiştirerek buraları denetlemeli, doktor, hemşire ve diğer sağlık çalışanlarının hastalara nasıl davrandığını tespit etmelidirler.
Sağlık çalışanları kutsal bir görev yapmaktadırlar. Can kurtarmaktadırlar. Buna rağmen zaman zaman kendilerine şiddet uygulanmaktadır. Suçun engellenmesi için de sağlık çalışanlarına hastalara nasıl davranılacağı öğretilmelidir. Hastaya; kuşkusuz hasta olmayana da saygı zaten bir uygarlık gereğidir. Kimse kimseyi aşağılamamalı, kışkırtmamalıdır. “Sen bana mecbursun, ben sana istediğim gibi davranırım” mantığı önlenmelidir. Zaten canı burnunda olan bir hasta ya da hasta yakını kolaylıkla kışkırabilir; istenmeyen olaylar ortaya çıkabilir.
2. Belediye yetkilileri taksileri denetlemelidir. Uzak yakın ayrımı yaparak hastayı ve yakınlarını almayanların çalışma izinleri derhal kaldırılarak ceza uygulanmalıdır.
3. Hastaneye giden yollar ve hastane etrafındaki yollar düzenlenmelidir. Hastaneye ulaşım ve hastaneden mahallelere gidişler kolaylaştırılmalıdır.
Sonuç:
Toplumun her kesiminde, özellikle de yaşamın söz konusu olduğu sağlık hizmetlerinde insani değerlere son derece önem verilmesi gerektiğini söylemeye gerek yoktur. Özellikle bu hayat memat / ölüm kalım meselesinin söz konusu olduğu yerlerde karşılıklı saygı ve sevgi, anlayış ve hoşgörü mutlaka sağlanmalıdır.
Terbiye, adap, yol yordam tanımayanlara; hastaneleri babalarının çiftliği sananlara, hastaları marabaları olarak görenlere kapı gösterilmelidir.
Sağlık hizmetleri mutlaka çağımıza uygun, uygar, insancıl hale getirilmelidir.