''Batı ile yakınlaşmanın fırsatı doğdu''
Rusya'nın Ukrayna harekatı ile ilgili yazı kaleme alan TÜSİAD Başkanı Kaslowski, Türkiye’nin transatlantik ittifakının parçası olduğunu savundu. ''Tarihi bir kırılma anındayız'' diyen Kaslowski, ''Batılı ve demokratik kimliği sorgulanan bir Türkiye parantezinin kapanması imkanı en iyi şekilde değerlendirilmelidir'' ifadelerini kullandı.
Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği Başkanı Simone Kaslowski, '' Rusya- Ukrayna Savaşının Tetiklediği Dönüşümler'' başlıklı yazı kaleme aldı. Kaslowski, ABD ve AB’den boşalan ekonomik alanlara Çin’in jeopolitik alanlara da Rusya’nın doldurmak için adımlar attığını belirtti.
Türkiye’nin ABD ve NATO ile olan stratejik boyutlu ilişkilerde yaşanan aşınma nedeniyle dış politikada yalnızlaştığını savunan TÜSİAD Başkanı, ''Türkiye’nin bölge ülkeleriyle yeniden normalleşme arayışları bu zorlu dönemin sona ermesi için bir kapı araladı'' ifadelerini kullandı.
Rusya’nın Ukrayna’daki askeri operasyonunun Batı saflarını sıkılaştırmaya yaradığını iddia eden Kaslowski, Batı’nın dünya sahnesine etkili bir dönüş yaptığını savundu:
- Tarihi bir kırılma anındayız. Küresel düzenin kural ve değer esaslı bir idaresinin mi öne çıkacağı, yoksa sert güce dayalı bir belirsizlik ve kuralsızlık dönemine mi girildiği henüz açık değil. Yine de süreç otokrasilere karşı demokrasilerin, devlet kapitalizmine karşı piyasa ekonomilerinin dayanıklılığını göstereceği kenetlenmiş güçlü bir transatlantik ittifak gerçeğini öne çıkardı.
TÜSİAD Başkanı’na göre Ukrayna krizi ile ortaya çıkan yeni küresel denklem Türkiye’nin Atlantik ittifakı ve AB uyum süreci açısından bir tazeleme gereğini ortaya koydu. Atlantik ittifakının Türkiye’nin güvenliğine katkı sağladığını ifade eden Kaslowski, ''Krizin başından bu yana Türkiye’nin tercihini bu yönde ortaya koyduğu dikkate alınmalı, Rusya ile ilişkilerin dengelenmesi hedeflenmeli'' dedi.
TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski ''Dünyanın değişen dinamiklerinde Türkiye'nin pusulasının Transatlantik ittifakı olduğunu savundu:
- Demokrasiler ailesinin ve transatlantik ittifakın bir parçası olduğumuzu teyit edecek, Cumhuriyet değerleriyle uyumlu bir reform iradesinin yanı sıra ekonomimizi, demokrasimizi ve sürdürülebilirlik anlayışını güçlendirecek kurumsal adımlar pusulamız olmalıdır. (…) Geçmişte NATO’da, bugünse Rusya ile birlikte Avrupa Konseyi’ndeki konumu tartışılan, Batılı ve demokratik kimliği sorgulanan bir Türkiye parantezinin kapanması imkanı en iyi şekilde değerlendirilmelidir.