"Sonsuz nöbetçinin destanı"
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, dava arkadaşı Özay Gökçe için bir yazı kaleme aldı. Gökçe'nin büyük bir fedai olduğunu vurgulayan Perinçek, "Her işin ehlidir, gözcüdür, nöbetçidir, hastabakıcıdır, parti bekçisidir, yolun eridir." ifadelerini kullandı. Dava arkadaşının zorluklarla savaşa savaşa yaşadığını, bunun kendisinin bir mutluluk tanımı olduğunu belirten Perinçek, Özay Gökçe'nin adının mermere değil gönüllere yazıldığını vurguladı.
Vatan Partisi önderi, neferi, fedakâr ve devrimciydi. Yıllarca Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in yanında görev yapıyordu. Perinçek yitirdiği dava arkadaşı Özay Gökçe'yi kaleme aldığı yazıda anlattı:
- Eline süpürgeyi ver süpürgecidir. Kuşağına hançeri sok, namus cengaveridir. Eline teraziyi ver, adalet dağıtıcısıdır. Ağrı dağına tırmanma görevi ver, tırmanır. Cehennemi söndür görevi ver, söndürmeden gelmez. Kırk yıl susuzlara su taşı, kırk yıl açlara ekmek götür görevi ver, kırk yıl güneşin doğuşunu saymadan kan ter içinde görevini yapar. Kırk birinci yıl, yeni göreve talip olur.
"BİR ADIM ÖNE ÇIKAN İLK FEDAİ"
Dava arkadaşının zorluklarla savaşa savaşa yaşadığını ifade eden Perinçek, Özay Gökçe'nin bir adım öne çıkan ilk fedai olduğunu belirtti:
- Fedainin destanıdır O’nun hayatı. Bir an’ın fedaisi değil, her an’ın fedaisiydi. Fedai sıfatı O’nun için bir söz değil, hayatın tanımıydı. Daşar Karadağ arkadaşımızın söylediği gibi, göğsü her durumda düşman mermilerine siperdi. Ölüme gitmek görevse, tereddütsüz bir adım öne çıkan ilk fedaidir. O’nun kitabında bir tek ölüm vardır: Davadan dönmek. O’nun için bir tek utanç vardır: Partisiz kalmak.
Yanında 30 yıl görev yapan Özay Gökçe'yi bir destan gibi anlattı Vatan Partisi Lideri Doğu Perinçek...
- Hayatı bir insanlık destanıdır. İnsanı ölesiye sevdiği için, emeği baş tacı yaptı. İnsan emeğine duyduğu aşkla Bilimsel Sosyalizm davasına baş koydu. İnsanın üzerinde her türden sömürünün, baskının ve yabancılaşmanın kalktığı bir dünya için üryan olup yola girdi.Zorbalığın O’ndan alabileceği hiç ama hiçbir şey yoktu. Çünkü o da Derviş Yunus gibi yeryüzünün yalıncağıydı. Kaybedebileceği yalnız vicdanı vardı, yalnız onuru vardı, yalnız Partisine bağlılığı vardı, yalnız milletine ve insanlığa sevgisi vardı. Son nefesine kadar kaybetmeden yaşadı.
- Adını mermere değil, gönüllere yazmıştır.Herkesin sevdiğidir. Herkesin saydığıdır. Kolları her zaman sarılmak için açıktır. Yalnız Defne’nin değil bütün çocukların babasıdır, ağabeyidir, amcasıdır, dayısıdır. Herkesin kardeşidir.Her daim ışıldayan göz O’ndadır. İnadına gülümseyen yüz O’ndadır. Yardıma koşan ayak, O’nun ayağıdır. Çocukları okşayan el, onun elidir. Muhabbetle seslenen dil, O’nun dilidir.
"HER DESTANIN BAŞI VE SONU VARDIR"
Perinçek, dava arkadaşı Özay Gökçe'nin "Vatan Partisi’nin vicdanındaki sonsuz nöbetçi" olduğunu vurguladı.
- Her destanın başı ve sonu vardır. 2 Mart Çarşamba günü Özay Gökçe, evet hayatıyla yazdığı destanda son nefesini verdi. Ama vicdanımızdaki sonsuz nöbetçinin destanı şimdi başlıyor. Artık Özay Gökçe, nöbetçi kulesindeki sonsuz nöbetçi mevzisindedir. Özay Gökçe, artık dosdoğru kişiliğiyle, yıkılmaz karakteriyle, Partiye bağlılığıyla, çelik disipliniyle, görev aşkıyla, fedaî rütbesiyle, insan sevgisiyle, sonsuza kadar emek, namus ve vatan nöbetindedir. Özay Gökçe, Vatan Partisi’nin vicdanındaki sonsuz nöbetçidir.
Yazının tamamını okumak için:
https://www.aydinlik.com.tr/koseyazisi/sonsuz-nobetcinin-destani-303971