''NATO doğuya genişleme stratejisini gözden geçirmeli''

Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin gündeminde Rusya'nın Ukrayna operasyonu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve 6 partinin ortak bildirisi vardı. Bahçeli krizde NATO'nun parmağına dikkat çekti. NATO'nun doğuya doğru genişleme stratejisinin kesinlikle gözden geçirilmesi gerektiğini söyled.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. Gündeminde Rusya'nın Ukrayna operasyonu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve 6 partinin ortak bildirisi vardı. Bahçeli krizde NATO'nun parmağına dikkat çekti. NATO'nun doğuya doğru genişleme stratejisinin kesinlikle gözden geçirilmesi gerektiğini söyled.

Bahçeli, Rusya'nın Donbass'a destek amacıyla Ukrayna'ya yönelik başlattığı operasyonu 'saldırı' olarak nitelendirdi. Bahçeli, BM'yi acizlikle suçladı:

- Ne var ki, aynı Birleşmiş Milletler yasa dışı ve gayri meşru askeri harekât karşısında cılız ve zayıf kınama mesajlarından başka hiçbir şey yapamamış, suya sabuna dokunan hiçbir irade gösterememiştir.
- Tarih nehrinde kan akarken, dünya utanç verici bir seyre dalmış, ekonomik ve finansal mahreçli yaptırım kararlarıyla oyalanmıştır.
- Söz konusu yaptırımların fırlatılan balistik füzelerle nasıl boy ölçüşebileceğini, ağır silahlarla mukayese edildiğinde nasıl bir etki uyandıracağını nedense hiç kimse ağzına alma gereği şu ana kadar duymamıştır.
- 1 Ağustos 1975 Helsinki Zirvesiyle kurulan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı bize göre işlevini ve iddiasını yitirmiş, ilkesel bazda inandırıcılığını da kaybetmiştir.
- Putin’in, NATO’nun doğuya genişleme stratejisinden duyduğu rahatsızlık sır değildir. Bu kapsamda muhataplarıyla ters düşmesinden dolayı Ukrayna işgaline mecbur kaldıklarını söylemesi de henüz çok yenidir.
- 1962’de Küba füze krizinde dönemin ABD Başkanı, dönemin Sovyetler Birliği Başkanı’na güvence vermesiyle dünyanın büyük bir savaşın eşiğinden döndüğü insanlığın ortak hafızasında kayıtlıdır.
- 2008 yılında gerçekleştirilen NATO Zirvesi’nde Ukrayna’nın üye yapılmasına ilişkin alınan kararın sürüncemede bırakılması, kutuplaşmayı ve Kafkaslardaki gerilimi tırmandırmaktan başka bir işe yaramadığı bugün daha da gün yüzüne çıkmış durumdadır.

''UKRAYNA ABD'NİN BOŞ VAATLERİYLE AVUTULDU''

Bahçeli, Ukrayna'nın ABD ve NATO tarafından kandırıldığını savundu:

- Ukrayna madem NATO üyesi yapılmayacaktı, bunca yıldır ABD tarafından neden boş vaatlerle avutulmuş, hangi gayelerle demirin tavında dövülmesi geciktirilmiştir? Bu kapsamda, Ukrayna’yı ateş çukuruna çeken, savaş ortamına hapseden bir yanda Rusya iken diğer yanda batılı ülkeler değil midir?
- Gürcistan’ın NATO’ya girdi giriyor dedikleri bir süreçte, Abhazya ile Güney Osetya’yı Rusya’ya kaptırmak, perde gerisinde kızışan bir pazarlığın mı yoksa bir akılsızlığın veya bir strateji zafiyetinin eseri mi olduğu hala tartışmaya açık bir muammadır.
- ABD ile AB ülkeleri, küresel sahnenin ön tarafında yaptırım üstüne yaptırım kararları açıklarken, arka tarafında Rusya’yla müzakere ve mutabakat zemini aramadıklarını hiç kimse iddia edemeyecek, bize de yutturamayacaktır.
- ABD Başkanı, Rusya’ya karşı askeri güç kullanmayacaklarını, böyle bir niyetlerinin olmadığını defalarca duyurma ihtiyacı hissetmiştir. Çok geçmeden NATO da aynı hizaya girmiştir.
- Ekonomik, finansal ve siyasi yaptırımların peyderpey artırılması, Rus uçaklarına uçuş yasağı getirilmesi Rusya’nın saldırganlığına şimdiye kadar engel olamamıştır.
- Batı sürekli top çevirmiş, yavan açıklamalarla zamana oynamış, otomatik pilota bağlanmış kınama mesajlarıyla durumu kurtardığını zannetmiş, Ukrayna’yı Rusya’nın kucağına ve kursağına teslim etmiştir.
- ABD, AB ve NATO, tehditleri öngörme, ölçme, önleme ve karşı koyma kabiliyet ve yeterliliğinden ne kadar mahrum olduklarını ispatlamışlardır.
- Bize göre, Ukrayna’nın bugüne kadar ki talihsizliği bağımsız kararlar alamamış olmasıdır.
Rusya Federasyonu, Ukrayna üzerinden eski hakimiyet havzalarına tutunmayı ve buraları kontrol altına almayı hedeflerken, ABD de afişe ettiği Rus tehlikesine dayanarak Avrupa’yı ve NATO müttefiki ülkeleri ortak tehdit mimarisi etrafında toplamaktadır.
- Yeni dünya düzeni diye hikayesi yazılan, tanımı yapılan çok vektörlü, çok bilinmeyenli karmaşık denklemin, ABD ile Rusya arasında yeşeren adı konmamış bir al-ver sürecinin mahsulü olduğunu görmek lazımdır. Ukrayna, kesintisiz devam edegelen nüfuz ve güç mücadelelerine bahane olan ülkelerden sadece birisidir.
- Süreli ve bölgesel çatışmalar dönemi irtifa kaybederken, sürekli savaşlar döneminin kapısı maalesef ki açılmaktadır.
- Mazlumların canı ve kanı üzerinden kurulmak istenen küresel siyaset ve strateji dengeleri milyarlarca insanın müşterek geleceğini, dünyanın ekolojik ve ekonomik mirasını, bugüne kadar ki ahlaki, hukuki ve vicdani kazanımları uçuruma sürüklemektedir.
- Ukrayna krizinin görülen yüzüyle gösterilmeyen yüzünü dikkatle tefrik ve tefsir etmek daha iyi, daha huzurlu, daha gelişmiş, daha adaletli bir dünya için ertelenemez bir mecburiyettir.
- 2006 yılında, dönemin ABD Dışişleri Bakanı tarafından telaffuz edilen “yıkıcı kaos” dalgası, Asya-Pasifik’ten Atlantik’e, Ortadoğu’dan Orta Asya’ya, Balkanlar’dan Kafkaslara kadar her yeri tesiri altına almıştır.
- Ukrayna’dan Tayvan’a, Güney Çin Denizi’nden Adriyatik kıyılarına, Afrika düzlüklerinden Hicaz çöllerine varoluş trajedisi yaşamayan coğrafya neredeyse kalmamıştır.

'' TÜRKİYE ÇATIŞMA HARİTASININ TAM ORTASINDADIR''

Türkiye’nin çatışmaların tam ortasında olduğuna dikkat çeken Bahçeli, tehditlerin vahim olduğunu belirtti:

- Türkiye de çatışma haritasının tam ortasındadır.
- Karşımızda yeni bir dünya düzeninden ziyade, yeni sömürgecilik akımının, formatlanan, zaman zaman forma değiştiren yepyeni bir emperyalist dayatmanın karanlık oyunları sahnelenmektedir.
- Başkent Ankara’dan dünyaya göz attığımızda, tarihi tecrübelerimizin ışıklarını bu karanlık oyun sahnesine tuttuğumuzda gördüğümüz gerçekler korkunç risk ve tehditlerin vahim boyutlara dayandığıdır.
- Şunu bir defa kararlılıkla söylemek isterim ki, küresel emperyalizmin dünya tasarımında insan insanın canavarıdır.
- Türk-İslam medeniyetinin prizmasından baktığımızda ise insan insanın canı, cananı, can beraberidir.
- Bizi diğerlerinden ayıran bariz fark da burada yatmaktadır.
- Ukrayna’nın zalim işgali, buna karşı gösterilen nevzuhur ve etkisiz tepkiler kerameti kendinden menkul yeni dünya düzeni hakkında hepimize ipucu vermektedir.
- NATO’nun kuru gürültüden farksız taktik açıklamaları üzerine, Putin’in “Rus Nükleer Caydırıcı Kuvvetleri”ne yüksek alarma geçme emri vermesi korkunç senaryoların tedavüle girmesini hızlandırmıştır.
- İnsanlığın bu zamanında nükleer savaş kaynaklı bir dünya savaşı ihtimaline vurgu yapılması küresel vicdanın, küresel adaletin, insan hakları müktesebatının mahvıdır.
- Dünyanın dehşet verici bir riskle muhatap olması bile felakettir, akıl kaybıdır, demokrasi ayıbıdır, skandal bir hüsrandır.
- Diğer yandan Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi devletlerarası yeni bir usulü, yeni bir yöntemi de gün ışığına taşımıştır.
- Böylelikle silah gücüne güvenen, küresel yaptırımları göğüslemeye hazır olan bir devletin, üzerinde hak iddia ettiği bir başka devlete saldırmasının önü açılmıştır.
- Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın toplanıp toplanıp dağılması şu ana kadar hiçbir sonuç vermemiş, üstelik bu kuruluşun baştan ayağa reforma muhtaç olduğu ayan beyan ortaya çıkmıştır. Dünyanın kaderi beş devletin keyfine emanet edilemez. İnsanlığın güvenliği beş devletin çıkarlarıyla bir ve aynı görülemez.

''NATO, DOĞUYA GENİŞLEME STRATEJİSİNİ KESİNLİKLE GÖZDEN GEÇİRMELİ''

Bahçeli, partisinin Ukrayna krizine yönelik önerilerini sıraladı. NATO’nun genişleme stratejine dikkat çekti:

- Geldiğimiz bu aşamada, Milliyetçi Hareket Partisi olarak Rusya-Ukrayna arasındaki silahlı çatışmaların ivme kaybetmesi, süren yüksek gerilimin hafifletilmesi, barış için güçlü bir adım atılabilmesi maksadıyla, Türkiye ve dünya kamuoyuyla paylaşmak istediğimiz görüş ve düşüncelerimiz maddeler halinde şunlardan ibarettir:
1- Ukrayna’nın siyasi ve toprak bütünlüğüyle egemenlik haklarına mutlak surette saygı duyulmalıdır.
2- Rusya ile Ukrayna arasında çok acil ateşkes rejimi tesis edilmelidir.
3- Rusya işgalden derhal ve önşartsız vazgeçmeli, askeri unsurlarını geri çekmelidir.
4- NATO, doğuya genişleme stratejisini kesinlikle gözden geçirmeli, sanal korkular üreterek, gücünü ve üye ülkeleri devamlı bir arada tutma arayışından vazgeçmelidir.
5- Krizin çözülmesi için tek seçenek diplomasi ve diyalogdur.
- Müzakere masası silahlı çatışmaya üstün gelmelidir. Rusya ve Ukrayna heyetleri arasında mutabakat arayışları memnuniyet vericidir. Şu ana kadar Belarus sınırında iki görüşme yapılmıştır. Ancak barış için yüreklere su serpen bir karar alınamamıştır.
- Gelişmeler ve gerçekler göstermiştir ki, hem Rusya hem de Ukrayna ile doğrudan temas kuracak, görüşecek ve masaya oturabilecek tek ülke Türkiye’dir.
- Sayın Cumhurbaşkanımızın, bölgesel ilişkileri göz önüne alıp, çok yönlü siyasi, ekonomik ve ticari ilişkileri kullanarak “aktif arabuluculuk” girişimi, ateşkesin sağlanması için samimi gayretleri bize göre barışın, huzurun, istikrarın ve kalıcı çözümün anahtarıdır.
- Türkiye’nin hakemliğinde, İstanbul merkezli bir müzakere ikliminin vasat bulması barışçıl çabaları destekleyecek, krizden çıkışın orta yolu inanıyorum ki arana arana bulunacaktır.
- Rusya-Ukrayna arasındaki çatışmalara bizim bakışımız insanidir, ilkeseldir, uluslararası hukuk temellidir. Kategorik olarak hiçbir ülkenin ne yanında ne de karşısında bir pozisyonumuzun olması düşünülemeyecektir.
- Buna ilave olarak dostluk ve komşuluk hukukumuz olan hiçbir ülkeyi gözden çıkarmamız da söz konusu değildir. Türkiye, cephe ülkesi olmayacaktır. Türkiye, Batı’nın nam ve hesabına silah kuşanmayacaktır.

''BATI SEKİZ YILDIR UKRAYNA İLE RUSYAYI BİRBİRİNE KARŞI KIŞKIRTIYOR''

Bahçeli, krizin asıl kaynağının Batı’nın kışkırtması olduğunu ifade etti:

- Avrupa barışının tehdit altında olduğunu iddia edenler, sırayı Türk ve İslam ülkeleri aldı mı ne gariptir ki, çıtlarını çıkarmaktan, seslerini yükseltmekten kahredici şekilde uzaktır.
- Başını ABD ile Birleşik Krallığın çektiği Batı ülkeleri sekiz yıldır Ukrayna ile Rusya’yı birbirine kışkırtırken, demokrasi tacirleri, insan hakları misyonerleri, özgürlük havarileri ne hikmetse kayıplara karışmıştır.
- Dünya adaletsizliğin pençesinde sıkışıp kalmıştır.
- Biz ve onlar ayrımı insanlığın başına nice felaketleri musallat etmiştir.
- Avrupa Birliği, Ukrayna krizinde demagojiden, ucuz polemikten, çürük eleştiriden başka hiçbir şey yapmamıştır. Dahası ırkçı ve faşist bir söylem çıkmazına sürüklenmiştir.
- Bu nedenle Dünyanın geleceği adına endişemiz daha da katlanmıştır.
- Türkiye, Ukrayna krizinde milli bir duruş sergilemiş, gelişmeleri isabetle okumuş, yeri ve zamanı geldiğinde gerekli uyarılarını çekinmeden yapmıştır. Ne var ki, zillet ittifakı bundan bile rahatsız olmuştur.
- Rusya-Ukrayna arasındaki çatışmaları neredeyse hükümete fatura edecek kadar kötü niyetli, taş kalpli ve gafil hale düşmüşlerdir.
- Ukrayna’da mukim vatandaşlarımızı Türkiye’ye büyük bir mücadeleyle getiren hükümete kara çalanlar, İstanbul’a kar yağdığında iki mahalle arasındaki ulaşımı sağlamaktan aciz kaldıklarını ne çabuk unutmuşlardır?
- Bu çirkin muhalefet zihniyeti, iktidarı düşürmek adına vatanı düşürmeye çoktan hazır olduğunu her defasında göstermiştir.
- Rusya’nın askeri operasyonu esnasında CHP Genel Başkanıyla İP Başkanı ağız birliği halinde, S-400 Füze ve Hava Savunma Sistemi’nin aleyhine açıklamalar yapmışlardır.
- Kılıçdaroğlu daha da ileriye gitmiş, NATO’nun 21’inci yüzyılda demokrasinin güvencesi olduğunu ileri sürerek halt etmiştir.
- Zillet ittifakının ana ortakları Ukrayna krizi esnasında majestelerinin muhalefeti olarak sivrilmiş, Biden’ın muhbiri olarak serpilmiş, fener ışığı gibi emperyalist ülkeleri selamlamışlardır.
- Kanaatimiz odur ki, NATO’yu demokrasinin güvencesi görmek, Türk milletinin demokratik ve tarihsel egemenliğine büyük bir karşı çıkış, aymaz bir itirazdır.
- Demokrasinin güvencesi NATO değil, millettin tertemiz iradesi ve egemenlik hükmüdür.
- CHP yönetiminin zulme yandaşlığı ve küresel güçlere yaranma siyaseti geçmişiyle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine tamamen aykırıdır.

KILIÇDAROĞLU’NUN S-400 ÇIKIŞI

Bahçeli, Millet İttifakı’nın S-400 hava savunma sistemine karşı karalama kampanyasından rahatsızlığını da dile getirdi. Sistemin ihtiyaç olduğunu vurguladı:

- Türkiye sözüne güvenilir bir ülkedir. Türkiye taahhütlerine bağlı bir devlettir.

- S-400 ihtiyaç doğduğunda kullanılacak bir silah sistemidir. CHP Genel Başkanı kime karşı kullanacağız, diye soruyor.
- Sayın Kılıçdaroğlu, “YPG bize mi saldıracak?” dediğinden beri şuursuz bir şekilde konuşuyor, hayal aleminde geziyor, Türk ve Türkiye düşmanlarını aklamak için uğraşıyorsun. Düşman her kimse, her nerede ise S-400’ün hedefi orasıdır. Tehdit nereden geliyorsa S-400’ün yönü oraya dönecektir.
- Yine Kılıçdaroğlu Türkiye’nin Rusya’ya bağımlı hale geldiğini söylemiş ve bu ülkenin buğday vermemesi halinde aç kalacağımızı iddia etmiş.
- Bir de şalteri indirirse karanlıkta kalacağımızdan bahsetmiş. Tasa etme Sayın Kılıçdaroğlu, üzerinde yaşadığımız topraklar dualıdır, bereketlidir, verimlidir, buğday ambarıdır, şehit kanıyla sulanmıştır.
- Ne aç kalırız, ne de açıkta yaşarız. Zillet ittifakı yeter ki gölge etmesin, Allah’ın izniyle karanlıkları yarar da çıkarız.
- Bağımlılık bağımsızlığın zehridir. Türkiye Cumhuriyeti hür ve bağımsız bir ülkedir. Kılıçdaroğlu hala bu gerçeğin farkında değildir.
- CHP Genel Başkanı’nın tam da Ukrayna krizi esnasında Rusya’yı kötülemeye başlaması ilkesel bir duruş değil, akıntıya kapılan sinyalci ve teslimiyetçi bir iradenin ağır kusurlu tezahürüdür.

''ALTILI GANYANIN FAVOSİSİ KOBANİLİ SEROK AHMET''

Toplantıya ilişkin en sivri çıkışı beklendiği ve tahmin edildiği gibi "altılı ganyanın favorisi Kobanili Serok Ahmet'in" yaptığını söyleyen Bahçeli, "Serokun akıl sağlığıyla ilgili ciddi endişeler taşıdığımı, bu şahsın derhal tıbbi bir müdahaleyle karantina altına alınması gerektiğini düşünüyor, bunu da acil bir ihtiyaç olarak değerlendiriyorum." görüşünü paylaştı.

Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

- Serok demiş ki 'Türkmen diyarı burası, gelenektir yuvarlak masa.' Doğrudur, burası Türk ve Türkmen diyarıdır. Ancak serok Ahmet'in bu diyarla bağı kopalı çok olmuştur, yuvarlak masanın gelenek olduğuna dair iddiası da kuyruklu yalanlarına bir yenisini ekleyen bayağı bir uydurma olarak hafızalara kazınmıştır. Onların sofrası Halil İbrahim sofrası, bizim soframız da kurtlar sofrasıymış. Halil İbrahim sofrası mı yoksa hüsran ve zillet masası mı olduğunu elbette milletimiz biliyor, görüyor, lazım gelen değerlendirmeyi de yapıyor. Bizim soframızın kurtlar sofrası olduğuna gelince, kurdun masası kurt sofrası olur, kurtların olduğu yerde kurtlar sofrası kurulur. Serok dikkat etsin, kurdun gözünü kan bürüdü mü Kobani'ye kaçmakla bile kurtulamaz. Serok Ahmet ayrıca şu hayret ve ibret verici iftirayı hiç utanmadan dile getirmiş: 'Bu memlekette 28 Şubat'tan son bahsetmesi gereken kişi Sayın Bahçeli'dir. Çünkü 28 Şubat'ın Başbakan Yardımcısı Bahçeli'dir'.
Avrupa'da Rus sanatçılara yönelik yaptırımlar Dış Politika Erdoğan'dan AB'ye: ''Samimi değiller'' Dış Politika ''Zelenski'yi Rusya ile masaya Batı oturtmadı'' Dış Politika Pakistan'dan Türkiye'ye mesaj! Dış Politika Çin, Türkiye’ye Varışta Vize veriyor! Dış Politika Afrikalı siyasetçi Vatan Partisi ile buluştu Dış Politika "Sıradaki adım doğrudan uçuşlar olacaktır" Dış Politika Hakan Fidan'dan çarpıcı açıklamalar Dış Politika "Saldırıyı özgürlük olarak sunuyorlar" Dış Politika Ekonomide çıkış Avrupa Birliği mi? Ekonomi Avrupa Birliği'nden Türkiye'ye "vize" havucu! Dış Politika Ankara'da Keşmir Kuşatma günü anıldı Dış Politika