Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu NATO’culuk yarışında
Cumhurbaşkanlığı adaylığı yarışına giren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu NATO’culuk yarışına girdi. İki isim Atlantik'e bağlılık ilan edip NATO'ya övgüler düzerken araştırmalar ise Türk halkının Batı'ya güvenmediğini gösteriyor.
Batı’nın gözüne girmek için Türkiye’nin rotasının NATO olduğunu savunuyorlar. Ancak Türk halkı onlarla aynı düşünmüyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, hafta sonu Münih Güvenlik Konferansı’na katılmak üzere Almanya’ya gitti. Deutsch Welle Türkçe'nin sorularını yanıtlayan İmamoğlu, Türkiye'nin NATO üyeliği ve Türkiye-Avrupa ilişkileri konusunda değerlendirmelerde bulundu.
İmamoğlu, “Türk halkının büyük oranda Batı'ya desteğini sürdürdüğünü” de ileri sürdü:
- Türkiye, NATO'nun asli bir üyesidir. Avrupa'nın da asli bir parçasıdır. Ben her yerde söylüyorum: Avrupa İstanbul'dan başlıyor. Dolayısıyla Türkiye de Avrupa'nın başlangıç noktası, vazgeçilmez bir parçası. Bazen popülist söylemlerle siyaseti kullanma yönünde çatışma dilini tercih edenler olsa da, genel anlayışta artık Türkiye'nin Avrupa'nın ya da NATO'nun vazgeçilmez bir parçası, bir erki olduğunu biz de biliyoruz.
- Ne Batı'nın Türkiye'den şüphesi olmalı ne de Türkiye'nin Batı'yla ilgili şüpheleri var. Sadece bir diyalog eksikliğinden kaynaklı bir süreç yaşanıyor.
İmamoğlu’nun yanı sıra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan NATO’ya bağlılık vurgusu yapan bir açıklama geldi. Kılıçdaroğlu, NATO’nun sadece bir savunma aracı, kurumu olmadığını ve demokrasinin de güvencesi olduğunu iddia etti:
- Biz NATO'nun bir parçasıyız. Dolayısıyla kendimizi bu ittifakın dışında göremeyiz. Bu konuda taahhütlerimiz var. Biz NATO'yu sadece bir savunma aracı, kurumu olarak da görmüyoruz. NATO artık bugün 21. yüzyılda aynı zamanda demokrasinin de bir güvencesi.
İyi Parti, Deva ve Gelecek Partisi de tercihini Batı'dan ve NATO'dan yana yapıyor. Bu partilerin iddialarının aksine Türk milleti, uzun yıllardır ne AB'ye ne de ABD'ye güveniyor. Bunun gerekçeleri arasında NATO’nun darbeleri, suikastları, kumpasları ve yaptırımlar, ikiyüzlü tutumlar ve teröre destek gibi nedenler yer alıyor.
Türk halkında Avrasya'ya olan güven anketlerde Atlantik'e oranla daha yüksek çıkıyor. Çok sayıda aydın, düşünür, bilim insanı ve siyasetçi de dünyanın sarkacının Asya'ya kaydığını tespit ediyor. Birçok anket de bunu kanıtlar nitelikte tespitler yapıyor.
İktisadi Kalkınma Vakfı’nın 2015'te yaptırdığı ankete göre, Türkiye’nin AB'ye tam üye olacağına inananların oranı yüzde 30.
Kadir Has Üniversitesi’nin anketine göre de AB üyeliğini destekleyenlerin oranı yüzde 65'ten yüzde 46’ya düşerken tam üyeliğe inananların oranı ise yüzde 27’ye indi.
Türkiye Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı’nın 2016'da yaptığı Türk Halkının AB'ye Bakışı Araştırması'na göre, Türk halkının yüzde 64'ü Türkiye’nin AB'ye üye olacağımıza inanmıyor.
“Türkiye, NATO'nun asli bir üyesidir” tezinin de hayal ürünü olduğunu söylemek mümkün. NATO'da “Üvey evlat” muamelesi gören Türkiye, bir süredir tatbikatlara katılımını en alt seviyeye indirmiş durumda. Çünkü tatbikatlarda Atatürk ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı hedefe koyan NATO, Türk gemilerine baskınlar düzenliyor. NATO, FETÖ ve PKK'yı koruyarak komşularla düşmanlığı körükleyen Mavi Vatan'da Türkiye’nin zenginliklerine el koymaya çalışan bir korsanlık ittifakına dönmüş durumda.