Dünya Sağlık Örgütü acil durum ilan etti
Dünya Sağlık Örgütü, maymun çiçeği salgınını küresel acil durum ilan ettiğini açıkladı.
Dünya Sağlık Örgütü, Türkiye dahil 65 ülkede 15 bin 600 vakası tespit edilen maymun çiçeği salgınını küresel acil durum ilan etti. Acil durum ilanı, hükümetlerin ve uluslararası örgütlerin hastalığın yayılmasını engellemek için çabalarını artırmaları anlamında DSÖ'ye bazı yetkiler veriyor.
Maymun çiçeği virüsü, dünya çağında etkisini giderek artırıyor. Son açıklanan rakamlara göre 65 ülkede 15 bin 600 vaka sayısına ulaşan virüsle ilgili Dünya Sağlık Örgütü tarafından acil durum ilan edildi.
TÜRKİYE'DE İLK VAKA 30 HAZİRAN'DA DUYURULDU
Türkiye'de ilk vaka ise 30 Haziran'da duyuruldu. Duyuruyu yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca,37 yaşındaki hastanın tecrit edillerek tedavi altına alındığını söyledi. Hastanın bağışıklık sistemi yetersizliği yaşadığı belirtildi.
FİZİKSEL TEMASLA BULAŞIYOR
Maymun çiçeği virüsünün Covid gibi solunum yoluyla değil, yakın fiziksel temasla bulaştığı biliniyor. DSÖ'nün 20 Temmuz'da yaptığı son açıklamaya göre şu ana kadar virüs nedeniyle 5 can kaybı yaşandı. Ölenlerin tümü Afrika'da.
ACİL DURUM NE ANLAMA GELİYOR?
Birleşmiş Milletler Dünya Sağlık Örgütü'nün acil durum ilanı, hükümetlerin ve uluslararası örgütlerin hastalığın yayılmasını engellemek için çabalarını artırmaları anlamında DSÖ'ye bazı yetkiler veriyor.
Öncelikle dünyaya salgının ciddi bir acil durum olduğu mesajı verilmiş oluyor. Acil durum ilanı ülkeleri salgınla mücadele konusunda iş birliği yapmaya ve kaynakları ortak kullanmaya, ayrıca salgının yayıldığı ülkelerin vatandaşlarını sağlık ve hijyen tavsiyelerine uymaya teşvik ediyor.
SEYAHAT UYARILARI YAPILABİLİR
DSÖ acil durum ilan ettiğinde, bazı şehirler ve bölgeler için seyahat uyarısı yapabiliyor. DSÖ'nün ayrıca ülkelerin kamu sağlığı önlemlerini denetleme yetkisi de bulunuyor.
Örgüt tavsiyelere uymayanlara hukuki yaptırım uygulayamıyor ancak BM üyeleri 2005 yılında kabul edilen DSÖ Uluslararası Sağlık Tüzüğü'nün yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda olduğundan, DSÖ'nün tavsiyelerine uyulması konusunda ülkeler üzerinde baskı oluşuyor.