"TBMM vakit kaybetmeden İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı almalıdır"
Vatan Partisi Öncü Kadın Genel Başkanı Meltem Ayvalı, partisinin kararın iptali hakkındaki görüşünü açıkladı. Ayvalı, TBMM'nin vakit kaybetmeden İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı alması gerektiğini belirtti.
Vatan Partisi Öncü Kadın Genel Başkanı Meltem Ayvalı, partisinin kararın iptali hakkındaki görüşünü açıkladı. Ayvalı, TBMM'nin vakit kaybetmeden İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı alması gerektiğini belirtti.
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
TBMM HİÇ VAKİT KAYBETMEDEN
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NDEN ÇEKİLME KARARI ALMALIDIR
İstanbul Sözleşmesi; Avrupa Konseyi tarafından 2011 yılında imzaya açılmış, ilk imzayı hiçbir çekince koymaksızın Türkiye hükümeti atmış, 2012 yılında bütün partilerin oy birliğiyle TBMM’de onaylanmış ve 2014 yılında yürürlüğe girmiştir.
Vatan Partisi, ilk günden beri İstanbul Sözleşmesi’ne karşı mücadele etmiş ve Türk milletini bilgilendirmiştir. ÇünküVatan Partisi,kadınlarımızı her türlü şiddet, ayrımcılık ve eşitsizlikten kurtarma kararlılığındadır. İstanbul Sözleşmesi’ne karşı tavrımızı kadın-erkek eşitliği davasındaki kararlılığımız belirlemiştir. İstanbul Sözleşmesi kadına şiddeti önleyen değil kadını aşağılara iten bir sözleşmedir. Vatan Partisi, kadının değersizleştirilmesine izin vermemiştir, vermeyecektir.
Hatırlanacağı üzere, İstanbul Sözleşmesi konusunda Partimizin kararını paylaştığımız basın toplantısında, Sözleşmeyi şekere bulanmış zehir olarak tanımlamıştık. Sözleşmenin, Türkiye’ye kadını aşağılayan yeni bir toplumsal model dayattığını, bu toplumsal modelledoğal olmayan cinsiyetlerin yaygınlaştırılacağını, bunların Sözleşmeye “toplumsal cinsiyet, toplumsal cinsiyet kimliği, cinsel yönelim” kavramları ile girdiğini, kimsenin itiraz edemeyeceği kadına şiddet başlığının eşcinsellik dayatmasının paravanı olduğunu belirtmiştik. İstanbul Sözleşmesi ile yenilik olarak sunulan hukuki düzenlemelerin büyük çoğunluğunun mevcut yasalarımızda yer aldığını ifade etmiş, Sözleşmenin getirdiği tek yeniliğin LGBT propagandası olduğunu söylemiştik. Sözleşmenin taraflarca uygulanmasını izlemekle görevli olan GREVİO heyetinin raporunda, Türkiye’nin PKK ve FETÖ ile mücadelesinin hedef alındığını, Türk askerine ve polisine tecavüzcü iftirası atıldığını duyurmuş; Tük kadınının bu raporu yazan emperyalistlerden özgürlük dilenmeyeceğini ilan etmiştik.
Televizyon programlarıyla, Türkiye’nin dört bir yanında düzenlediğimiz basın açıklamalarıyla İstanbul Sözleşmesi gerçeğini anlattık. Teori Dergisi’nin iki sayısında bütün yönleriyle İstanbul Sözleşmesini işledik. Hazırladığımız bilgilendirme dosyasını başta kadın örgütleri olmak üzere bütün demokratik kitle örgütleriyle ve siyasi partilerle paylaştık.
Vatan Partisi’nin etkili mücadelesi sonuç vermiş ve ülkemiz 20 Mart 2021 günü Resmi Gazete’de yayınlanan karara göre İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmiştir.
Sayın Cumhurbaşkanımızın bu sözleşmeden çekilme kararı alması çok isabetlidir, Türkiye’nin ve kadınlarımızın geleceği için doğru bir adımdır. Ancak sözleşmeden çekilme yöntemi hukuka uygun değildir.
FESİH YETKİSİ TBMM’NİNDİR
İstanbul Sözleşmesi’ni TBMM kabul etmiştir, sözleşmeden çekilme yetkisi de TBMM’nindir. Formül bu kadar basittir.
Anayasımızın 87. ve 90. maddelerine göre TBMM uluslararası sözleşmeleri kabul etmeyi ya da bu sözleşmelerden çekilmeyi bir kanun çıkararak uygun bulur, Cumhurbaşkanı da TBMM’nin uygun bulduğu kanunları onaylar.
Anayasamız, Cumhurbaşkanının uluslararası anlaşmaları onaylayabilmesini TBMM’nin onaylamayı bir kanunla uygun bulması şartına bağlamaktadır. Nitekim, İstanbul Sözleşmesinin onaylanması da TBMM tarafından 24 Kasım 2011 tarih ve 6251 Sayılı Kanunla uygun bulunmuştur. Uluslararası anlaşmaların onaylanmasının uygun bulunması ve bu anlaşmaların sona erdirilmesi yasama yetkisi kapsamında bir konu olduğu için Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez. Sözleşmeden çekilme kararının da TBMM tarafından bir kanunla alınması gereklidir. Cumhurbaşkanı Sözleşmeden çekilmeyi kabul eden kanunu onaylamalıdır.
Meclis İstanbul Sözleşmesini kabul ettiği kanuna, “Biz bu sözleşmeyi feshetme yetkisini Cumhurbaşkanına devrediyoruz” şeklinde bir hüküm koysaydı Cumhurbaşkanı kararnamesi ile çekilmek mümkün olurdu. Ancak, İstanbul Sözleşmesi’ni kabul eden kanunda böyle bir hüküm yoktur. Türkiye, İstanbul Sözleşmesinden TBMM kararıyla çekilmelidir.
Fesih kararı yayınlanır yayınlanmaz, Sözleşmeden çekilme yönetiminin hukuka uygun olmadığı ve bu hatanın düzeltilmesi gerektiği Genel Başkanımız Sayın Doğu Perinçek ve Partimizin kadın kolları Öncü Kadın tarafından açıklanmıştı.
DANIŞTAY KARARINI BEKLEMEYELİM
Şu an, hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle fesih kararının iptali talebiyle açılan davalar sürmektedir. Danıştay geçtiğimiz ay bu davaları görüşmüştür, bu ay da görüşmeye devam etmektedir.
Sayın TBMM Başkanımız ile Ak Parti ve MHP Meclis gruplarına sesleniyoruz. Danıştay Kararını beklemeyelim. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını Mecliste alalım.
Hızla bir kanun teklifi hazırlanarak TBMM’ye getirilmeli ve Türkiye İstanbul Sözleşmesinden çekilmeyi Meclis kararıyla kabul etmelidir. Ardından da Sayın Cumhurbaşkanımız kararı onaylamalıdır.
Vatan Partisi olarak kadınlarımızı, çocuklarımızı, toplumumuzu koruma sorumluluğunu omuzlarımızda hissediyor, Gazi Meclisimizi göreve çağırıyoruz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararı alarak;
Kadını koruyacaktır ve kadına şiddetle mücadeleyi güçlendirecektir.
Bugün Batı merkezlerinin bile isyan etmeye başladığı eşcinsellik dayatmasına dur diyecektir.
Cumhuriyet devriminin kazanımlarına ve çağdaş Türkiye’ye sahip çıkacaktır.
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme yetkisi ve sorumluluğu Meclisimizdedir. Bu görev ertelenemez ve ihmal edilemez. TBMM, hiç vakit kaybetmeden İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararı almalıdır.