Batman mitolojik yarasa tanrısı Camazotz mıydı? Camazotz'ın Drakula ile bağlantısı ne?

Sosyal medya bir sonraki Batman filminde kimin rol alabileceğiyle çalkalanırken ve bazı adayların o büyük siyah botları dolduracak kadar tehditkâr olmayabileceği endişesiyle, filmde yer alan yarasa figürlerinden birine tekrar bakmanın zamanı gelmiş olabilir. Orta Amerika mitolojisinde heybetli bir güç olarak Camazotz. yani yarasa adam kimdir?

 MİTOLOJİK BATMAN

Camazotz (Guatemala'nın Kʼiche' Maya dilinde "ölüm yarasası" anlamına gelir), mağarada yaşayan tehlikeli bir yarasa yaratığı olarak Orta Amerika mitolojisinin derinliklerinde ortaya çıkmıştır. Yaratığı takip eden bir kült, Meksika'nın Oaxaca kentindeki Zapotek Kızılderilileri arasında başladı ve bu figür daha sonra Maya Quiche kabilesinin panteonuna uyarlandı ve yarasa tanrısının efsaneleri daha sonra Maya edebiyatına kaydedildi. 

Yarasalar birçok kültürde tehditkar yaratıklar olarak kabul edilir. Gecedirler ve dolayısıyla genellikle ölümle de ilişkilendirilen geceyle ilişkilendirilirler. Yaygın türlerin birçoğunun nispeten tuhaf bir görünümü de var ve bu da onları insanlar için daha da itici kılıyor. Aslında kan emen bir türün (vampir yarasa, Desmodus Rotundus ) var olmasının bir faydası yok.

Maya kültüründe yarasa tanrısı Camazotz ölümle bağlantılıdır. Camazotz aynı zamanda Popol Vuh'da "yarasaların evi" olarak adlandırılan bir mağarada yaşayan canavarca bir yaratığın adıdır . Bilim adamlarının çoğu, Camazotz'un yaygın vampir yarasadan ilham aldığına inanıyor, ancak diğerleri bunun Pleistosen veya Holosen dönemlerinde (muhtemelen) nesli tükenen dev bir vampir yarasaya dayandığını öne sürüyor.

Eski bir Maya mitolojik metni olan Popol Vuh'da Zotzilaha, kabaca insansı gövdeli, yarasa başlı ve çakmaktaşı bıçağa benzeyen bir buruna sahip bir canavar olan Camazotz'un yaşadığı bir mağaranın adıydı. Canavarın kurbanların boyunlarına saldırdığı ve başlarını kestiği söyleniyordu. Popol Vuh'ta bu yaratığın Maya kahramanı Hunahpu'nun kafasını kestiği kaydediliyor. Camazotz aynı zamanda ilk güneş çağında insanoğlunu yok eden dört hayvan iblisinden biridir.

Yarasa benzeri iblisler ve canavarlar Güney Amerika ve Orta Amerika'da yaygındır. Böyle bir hikayenin bir başka örneği, Peru ve Şili'deki Chonchon'dur; bunun, kaku olarak bilinen bir büyücünün, ölüm anında kopmuş kafasının dev kulaklar ve pençeler çıkarmasına neden olan büyülü bir ayin gerçekleştirdiğinde yaratıldığı düşünülmektedir. Dev kulaklar kanatlara dönüşür.

Dev yarasa canavarı efsanelerinin her yerde bulunması, birçok arkeoloğun, canavarların vampir yarasa gibi gerçek bir hayvanla karşılaşmalarının bir temeli olduğunu öne sürmesine yol açıyor. Vampir yarasa kan alma ve kurban etmeyle olan tarihsel ilişkisi nedeniyle tercih edilmektedir. Bununla birlikte efsanelerin Pleistosen veya erken Holosen döneminde var olan dev bir yarasadan türetilmiş olması da mümkündür.

DRAKULA EFSANESİ İLE BAĞLANTILI MI?

1988 yılında Venezuela'nın Mongas eyaletinde bir vampir yarasa fosili bulundu. Yarasa, modern vampir yarasadan %25 daha büyüktü ve Drakula olarak adlandırıldı. Daha çok halk arasında dev vampir yarasası olarak bilinir.

Bunun örneklerini içeren siteler Yucatan, Belize, kuzey Brezilya ve Venezuela'da bulundu. 2000 yılında Arjantin'de, Desmodus cinsinin modern aralığının çok daha güneyinde, Drakula'dan bir diş bulundu. Drakula'nın neslinin tam olarak ne zaman tükendiğini veya neslinin tükenip tükenmediğini kesin olarak belirlemek zordur. Tüm yerleşimler şu ana kadar Geç Pleistosen ile Geç Holosen arasına tarihlendi.

Bir Drakula bölgesi için bulunan en son yaş 300 BP'dir (yaklaşık M.S. 1650). Orta Amerika'daki en son yaşı tespit etmek zordur, ancak muhtemelen Geç Pleistosen veya Holosen'dir. Bu tarihler, Drakula'nın Güney Amerika ve Orta Amerika'da insanlarla bir arada yaşadığını ve insanların Drakula ile temasa geçmiş olabileceğini mümkün kılıyor, ancak Geç Holosen'e doğru bunlar yok olacak kadar nadirdi.

DRAKULA GÖZLEMLERİ

Bu kanıtlara ek olarak dev yarasaların veya yarasa benzeri yaratıkların gizemli görüntüleri de yaşandı. En eski gözlemlerden biri, J. Harrison'ın dev yarasalar olarak tanımlanan birkaç büyük uçan yaratık gördüğünü iddia ettiği 1947 yılına dayanmaktadır.

1950'lerin başında Brezilyalı bir çift, Brezilya'da Drakula fosillerinin bulunduğu vadide yarasa benzeri bir yaratıkla karşılaştıklarını iddia etti . Başka bir olay, 1975'te Porto Riko'da hayvan sakatlama salgını meydana geldiğinde meydana geldi. Bir çiftçi, iki gri kuş benzeri yaratığın defalarca saldırısına uğradığını söyledi. Bu yaratıklar sakatlanma salgını boyunca başkaları tarafından da görüldü. Başka bir gözlem, 1970'lerin ortasında Teksas'ta, bir çiftçinin kısa gagalı ve goril benzeri yüzlere sahip kel yarasa veya pterozor benzeri yaratıklarla karşılaştığını iddia etmesiyle meydana geldi. Bu yaratığın üç parmak izinin de bulunduğu söylendi.

Yaygın vampir yarasa D. Rotundus'un kanat açıklığı 20,32 cm'dir. Drakula %25 daha büyük olduğundan daha fazla kana ihtiyaç duyuyordu ve muhtemelen daha büyük hayvanlara, hatta muhtemelen insanlara bile saldırıyordu. Nadir görülen dev bir yarasanın saldırısının doğaüstü canavarlarla ilgili efsaneleri doğuracağı şüphesizdir.

DRAKULA CAMAZOTZ'UN HİKAYESİNE İLHAM OLDU MU?

Umut verici fosil kanıtlarına ve dev yarasalarla karşılaşmalara ilişkin tuhaf hikayelere rağmen, şu anda D. Drakula'nın Güney Amerika ve Orta Amerika'nın eski sakinleri tarafından düzenli olarak karşılaşılacak kadar yaygın olduğuna dair tartışılmaz bir kanıt yok. ya da dev vampir yarasanın bugün hala hayatta olduğu ve dolayısıyla dev yarasa gözlemlerinde rapor edilen yaratık olabileceği.

Bununla birlikte, fosil kanıtlarının Drakula'nın Amerika'da binlerce yıldır insanlarla bir arada yaşamış olabileceğini öne sürmesi ve yarasa benzeri canavarların güney ve orta Amerika'nın her yerinde yaygın efsaneleri, bunu makul bir bağlantı haline getiriyor.