Kılıçdaroğlu'nun siyasi sicili: Dersimli Kemal, FETÖ ve PKK dostu siyasetler...

Ben Dersimli Kemal'im diyerek CHP'deki görevine başlayan Kemal Kılıçdaroğlu'nun bugüne kadar attığı bütün adımları muhabirimiz Ülkühan Doğanbey derledi. Kılıçdaroğlu kritik süreçlerde nasıl duruş sergiledi, bugün neyi savunuyor, aday olabilmek için hangi siyasetleri ısrarla savundu.

Deniz Baykal'ın, FETÖ'nün kaset kumpası sonucu genel başkanlıktan istifasının ardından 22 Mayıs 2010'daki 33. CHP Olağan Kurultayı'nda genel başkanlığa seçilen Kemal Kılıçdaroğlu, “Ben Dersimli Kemal’im” sözleriyle göreve geldi.

- Dersimli bir ailenin çocuğuyum Dersim'de acı çekenlerin sözcülüğünü yapmak sana kalmadı. Dersimli bunu kendisine hakaret sayar. Dersimden de Dersimli'den de sana ekmek yok  

Atatürk’ün talimatıyla bastırılan “Dersim İsyanına” sahip çıkarak 13 yıldır CHP Genel Başkanlığını yürüten Kılıçdaroğlu “biz 1930’ların CHP’si değiliz” diyerek çoktan reddetmişti Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi’ni ve ilkelerini. 

“Bizi hâlâ 1930’ların 40’ların CHP’si gibi düşünmeyin. Dünya değişiyor, kurumlar değişiyor; tabii ki biz de değişiyoruz”

Helalleşme naralarıyla Millet İttifakı’nın 13. Cumhurbaşkanı adayı olarak sahneye çıkan Kılıçdaroğlu, helalleşmeye de PKK ve FETÖ ile başladı.

Kıçıldaroğlu, Terör suçundan hüküm giyen Eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı masum ilan etti ve hapisten çıkması için defalarca kürsüden çağrı yaptı:

- 3 milyon adına bu ülkede adalet istiyorum. Masum insanların kin ve intikam duygusuyla tutulmasını istemiyorum yazıktır günahtır. Osman Kavala neden hapiste, Selahattin Demirtaş neden hapiste, askeri öğrenciler neden hapiste, adaleti arayan avukatlar neden hapiste.

Kılıçdaroğlu’nun Demirtaş için verdiği mücadele burada da bitmedi. Kılıçdaroğlu, “Başkan Apo’nun Heykelini dikeceğiz” diyen Demirtaş’a şeref madalyası takmayı da ihmal etmedi:

 “Yazılsın ne olacak? Bu tür iddiaları, aslında Selahattin Demirtaş Bey alacak göğsüne şeref madalyası olarak takacaktır

Özellikle 2015-2016 yılları sonrasında Türkiye’nin hız kazanan terörle ve Fetö’yle mücadele süreci en çok da Kılıçdaroğlu’nu endişelendirmiş görünüyordu. Kılıçdaroğlu’nun o endişesi “PKK ve PYD terör örgütü değildir” sözlerine böyle yansıdı:

Türkiye'nin beka sorunu yok, YPG/PKK bize saldırmaz"
-Ne demek ya bir terör örgütü var diye beka sorumu mu tartışılır.
"Bizim için YPG terör örgütü değildir. YPG kendi vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur.

FETÖ’nün Baykal’a kumpası sonrası göreve gelen Kılıçdaroğlu FETÖ ile helalleşmeye de ant içmiş olmalı ki her fırsatta FETÖ bağlantıları sebebi ile ihraç edilen kamu görevlilerini “göreve iade etme” çağrısı yapıyor:

- KHK'larla görevden alınan, işine son verilen, ekmeği elinden alınan herkesi görevine iade edeceğiz.

Kılıçdaroğlu iktidar olurlarsa FETÖ'nün akıl hocası Said Nursi’nin yasaklanan kitaplarını yeniden yayınlayacağını da böyle duyurmuştu:

- Sen Said Nursi'nin kitaplarını yasakladın, biz o yasağa karşı Anayasa Mahkemesi'ne gittik, 'kitaplar yasaklanmamalıdır' diye. Sen geldin kitaplara ağır vergiler getiriyorsun millet okumasın diye."

Selahattin Demirtaş’ın terör örgütü suçundan hüküm giymesi üzerine bir de HDP’yi kapatma davası gelince HDP’nin söyleyemediklerini söylemek de Kılıçdaroğlu’na kaldı. Kılıçdaroğlu, HDP/PKK politikası olan “yerel yönetimlere özerklik getirilsin ve ana dilde eğitim yapılsın” çağrısını her fırsatta böyle dile getirdi.

- Biz yerel yönetimler özerklik şartının uygulanacağını söylüyoruz.
- Daha sonra resmi dile başladığında çocuğun daha başarılı olduğu ifade ediliyor. Avustralyalı akademisyeninin ana dil eğitimi raporu var bu şekilde dil sorununu çözeceğiz.

Kılıçdaroğlu’nun tüm bunları yapabilmesi için öncelikle ABD’den icazet alması gerekiyordu. Adaylık tartışmalarının alevlendiği dönem CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ilk iş ABD’nin yolunu tuttu.

ABD ziyaretinde siyasi temsilcilerle görüşmeyeceğini açıklamasına rağmen New York ve Boston’ın ardından üçüncü durağı olan Washington’da ABD derin devletinin önemli düşünce kuruluşlarından Center for American Progress’in (CAP, Amerikan İlerleme Merkezi) toplantısına katıldı.

Kılıçdaroğlu’nun icazet arayışları ABD ile son bulmadı. Bu ziyaretin ardından,uluslararası mafyalaşmış finans kuruluşlarının merkezi olarak bilinen Londra’nın yolunu tuttu Kılıçdaroğlu.

Gizli görüşmelerin yanı sıra ABD’den bir de açık talebi oldu Kılıçdaroğlu’nun: Amerika Türkiye’deki demokrasi güçlerine destek versin!

- ABD'nin yeni başkanından Türkiye'ye dair atmasını istediğiniz ilk adım ne olurdu?” sorusuna “Türkiye'deki demokrasi hareketlerini desteklemesini isteriz
Vatan Partisi’nden BOTAŞ tepkisi Siyaset HÜDA PAR'ın hedefi bölünme Siyaset Vatan Partisi’nden 2 önemli ziyaret Siyaset CHP belediye işçilerine sırt çevirdi Siyaset Vatan Partililer bayramlaştı! Siyaset MHP ve İyi Parti arasında "evine dön" tartışması Siyaset Bahçeli'den İyi Parti'ye bir çağrı daha Siyaset CHP-İyi Parti gerginliği tırmanıyor! Siyaset Sezgin Tanrıkulu da değişim kervanında Siyaset İstanbullu 4,5 senedir çile çekiyor! Siyaset İşte İmamoğlu'nun dört yıllık karnesi! Siyaset Altılı masa ittifak yapacak mı? Siyaset