Gaffar Yakınca Ülkühan Doğanbey'i yazdı: "Herkesi satın alamazsınız"
Aydınlık Gazetesi yazarı Gaffar Yakınca, İmamoğlu'nu köşeye sıkıştıran ve Oda TV'nin sahibi Soner Yalçın tarafından satın alınmaya çalışılan Ulusal Kanal Muhabiri Ülkühan Doğanbey'i yazdı. Yakınca yazısında, "Soner Yalçın’ın bir gazeteci olarak içine düştüğü durum gerçekten çok acıklı" dedi.
Gaffar Yakınca, Aydınlık Gazetesi'ndeki köşesinde Ulusal Kanal Muhabiri Ülkühan Doğanbey'i yazdı. Ekrem İmamoğlu'nu sorduğu sorularla köşeye sıkıştırması sonrası, Oda TV'nin sahibi Soner Yalçın tarafından satın alınmak istenen ve bu teklifi tereddütsüzce reddeden Ülkühan Doğanbey, bu teklifi açıklaması sonrası gündem olmuştu. Ülkühan Doğanbey'i köşesine taşıyan yakınca, Doğanbey'in "Bay Başkan’ın besleme basınına gazetecilik dersi verdiğini" belirtti.
Gaffar Yakınca'nın yazısı şu şekilde:
Ülkühan’ı hatırlayacaksınız. Ekrem İmamoğlu’na “gerçek sorular” sorarak boncuk boncuk terlemesine yol açan Ulusal Kanal’ın genç muhabiri. Kısa süre önce ben de kendisinden söz etmiş, Bay Başkan’ın besleme basınına gazetecilik dersi verdiğini yazmıştım.
“Belediye paralarıyla öyle semirmişler ki göbekleri gömleklerine sığmaz olmuş, Bay Başkan’a soru soracaklarına topaç tartmakla meşguller” demiştim. Yazıdan sonra, bazılarından “kimi kast ediyorsun” diye sitemli sorular gelmiş, ben de “yaranız yoksa gocunmayın, herkes kimin ne olduğunu biliyor ” demiştim.
Geçen hafta sonu patlayan skandal sayesinde bilmeyenler de öğrenmiş oldular. Genç bir muhabir tarafından köşeye sıkıştırılmak, başarısızlığı ile yüzleştirilmek belli ki Bay Başkan’ı çok rahatsız etmiş. Başkan’ın en iyi beslediklerinden biri, şu meşhur Oda TV ve patronu Soner Yalçın devreye girmiş. Ülkühan’ı arayıp “bizim tarafa geçersen, sana bol para veririz, kariyerinin önünü açarız” demişler.
Aslına bakarsanız, bir yayın kuruluşunun bir gazeteciye iş teklif etmesi son derece normal bir şey. Bu işi anormalleştiren şey, Oda TV’cilerin ve Soner Yalçın’ın ısrarı ve üslubu. Belli ki Ülkühan’ı özel olarak seçmişler. Israrlarından anlaşılan o ki İmamoğlu’nun çevresini “güvenli hale getirmek”, yanında yöresinde onu rahatsız edecek gazetecileri ayıklamak istiyorlar.
Diyeceksiniz ki Ulusal Kanal veya Aydınlık kendine muhabir bulamaz mı? Her kurum illa ki birilerini bulur ama, öyle bir dönemden geçiyoruz ki İmamoğlu’nun silahşorları için günler bile altın değerinde.
İmamoğlu hala Cumhurbaşkanlığı adaylığı için şansını zorluyor. Arkasında Akşener’in ve Amerika’nın tam desteği var. Belediye beslemesi tüm medya, Kılıçdaroğlu’nu itibarsızlaştırmaya, İmamoğlu’nun önünü açmaya çalışıyor. İBB hakkında yaptıkları yalan yanlış haberleri, Erdoğan’a ve ailesine attıkları iftiraları falan hiç saymıyorum. Önümüzdeki bir ay İmamoğlu’nun adaylığı için çok kritik bir dönem. Şu bir ay içinde tüm çatlak sesleri ne pahasına olursa olsun susturmak istiyorlar. Ulusal Kanal muhabirine yönelik ısrarlı teklifin maksadı da bu. Ulusal Kanal’ın iki hafta soru sormamasını sağlasalar bile onlar için büyük başarı olacak.
Soner Yalçın’ın bir gazeteci olarak içine düştüğü durum gerçekten çok acıklı. Oda Tv’nin basın ahlakını hiçe sayan yayınlarını uzun süredir normal karşılıyorduk. Şimdi bu çirkinliklere bir de “ayakçılık” eklenmiş oldu.
İmamoğlu zihniyetinde birinin Türkiye’yi yönetme ihtimalini düşünmek ise gerçekten ürpertici. Daha belediye başkanı iken bile basınla ilişkileri medyayı satın almak şeklinde okuyan, kendine operasyoncular, yağdanlıklar tutan bir kafa, daha üst bir makama gelse kim bilir neler yapar?
Bu işin bir de Ülkühan Doğanbey tarafı var. Gencecik yaşında kendisine vadedilen para ve şöhreti elinin tersi ile itip “herşey para değil, benim değerlerim var” diyen bir insan. Kendisini tebrik edelim ama, asıl onu yetiştiren okulu, Aydınlık hareketini alkışlayalım.