CHP'de değişen bir şey yok: İşte göreve gelen Namık Tan'ın sicili
Kılıçdaroğlu, Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanlığı görevine CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan'ı getirdi. Tan'ın dış politikaya bakışı, Çeviközden farksız. Namık Tan, TSK'nin Suriye'deki kara harekatlarına karşı çıkmıştı. FETÖ firarileriyle olan fotoğrafları da gündeme oturdu...
CHP’de Merkez Yönetim Kurulu’nda yapılan değişikliğin ardından Genel Başkan Başdanışmanında da değişikliğe gidildi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mavi Vatan'ı hedef alan, askeri operasyonlara karşıtlığı ile bilinen Ünal Çeviköz'ün yürüttüğü Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı görevine, eski ABD Büyükelçisi Namık Tan'ı getirdi.
Çeviköz gibi Namık Tan da dış politikada Atlantik yanlısı. Tan’ın firari FETÖ İmamı Emre Çelik ve firari FETÖ imamı Faruk Taban ile yan yana fotoğrafları tekrar gündeme geldi.
Firari FETÖ’cülerle yakın ilişkisi bulunan CHP’li Tan, FETÖ’nün ABD’deki vakıf ve dernek kurumlarının çatısı altında topladığı Washington’daki Türk Amerikan Birliği’nde FETÖ imamı Faruk Taban’dan da ödül almıştı.
CHP’li Namık Tan’ın hem büyükelçi olarak görev yaparken hem de emeklilik yıllarında CIA tarafından Ulusal Demokrasi Fonu çatısı altında finanse edilen Uluslararası Cumhuriyetçiler Enstitüsü ile yakın ilişkisi ortaya çıkmıştı.
Namık Tan’ın toplantılarına aktif olarak katıldığı CIA destekli düşünce kuruluşu IRI, ABD’nin demokrasiyi yayma kılıfıyla dünya üzerinde yürüttüğü istihbarati faaliyetlerde doğrudan kullandığı bir kurum olarak biliniyor.
Namık Tan'ın askeri operasyonlara karşı çıkan ifadeleri olduğu da biliniyor. CHP’li Tan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin düzenlediği Fırat Kalkanı Harekatı ile ilgili "Huzurla uyuyabildiğimiz gün kalmadı" diyerek tepkisini ortaya koymuştu.
Kılıçdaroğlu’nun Başdanışmanı Tan, S-400’lere de karşı çıkmıştı. "S-400 alımında ısrar, ilişkilerimizi ciddi şekilde gerecektir. Bunun ekonomimize de çok olumsuz yansımaları olur” sözlerini kaydetmişti.
Namık Tan, 2021’de ABD Başkanı Joe Biden’ın sözde Ermeni soykırımını kabul etmesinde Türk dış politikasının katkısının bulunduğunu iddia etmişti.