Reyting kaygısı ve medya etiği: Kırık’tan önemli açıklamalar
İstanbul'da iki kadının öldürülmesinin ardından medya etik ve kuralları bir kez daha tartışma konusu oldu. Konuyu değerlendiren Profesör Doktor Ali Murat Kırık ile RTÜK başta olmak üzere yetkililere düşen görevler bulunduğunu belirtti.
İstanbul'da iki kadının öldürülmesinin ardından medya etik ve kuralları bir kez daha tartışma konusu oldu. Bazı basın yayın kuruluşları etkileşim ve daha fazla izlenme amacı uğruna medya etiğini aşan, sansasyonel biçimde halkı infiale sürükleyecek haber yaptı.
Konuyu değerlendiren Profesör Doktor Ali Murat Kırık ile RTÜK başta olmak üzere yetkililere düşen görevler bulunduğunu belirtti:
"Medya kuruluşları bağlamında artık etik kurulların bulunması son derece önemlidir. Bizim verdiğimiz bu haberi yapmak mı yoksa etik değerlere sahip çıkmak mı?"
Toplumsal sorunları olduğu gibi göstermek, yaşanılanları ayrıntısıyla aktarmak. Bazen tık haberciliği bazende reyting. Medyanın yaşanılan her şeyi olduğu gibi aktarması ne kadar doğru? sorularını beraberinde getirdi.
Bazı medya organlarının etkileşim uğruna cinayet haberlerini bile çok abartlı yaptığını belirten Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör Doktor Ali Murat Kırık, bu durumun medya etiğiyle örtüşmediğini belirtti.
"Şimdi aslına bakarsanız burada temel amacımızın ne olması lazım? Bir iletişim etiği açısından, medya etiği açısından halkı bilgilendirmek olması lazım. Burada aslında kamuoyunu bilgilendirme amacından sapılıyor. Duygusal manipülasyon da yapılıyor."
Reyting uğruna haberler doğruluğunu ve tarafsızlığını kaybettiğini belirten Kırık, bu tarz haberlerin “halkın haber alma özgürlüğü” ile bağdaşmadığını vurguladı:
"Ve hep dikkat ederseniz medyada en temel sorunlardan biri bu. Halk istiyor, biz sunuyoruz. Gerçekten bunu toplum mu istiyor, medya sunuyor, yoksa medya halka zorunlu bir şekilde bunları mı sunuyor? Dayatıyor mu? Evet."
Habercilik ilkelerine sadık kalmayan çok fazla yayının yapıldığını hatırlatan Kırık, RTÜK’ün etik ihlalleri aşan medya kuruluşlarını daha sıkı takip etmesi gerektiğini vurguladı:
"Bakın burada yasalar medya organlarının yayın politikaları medya etiği ülkelerine uygun şekilde denetlenmeli ve düzenlenmelidir. Düzenleyici kurumlar bu tarz habercilikte etik ihlalleri daha sıkışık elde takip etmelidir. Özellikle cinayetler gibi hassas olayların haberleştirilmesi esnasında dile son derece dikkat etmek Yönlendirme dilinden uzak kalmak gerekir. Medya olayın vahşet boyutundan çok toplumu bilgilendirici bir dil ve adaletin nasıl sağlanacağına odaklanan bir yaklaşım gütmelidir"