PKK 2022 Nevroz kalkışmasının anlattıkları

Murat İnce Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

PKK, 21 Mart 2022 Nevroz kutlamaları adı altında ülke sathında gösteri düzenledi. Uzun zamandır sesi soluğu çıkmayan bir örgüte bu cesaret nerden geldi? Hangi etkenler PKK'yı sahneye sürdü? HDP örtüsü altında Kürdümüzü meydanlara döken  örgüt, alanlarda örtüyü atarak bölücülük propagandası yapmasının suçluları kimlerdir? 1990'ların serhildanlarını aratmayan görüntülere sebebiyet verenlere neden artık dur denilmiyor?

 Avrupa'da yayın yapan PKK'nin TV kanalları, gazeteleri ile sosyal medyayı 15 gün geceli gündüzlü takip ettik ve çıkardığımız sonuçları okuyucularımızın dikkatine sunuyoruz. PKK sıkıştığı köşeden çıkmak için 21 Mart 2022 Nevroz kalkışmasını kullandı. Bu olgunun enine boyuna analiz edilmesi gerekiyor.

PKK'nin 50. yıl kutlamasının tarihi 21 Mart 1973 Ankara-Çubuk'da Abdullah Öcalan ile 5 arkadaşının toplantı yapmalarına dayanıyor.

AYLAR ÖNCESİ BAŞLAYAN HAZIRLIK

2022 Nevrozunun hazırlıklarına aylar öncesinden başlandığını konuşmalardan çıkarıyoruz. Ayrıca Almanya'da o çevreden biri "geçen yılın sonuna doğru hem Türkiye'ye ve hem de Avrupaya 'etkin kadroların' gönderildiğini, HDP'den daha çok PKK'nin ve Apo'nun öne çıkarılacağını ve öyle olduğunu ve de PKK'nin bu eylemle 'çıkış' yaptığını, arkasının geleceğini" söyledi. O halde bu yılın nevroz kutlamalarının örgüt propagandasına dönüşmesinin önceden hesap edilmemesi ve gerekli tedbirlerin alınmaması gibi bir durum söz konusudur. PKK'ya "gövde gösterisi şöleni" hediye etmenin zararlarını göreceğiz.

Rusya'nın Ukrayna'ya karşı sürdürdüğü haklı savaşı telin etmek için miting düzenleyen sahte solculardan biride, "PKK'nin nevrozu fırsata çevirdiğini ve solu dikkate almadığını" söyledi. Kendisine neden Rusya'ya karşı miting yapma gereği duydunuz sorumuza ise, "Rusya ile Çin'in yeni hegemonyacılığı başlattığını ve bunun ABD ile aynı kategoride değerlendirilmesi gerektiğini, Ukraynalıların mazlum, Rusya'nın zalim olduğunu" söyledi. Bu olguyu daha sonra tartışacağız.

19 Mart tarihinde başlatılan Nevroz Mitingleri 21 Mart tarihinde Diyarbakır'da gövde gösterisiyle devam etti. Sonraki günlerde de yurt dışında eylemler Finlandiya dahil Avrupa, Kanada, ABD, Avustralya'da PKK flama ve sloganları eşliğinde gösteriler sürdü. Suriye'nin kuzeyinde ABD askerleri PKK/PYD'lilerle birlikte halay çektiler. İsrail'de de bölücüler nevroz kutladı ve ayrıca İsrail devletinde yetkililerde nevroz kutlamlarına katıldı. Bir kez daha PKK yasağı sözde kaldı.

Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin PKK'ya sağladığı olanaklar sanılanın ötesindedir. Yunanistan PKK açısından diğer Avrupa ülkelerine geçiş koridorudur ve lojistik sağlama karargahıdır. PKK elemanlarının ilk eğitimden geçirilmesinin mekanı ise Lavrion Sığınmacı Kampıdır. Kampta Türkiye karşıtı değişik sahte solcu örgütlerde barınmakta. Ancak söz ve karar sahibi PKK'dır. PKK izin vermedikçe Lavrion'da yaprak kımıldamaz. Almanya'dayken Lavrion'da kalanlardan sıkça dinlemiştik. Yunanistan'da da nevroz kutlaması maskesi altında Türkiye'ye kin kustular.

ETNİK KÖKENE VURGU

Nevroz eylemlerinde en sık kullanılan argümanların başında etnik ve dini köken vurgusu geliyor. Türk/Kürt ayrışmasını gündemde tutmak eylemlerin baş malzemesini oluşturdu. Etnik ve dini kökenler sıralanarak bu kesimlerin "uyanmaya ve kendine gelmeye başlamalarında" PKK'nin belirleyici rolüne ve nevroz kalkışmasının önemine ağırlıkla değinildi. PKK/HDP'nin tarihi atılımın eşiğinde olduğunu ve buna ise meydanlardaki kalabalıkların şahit olduğunu TV'lerdeki PKK yandaşları dillendirdiler.

Nevroz Tertip Komitesi Diyarbakır'da yaptığı açıklamada, "asimilasyona, inkar politikalarına karşı çıkış 71 yerde düzenlenen kutlamalarla yanıtlandı. (...) Siyasal iktidara gereken mesaj verildi ve Kürtler kendi kimlik mücadelelerini devam ettirmede kararlılık gösterdi." denildi.

PKK/HDP'nin dizinin dibinden ayrılmayan Erkan Başların TİP denilen organize işleri, Deniz Gezmişlerin devrimci geçmişlerini EMEP kanalıyla PKK/HDP'ye yamamaya çalışanlar ile diğer sahte solcu örgütlerde nevroz kalkışmasına katılarak bir kez daha kendi halkına ne kadar yabancılaştıklarını gösterdiler.

MİLLET İTTİFAKINA UYARI VE AYAR VERME

Son nevroz değerlendirmelerinde öne çıkan başlıklardan birini de hiç kuşkusuz Millet İttifakı ile ne yapılacağı sorusuna yanıt oluşturuyordu. Meydanlardaki konuşmalara bakıldığında eylemin amaçlarından birini de CHP ve Millet İttifakına mesaj vermek olduğu anlaşılıyordu. Güç gösterisine dönüşen eylemlerin değerlendirmesini yapan bir PKK'li, "nevroz kutlamaları Millet İttifakına tarihi uyarıdır" diyebiliyordu.

Uyarılanların başında CHP geliyordu. HDP'yi kurtarma görevini de üstlenen CHP ve Millet İttifakının diğer bileşenleri; nevroz kutlamaları adı altında PKK'nin kalkışmasına karşı çıkmadılar. Amerikancı partilerin PKK/HDP gibi ABD'nin kara gücüne karşı çıkmaları elbette beklenemezdi!

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, TBMM’de Nevroz üzerine düzenlenen basın toplantısında, “Bir uyarım da HDP üzerinden propaganda yapanlara. Size tavsiyemiz var. HDP’siz bir toplum Türkiye'de olmayacak. HDP’siz bir siyaset Türkiye'de olmayacak. HDP’siz bir parlamento Türkiye'de olmayacak. Bunu aklınıza sokun. HDP ile birlikte yaşamaya alışın, Varsa yoksa "HDP kapatılırsa şu olur, HDP kapatılmazsa şu olur"... HDP’ye yönelik yorumlar gırla. Kendinizi düşünün.” dedi. Bu açıklamaya cüret edenler kadar buna göz yumanlarda suçludur. Türkiye'ye meydan okumayı alışkanlık edinen HDP'nin  legal alanı kullanmaya devam etmesinin sakıncaları ne zaman görülecek? Meral Danış Beştaş şunu unutmasın; Türkiye'de PKK/HDP'siz toplum, HDP'siz siyaset, HDP'siz parlamento olacak. HDP ile birlikte yaşamaya alışmayacağız!

ONLAR VE BİZ ZİHNİYETİ

Nevrozu istismar eden PKK,  HDP üzerinden alanlarda  propagandasını yaptı. Bizler HDP'nin PKK olduğunu söylerken burun kıvıranların başında CHP geliyordu. Yaptıkları her açıklama Cumhuriyet değerleriyle ve bağımsızlık ruhuyla çelişiyor. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu "yaratıcı yıkıcılık" projesinin uygulanması için her türlü kolaylığı gösteriyor. HDP noktasındaki tavrını da bu mealde okumak lazım.

PKK alanlarda onlar (Türkler) ve biz (Kürtler) ayrımını dillendirerek düşmanlaştırma çabalarını sürdüreceğini ilan ediyor. HDP'nin Eş Başkanları ve vekilleri miting alanlarında toplumu ayrıştıran dil kullandılar. Her mikrofonu eline alan etnik ve dini farklılıkları ele alarak bölücülük propagandası yaptılar.

Peki, "onlar ve biz" bölücülük zehrini Türkiye halkına içirmeye çalışanların kapısına neden hala kara kilit vurulmuyor? Kestirmeden söyleyelim PKK'yı neden kapatmıyorsunuz? Haydi daha anlaşılır bir dille söyleyelim; HDP'yi neden kapatmadınız? Bugünleri görmek için mi kapatmıyorsunuz?

HELALLEŞME

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu "helalleşme" önerisinin esas sahibinin Amerikan emperyalizminin piyonu PKK olduğunu bilmiyor mu? Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarıyla helalleşmek fikrinin nihayetinde PKK/HDP, FETÖ, Furkancılar, Süleymancılar, Nurcular, Adnan Hocacılar gibilerine yarayacağını görmüyor mu? Görüyor ve bilincinde olarak hareket ediyor.

Bildikleri halde bir hatırlatmada bulunalım; Helalleşme fikrinin esas sahibi Abdullah Öcalandır. 2013 yılında Sırrı Süreyya Önder Diyarbakır Nevrozu'nda Abdullah Öcalan'ın mektubunu okumuştu. O mektupta Öcalan" helalleşme" çağrısında bulunmuştu. Bu çağrı ile Sayın Kılıçdaroğlu'nun çağrısı örtüşüyor. Tüm bunlara rağmen helalleşmede ısrar eden Sayın Kılıçdaroğlu ülkemize en büyük kötülüklerden birini yaşatıyor.

PKK'nin Frankfurt eyleminde Cemil Bayık'ın Kürtçe mesajı okundu. O mesajdaki içeriği CHP'liler bir kez daha gözden geçirseler iyi olur!

PKK/HDP'nin düzenlediği eylemlerde en çok "çözüm 2013 Nevrozu" denilerek Abdullah Öcalan'ın mektubuna atıfta bulunuldu. Çünkü "açılım süreci" denilen yanlış uygulamanın Öcalan'dan bağımsız gerçekleşmediğini herkes biliyor. Bunu CHP anlamazlıktan geldi ve bu tavrını sürdürüyor.

NEVROZUN MESAJINI ANLAMAYANLARA

Medya Haber TV kanalından Fehim Işık'a konuşan PKK/KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar, "Nevroz Kürtlerin bayramıdır. HDP belediyelerinin olmamasına rağmen katılım olağanüstüydü. Alanlar PKK'nın çağrısıyla doldu. Bu yılki Nevrozun mesajını anlamayanlar yanıldıklarını anlayacaklar. Batı Ortadoğu'yu bir kenara bırakamaz ve Kürtleri görmezden gelemez." dedi. Dikkat edilirse Zübeyir Aydar nevroz kalkışmasının sorumlusunun PKK olduğunu gizlemeye gerek görmeden açıklıyor. HDP'yi PKK'dan ayrı gösterme gayretkeşliği içinde çırpınan CHP'ye kıssadan hisse!

PKK/HDP'li Hatip Dicle, "Nevroz Kürt hareketine (PKK. Mİ) desteğini bir kez daha gösterdi. Bu nevroz geçmiş dönemden farklıdır. Başkan Öcalan'a sahip çıkıldı bu çok önemlidir. Görüldüğü gibi mücadele hiç durmadı ve HEP'ten bu yana ara vermeksizin sürüyor." dedi. Evet söyledikleri yanlış değil. Nevroz kalkışması Kürt hareketi denilen PKK ile onun yan kolu HDP'nin marifetidir ve buna DBP'sini de eklememiz gerekiyor. HDP'nin yedeği DBP'sinin ileride daha çok sahne alma olasılığını bir kenara yazalım!

HDP KAPATILMAZSA

Eylemin etkilerini PKK/HDP çevresi şöyle değerlendiriyor: PKK önder Apo etrafında kenetlendi ve bunun etkilerini önümüzdeki süreçte göreceğiz. HDP'deki kafa karışıklığı ve merkezkaç eğilimler ile önderliğe karşı güvensizliğin önü kesildi. Bundan sonra HDP daha çok dikkate alınacak. PKK'yi yok sayanlara, yenildi diyenlere meydanlar gerekli yanıtı verdi. Haydi şimdi de HDP'yi kapatsınlar da görelim. Gelecek seçimlerin belirleyicisi biz olacağız.. HDP kapatılırsa yeni HDP kurulur ve yola öyle devam edilir...

Cemil Bayık ve diğer PKK kadrolarıda "yeni eylemliliklere hazırlıklı olunması" gerektiğini saldırgan bir dille açıkladılar. Nevroz kalkışmasının "irade beyanı" olarak algılanması gerektiğini söyleyen PKK'lılar tehditler savurmaktan kaçınmadılar.

Görüldüğü kadarıyla PKK alanlara çıktı. Ancak, Türkiye'nin ne 1992 sonrası serhildanlara (ayaklanma) ve ne de "açılım süreci" denilen ucubelere tahammülü kalmamıştır. Ayrıca Kürdümüzü sadece nevroz aldatmasıyla eskilere döndürmek mümkün değildir. Diyarbakır annelerinin, babalarının, kardeşlerinin direnişi devam ediyor. Artık Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde Kürdümüzü PKK'nın peşine takamazsınız. Nevroza katılım hiç kimseyi umutlandırmamalı ve buna bakarak eylemlilik süreci başlatılmamalı. Ayrıca, on yıllardır bölücülükle savaşan ve büyük tecrübe kazanan TSK'nin amansız müdahalelerini de hesaba katmaları gerekiyor. PKK, nevrozdaki konuşmalarını hayata geçirmeye yeltenirse dünü (24 Temmuz 2015) arar olur!

Bu yılın nevroz kalkışmasına HDP'nin kapatılmaması esas nedendir. Ayrıca Demokratik Bölgeler Partisi ile aynı amaç doğrultusunda faaliyet gösteren, destekleyenlerin engellenmesi son derece büyük önem taşıyor. Zamanında atılmayan adımların zararını Türkiye çekiyor.

NATO - ABD SAVUNUCULUĞU

PKK'nın TV'lerinde açıktan NATO, NATO üsleri ve ABD savunulmakta. Eğer sözde "bağımsız Kürdistan isteniyorsa eski, paslanmış anti-emperyalizm şablonu unutulmalı ve dünya gerçekleriyle buluşulmalıymış"! Rusya, İran, Irak, Suriye ve özelliklede Türkiye ile barışık hiç bir amaca ulaşılamazmış!

PKK'nın yayın organlarına konuşanlar Batıya hayranlıklarını dile getirmekten çekinmedikleri gibi, doğrudan ABD emperyalizmini savunuyorlar. Sözde "Rojava Kürdistanının" kurulması nasıl bir gerçekse aynı şeyin "Bakur Kürdistanı'nda da" (Kuzey Kürdistan. Türkiye. Mİ) gerçekleşebilirmiş! Batının küsmesi halindeyse "birleşik Kürdistan'ın" kurulması mahşere kalırmış!

Amerikan emperyalizminden kurtuluş beklemek fikrinin ideolojik kaynağını "sömürge teorisi" oluşturuyor. Siz esas düşman olarak ABD emperyalizmi yerine İran-Irak-Suriye ve Türkiye'yi alırsanız önünde sonunda emperyalizmin dümen suyuna girer, halk düşmanı örgüt haline gelirsiniz. PKK'dan diğer Kürtçü örgütlerin tarihine bakıldığında  bu olguyu rahatlıkla görürsünüz.

SONUÇ YERİNE

Nevroz kalkışmasına katılımın yoğunluğunun başlıca nedenleri arasında PKK/HDP yörüngesindeki bir konuşmacının dediği gibi, "pahalılık, fakirlik insanları sokağa itti ve bu psikoloji nevroz alanlarına yansıdı." Bunun yanı sıra Türkiye sathında CHP ve Millet İttifakınca yaratılan atmosfer ile Anayasa Mahkemesi'nin HDP'nin kapatılması davasını sürekli ertelemeside olgular arasında yer alır.

Nevroz eylemleri PKK/HDP'nin çağrısıyla düzenlendi. Bazı büyük şehirlere civar illerden katılımlar örgütlendi. Bunun en bariz örneğini ise 21 Mart Diyarbakır mitingi sonrası sosyal medyaya yansıyan röportajlardan görüyoruz. Sokakta gerçekleştirilen konuşmalarda çoğunluk başka illerden geldiklerini söylediler. İstanbul, Konya, Antalya, Mersin, İzmir, Ankara ve Diyarbakır'a yakın illerden otobüslerle insanlar taşındı. Diyarbakır sokakları dışarıdan gelenlerle dolup taştı.  

Can Dündar Almanya'nın kanatları altında "tehlike kapıda" diyedursun Türkiye tehlikeleri bir bir bertaraf etmek için çalışıyor. PKK/HDP'nin ülkemiz içinde eski gücüne ulaşması ve büyük eylemlere kalkışması zor görünüyor. Çünkü karşılığının ne olacağını 24 Temmuz 2015 alenen gösterdi.

Tüm yazılarını göster