Ne masalar kuruldu bu topraklarda,
Nice masalar devrildi bu topraklarda..
Bozuk tohumu tutmadı bu topraklar,
Güneş doğmadı üzerine,
Su akağını değiştirdi.
Bu toprağın üstündekiler,
Aç gezdi tok sallandı.
Seyid Ali bir tas hoşafla girdi güllenin altına
Düşman belliydi.
Bakmayın siz masanın başındakilere
O masanın ayakları,
Uhud kadar, Bedir, Hendek kadar..
Kutsal bir savaş meydanın topraklarına kurulu
Devrilecek, yıkılacak o masa!
Anzavur Ahmet oturuyor bir ucunda,
Bir ucunda yüzü pudralı Çopur Musa,
Örs'ü dükkanda bırakmış,
Amerikan Çekiç'i ile gelmiş Asena.
Kravat ile oturuyor Dersimli Rıza..
Beri yanında Ebu Suud..
Hepsinin dirseğinde "demokrat" yaması..
Zelzele çıksa..
Tufan kopsa,
"Bunlar birbirini yer" diye
Nuh
Almazdı hiçbirini gemisine..
Birini alır ötekini atardı coşmuş ummana..
Kendi çöpünden topluyor efendi
Birilerinin artıklarını,
Akşamdan kalan yemekler bir kazanda..
"Baba bir, Ana ayrı üvey evlatlar gibi,
Nasılda gülümsüyorlar,
Washington Post objektifine!
Ne zavallı bir şey;
Şu ölümlü dünya da,
Bir başka ülke adına çalışmak,
Hiç bir ihanetin mezarı yok oysa!
Düşmanın yüzen dağını devirdi,
Seyid Onbaşı..
O Onbaşı, on yıllardır
Bu milletin yüreğinde Onbinbaşı..
Var mı bir örneği daha..
Her Kasım ayında saatini kurup yola çıkan bir millet..
Ve o saat gelinde kendini olduğu yere çivileyen bir ulus..
Nasıl iradeleri alınmış,
Nasıl bir and içmişler,
Neye söz vermişler,
Ne almışlar karşılığında,
Duydunuz mu,
Hiç biri aday olmayacakmış!
Böyle buyurdu Özgür Özelleri..
Nasıl da hemen belli oldu:
O masanın kiralık olduğu!
İşte böyle ;
Omuzuna basılarak oturtulduğun masadan
Kendi iradenle kalkamazsın.
Sizi o masada oturtanlara ve size cevap
Her biri "Sakarya" gibi meydanlardan geliyor;
İndirdiğiniz şalterleri kaldıracaklar geliyor.
Saltanatını kurduğunuz doların
Saltanatını yıkacaklar geliyor..
Ürettiğini almayan köylüyü,
Baştacı edenler geliyor.
Söndürdüğünüz bacaları
Tüttürecekler geliyor.
Topunuzu kaçırttığı efendinizin yanına gönderecekler geliyor..
"Binmeyin el atına, tez inersiniz"dendi size
Öz dağına yaslanıp,
Kendi atına binen Koç Köroğlular geliyor..
Söyleyin kiralık masanızın şef garsonuna;
Bu masayı devirecek, yaman bir uğultu geliyor...