Halaylı dolarizasyon

Çetin Ünsalan Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Türkiye sizce yeni bir modele mi geçti? Yapısal hiçbir değişim söz konusu olmadığına göre cari açıkla mücadele ve büyüme eksenine oturtulmaya çalışılması reklamdan başka bir anlam taşımıyor.

Ortadaki tek yenilik, muhtemelen ne karşılığı girdiğini bilmediğimiz ya da bankalar arası satımla temin edilen bir dolar üzerinden doların eski yükseldiği seviyesine gelmesi dışında, bankacılık adına geliştirilen yeni bir ürün.

Deniliyor ki, artık kur riskini almanız gerekmeyecek. Başta ihracatçılar olmak üzere bir tür sabit kur uygulamasıyla problem aşılacak. Burada sorulması gereken bir kaç soru var. Bu yeni bir yöntem değil.

Zaten mevcut sistemde de üreticinin ve ihracatçının kur riskini sigortalaması ya da hedge etmesini sağlayacak bir mekanizma vardı. Fakat kimse kullanmıyordu. Orayı güvenli bulmayanların burayı güvenli bulacağından nasıl eminiz? Ayrıca bu kadar TL odağına girmiş bir yapının, dolar bazındaki borç ödemesinde ihtiyaç olan doları nasıl temin edeceğiz?

İkincisi taşıma suyla değirmen döndürdüğümüze göre, suyun ne karşılığı değirmene konduğunu da bilmemiz gerekiyor. Ayrıca ne kadar sürdürülebilir olduğunu da tartışmak lazım.

Üçüncüsü işler ters giderse ortadaki maliyeti karşılayacak bir rezerve sahip miyiz? Hadi dönelim mevduat tarafına… Deniliyor ki paranı bu hesaba yatır faiz getirisi kur getirisinden düşük olursa aradaki fark, kur karşılığı TL olarak ödenecek.

Peki her gün saat: 11.00’de Merkez Bankası bu kuru açıklayacaksa, ödeme zamanı ona müdahale olmayacağının garantisi var mı? Bitmedi, aradaki fark nasıl ödenecek? Hazine’den…

Hiç bu konuyla ilgisi olmayan vatandaş neden mevduat sahibinin kazançtan zararını ödemekle karşı karşıya kalıyor? Bitmedi… Şayet müdahale söz konusu olmayacaksa ve iş kontrolden çıkarsa kamu bu yükün altından nasıl kalkacak?

Yine bir başka konu bu bir anlamda TL’yi dolara endekslemek anlamına gelmiyor mu? Türkiye’nin yeni para birimi dolar oldu da söylenmiyor mu? Hadi bir ilave daha yapalım. Ortadaki eylem üstü örtülü bir faiz artışı, bu çok belli.

O zaman Merkez Bankası’nın politika faizini aşağıya çekmesi, aslında her şartta durum, kesin kur farkı ödeneceğinin bir göstergesi değil mi? Dördüncüsü zaten dolar alıp bir şekilde birikimini koruma yetisi olan biri, hangi şartlarda götürüp bu yeni kura endeksli TL mevduat hesabına parasını yatırır? Ekonomi yönetimine güvenirse… Tüm araştırmalar gösteriyor ki, o güven çoktan yitirilmiş durumda…

Aksine parayı bankaya koymak yerine, dolar alıp evinde tutar. Bunun önüne nasıl geçilecek? Tüm bunlar bir yana çıpa dolar olduğuna ve ülkede de tam dolarizasyona geçildiğine göre oluşacak risk ve döviz ihtiyacı hangi yöntemle yönetilecek ve hatta karşılanacak?

Son olarak şunu da sormak gerekiyor. Tüm bu operasyonun maliyeti ne olacak? Maliyetin nereden karşılanacağı belli. Bütçeye yük verilecek, hayatımıza yeni vergiler ve zamlar olarak yansıyacak.

Peki tüm bu gerçekler ortadayken bir grup yurttaş niye meseleyi halay çekip dolar yakarak kutluyor? Ayrıca neyi kutluyor? Daha yaktığı doların emisyondaki doları azaltıp doların TL karşısında değerini arttırdığından bihaber olanları ve ekonomik okur yazarlığı olmayanları tespit edip, faturayı onlara mı yollayacağız?

Ateşle oynayan bir ekonomi yönetimi, bir hafta önce söylediğinin tam tersi uygulamalarla yeniden ekonomide bir şey mi deniyor? Uygulama umarım başarılı olur, ama ömrünün çok uzun olmayacağı açık.

Bunu açıklamayı geç saate bırakıp, piyasaya müdahale edip, yandaş kanallara ‘gördün mü bak’ demek için insanları çıkarıp algı yaratmakla başarı elde etmek mümkün mü? Bence tüm bunların iki kelimelik bir açıklaması var. Akıl tutulması…

Aslında yazacak çok şey, sorulacak çok soru var da; envanter yapıp, ekonomiye bir rota çizmek yerine, yine günübirlik oyun peşinde koşmanın bir kişi bana mantığını açıklayabilir mi? Ya neyin ne olduğunu bilmeden faturayı ödeyecek insanların konuyu halay çekerek kutlamasını… Bence zor…

[email protected]

Tüm yazılarını göster