Siirt çinko cevher ergitme tesisi yatırımını değerlendirmek

Metin Akgerman Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Geçende Siirt'te yeni bir çinko ergitme tesisi açıldı. "İzabe" tesisi de deniyor ancak Arapça terim yerine Türkçe "Ergitme" terimini kullanmak herhalde daha uygun olur. İngilizcede "Smelting" deniyor. Madenin cevherden ayrıştırılması prosesi için kullanılan daha sektörel bir terim.

Çinko, "Zn" ile ifade edilen (İng. Zinc), endüstride hayli yaygın kullanılan bir metal. Demir ve çelik yapıların paslanmaya karşı korunmasında (galvaniz kaplama yani demir veya alüminyumu çinko ile kaplama), çeşitli metal alaşımlarda (pirinç), çatılarda, lastik ve boya sektörlerinde ve daha birçok alanda kullanılır. Demir, alüminyum ve bakırdan sonra endüstride en çok kullanılan metaldir. Şimdiye kadar yapılan iş, çinko yataklarının bulunduğu dağın taşın kepçeler ile kazılması, metal terörüne göre zenginleştirme yapılması ve bu zenginleştirilmiş cevherin kamyon ve gemiler ile Avrupa'daki ergitme tesislerine ihraç edilmesi idi. Türkiye ise ihtiyacı olan çinko metalinin tamamını ithal etmekteydi. Benzer durum Krom, bakır, kurşun gibi diğer metal kaynaklarımız için de geçerli. Ülkemizin cevher olarak ihraç ettiği minerallerimizi, ergitme tesisi yatırımları ile yurtiçinde metal haline getirebiliyor olması gerekli. Bunun birçok faydası var.

Siirt'teki yatırımı sorgulamadan önce bu yatırımda emeği geçen tüm taraflara teşekkür etmek gerekli. Yatırımın ortağı olan Katar Devleti, Türkiye'deki politika yapıcılar ve yerli yatırımcılarımız elbette tebriği hak ediyor.

PROSES

Genel olarak topraktan çıkartılan çeşitli madenlerce zengin cevherlerden metalin ayrıştırılması için yapılan işlem "ısıtma" ve hatta "kavurma" benzeri işlemlerdir. Topraktaki metal elementlerine yapışık olarak karbon, kükürt ve oksijen elementleri bulunur. Kükürt ve karbondan kurtulmak için kırılarak granül haline getirilmiş ve zenginleştirilmiş cevher birkaç yüz derecede kavrulur. Karbondioksit ve kükürt dioksit gazları dışarı atılır. Daha sonra Elektroliz veya farklı kimyasal yöntemler ile metal ayrıştırılır ve saf metal kalıplara dökülür. Bu son elektroliz kısmı asıl elektrik enerjisini tüketen kısımdır. (Kavurma kısmı doğal gaz, kömür veya farklı kaynaklar ile de yapılabilir). İşletme maliyetlerindeki diğer tüm unsurlar bir tarafa, oluşan maliyetin büyük bölümü bu enerji giderleridir. Bu işlemler için dev kazan benzeri fırınlar kullanılır ve gerekli devasa elektrik enerjisi için yakın bir yerlerde dev trafolar olmalıdır. Farklı metaller için farklı prosesler olmakla beraber metali cevherden ayırma işinin genel karakteristiği böyle.

NYRSTAR

Enerji konusuna değinmişken, Belçika merkezli Nyrstar Çinko firmasının işlerine göz atalım. Bu firma Çinko üretimi konusunda dünyanın lider firmaları içinde. Afrika, Amerika ve Avrupa'da Çinko ergitme tesisleri mevcut. Sadece Hollanda'daki üretim tesisinin kapasitesi 300.000 ton/yıl. (Bizim Siirt'te kurduğumuz kapasite 30 bin ton ile başlayıp 90 bin tona çıkacak, ilave yatırımlar ile önümüzdeki senelerde 250 bin tona kadar çıkartılması planlanıyor). Muhtemelen zaten Türkiye, Siirt tesisini kurmadan cevherini bu firmanın Kuzey Avrupa'daki tesislerinden birine gönderiyordu hatta Siirt tesisi belirli kapasiteye ulaşana kadar muhtemelen azalarak da olsa göndermeye devam da edecek. Nyrstar, artan enerji fiyatlarından ötürü iki ay önce aldığı karar ile Avrupa'daki üç tesisinde üretimini 50% lere varan seviyede azalttı. Dikkatinizi çekerim, firma zaten tüm yatırımını yapmış, sadece enerji fiyatlarından ötürü üretim azaltıyor. Yani "üretirsek zarar ederiz bu yüzden üretim kısıyoruz" mesajı veriyor.

ÇİNKO NEREDE?

Çinko madenleri ülkemizin neresinde var? Çinko madeni derken aslında Çinko ve kurşun madeni kastediyoruz çünkü bu madenler doğada iç içe bulunuyorlar. Çinko-kurşun yatakları Türkiye'de dağlık olan birçok bölgede var. Kuzey Ege'de var, doğu Karadeniz dağları civarında var, orta Toroslar ‘da var. Hakkâri bölgesi, maalesef maden araması konusunda çok geç kaldığımız bir bölge. Bu bölgede de büyük Çinko-kurşun yatakları son yıllarda bulundu. Zaten resmi maden haritası ve kayıtlarımızda olmamakla beraber Hakkâri bölgesinde yöre halkı hayli ilkel imkanlar ile kurşun madenini çok düşük kapasitede de olsa çıkartıyormuş. Daracık, sadece çocukların geçebileceği darlıkta maden damarları oluşturulmuş, bunların nasıl işletildiği meçhul. Siirt'te yapılan ergitme tesisinde ergitilecek cevherin önemli bölümü bu Hakkâri yataklarından gelecek.

YATIRIM VE İSTİHDAM RAKAMLAR

Siirt Organize Sanayi içindeki tesis açılışında siyasilerin yaptığı söylemden bazı rakamlar verelim. 102 milyon dolarlık yatırım. İlk etapta 500 kişiye Siirt'te iş imkânı sağlayacak, 2.500 kişiye Hakkâri ve Şırnak madenlerinde ve kamyonculuk alanında iş sağlayarak toplam 3.000 kişiye iş sağlayacak. Bunun içinde 150 civarı beyaz yaka, gerisi mavi yaka. Türkiye'nin yılda tükettiği 250 bin ton çinkonun tamamını ithal ediyorken bu yatırım ile bu rakam 90 bin ton azalacak. Önümüzdeki senelerde yatırım tutarı 500 milyon dolara, üretim 250 bin tona çıkartılacak. Şu anda 1 milyar dolarlık ithalat yapıldığı ve ilk etapta 400 milyon dolarlık ithalatın önüne geçileceği belirtiliyor. İlk tesisin yanına iki ilave tesis daha yapılacakmış. Bir tane kurşun ergitme tesisi bir tane de sülfürik asit üretimi tesisi. Yeni tesis ve yatırımlar 2023’e kadar tamamlanacak ve toplam istihdam 7500 kişiye çıkartılacak. Bölgede çalışacak personelin 95% kadarı bölge insanı olacakmış yani Siirt, Şırnak ve Hakkâri’den.

Şöyle bir rakamları doğrulamak maksatlı üzerinden geçelim. Bugün itibariyle Çinko fiyatı 3.300 USD/ton. Türkiye 250 bin ton ithal ediyorsa 825 milyon dolar yurtdışına akıyor. 30 bin tonluk başlangıç üretimi ile 100 milyon dolar, daha sonra 90 bin tonluk üretim ile 300 milyon dolar içeride kalacak. Tabi gerçekte içeride kalacak rakam için 300 milyon dolardan satılan cevher hasılatını ve enerji başta olmak üzere üretim maliyetini çıkartmak gerekli. Herhalde 80-90 milyon bir şey kalır bu durumda, enerji fiyatlarına bağlı. Yani bu tesis iddia edildiği gibi 400 milyon dolarlık ithalatı kesmez, net olarak 80-90 milyon dolar civarı bir miktar kesebilir. Sonuçta enerji maliyetinin önemli kısmı ithal.

Bu hesabı yapma sebebim yatırımı küçümsemek değil, yatırım birçok yönden çok önemlidir. İthalatı azaltmasının parasal değerinden çok daha önemlidir çünkü hammadde güvenliği sağlar, bölgede Çinko ve kurşun kullanan hafif sanayinin önümüzdeki senelerde oluşmasını sağlar, işsizliği azaltır ve Doğu Anadolu'da denize nispeten uzak bir bölgede önemli altyapı ve istihdam oluşumunun önünü açar.

Diğer ilginç rakam yatırım ve istihdam rakamları. 100 milyon dolarlık yatırım ile 2.500 kişiye iş alanı açıldıysa, yatırım 500 milyon dolara çıkarılınca 25.000 kişiye iş alanı oluşmasını bekleriz oysa 7.500 kişi belirtilmiş. Herhalde sülfür ve kurşun tesisleri makina ve otomasyon ağırlıklı olacak ve kamyon sayısı ve maden personeli sayısını aynı oranda artırmayacak. Veya daha gerçekçi olanı, Hakkari'deki mevcut madenci istihdamı zaten mevcut olan işgücünü kapsıyor yani ergitme tesisi açıldı diye daha çok madenci çalıştırılmıyor. Zaten üretilen cevher, İran ve Avrupa'daki ergitme tesisleri yerine Siirt'e gidecek.

Hesapları millete anlatırken politik dozu fazla kaçırmayıp gerçekçi olmakta fayda var lakin ortaokul öğrencisinin doğrulayabileceği 4 işlem hesapları bunlar.

Çinko, kurşun, bakır, krom, alüminyum vs. metallerın cevherden ayrıştırılması için gereken enerji miktarı ve fiyatı asıl bu yatırımların fizibilitesini belirleyen nokta. Bu işlerin ekonomik olması için ucuz enerji gerekiyor. Her ne kadar doğu bölgelerine yatırım teşviki kapsamında ucuza, sübvansiyonlu elektrik satılıyor olsa da sonuçta bu enerji masrafı milletin cebinden çıkıyor.

TESİS YERİ SEÇİMİ

Değinmemiz gereken diğer bir nokta ise Çinko ergitme tesisi neden Siirt'e yapıldı? Madem Çinko-kurşun yatakları Hakkâri’de ve kısmen Şırnak'ta, bu durumda bu tesisin Hakkâri’ye veya Hakkâri-Şırnak arası bir yerlere yapılması daha ekonomik olmaz mıydı? Bu cevherin ne kadarı Siirt yataklarından ne kadarı Şırnak ve Hakkâri yataklarından gelecek? Türkiye'nin farklı bölgelerindeki Çinko cevherleri de bu tesise gelecek mi?

Cumhurbaşkanımız tesis açılış konuşmasında yatırımcıları memleketlerine yatırım yapmaya davet etti ve Siirt'li yatırımcının memleketi olan Siirt'e yatırım yapmasını övdü. Açılışı izleyen Siirt halkı ise o sırada "en büyük enişte bizim enişte" sloganları atıyordu. Cumhurbaşkanımız "minareler sungumuz camiler miğferimiz" şiirini okuduğunda ise izleyen kalabalık coşmuş şekilde rabia işaretleri yapıyordu. Politikacıların halkın nabzına göre şerbet vermesi bir miktar kabul edilebilir ancak bu tür siyasal İslam dozlu ve Cumhuriyet'in temel ilkeleri ile uzlaşmayan söylemler ile Sn. Cumhurbaşkanı acaba Cumhuriyet değerleri konusunda hassas milyonlarca seçmene seçimler için nasıl bir mesaj gönderiyor? Bu insanları yıkıcı Amerikan siyasetinin güdümündeki PKK ve Feto destekçisi parti koalisyonlarının kucağına itmiyor mu? Milleti bölen, ucuz siyasi söylemlerden kaçınılmasında fayda olacaktır.

Bu tür tesislerde gerek yer seçimi olsun gerek çalışan personelin memleketi konuları olsun azami ölçüde bilimsel çıktıların kullanılması gerekir. Maden yatakları neredeyse, büyüklükleri nispetinde ve taşıma maliyetlerini asgariye indirecek şekilde ideal ergitme tesisi yatırım yeri seçilmelidir. Hatta bu plan yöresel değil ulusal düzeyde yapılmalıdır. Bu konu, hesaplanabilir, modellenebilir bir konudur. Endüstri Mühendisleri, İşletme Mühendisleri tesis yeri tespitinin dersini görürler. Ortada bu durum varken "memleket aşkında" veya "eniştelik hukukuna" göre yatırım yeri seçimi uygun olmayabilir. Diğer taraftan kabul etmek lazım, bu tesis Hakkâri’ye kurulabilir miydi? Hakkâri’de bu tesisi besleyebilecek enerji tesisleri var mı? Doğal gaz var mı? Sülfürik asit ve benzeri üretim girdilerinin temin maliyeti uygun mu? Bugün için Hakkâri bu konuda geri kalmış olabilir ancak madencilik konusunda Hakkâri bölgesinin potansiyeli yüksektir ve uzun vadeli işin ekonomisine yatırım yapılması uygun olur. Zaten Siirt’te bu kriterlere göre çok uygun değildi ve birçok kamu altyapı yatırımı bu tesis için yapıldı. Hakkâri de vatanın parçasıdır ve buna göre politika üretilmelidir. Personel konusunda ise memleketin her yerinde doğulu ve batılı ayrımı olmamalı ve beraber herkes çalışıp yaşayabilmelidir. Bu iş birlikleri engellenmemeli aksine teşvik edilmeli ve birlikte yaşama dokusu güçlendirilmelidir. Elbette Hakkâri halkının, başta havalimanı olmak üzere yapılan yatırımları gözü gibi koruması, sahiplenmesi ve yatırımcı dostu mesajı dünyaya istikrarlı olarak vermesi gerekir.

Hakkâri, Van, Bitlis, Şırnak bütün bu dağlık bölgelerde zengin ve çeşitli maden ve mineral yataklarının olduğu bilinmektedir. Afganistan'ın Hindu Kuş dağlarından İran'a ve Türkiye'ye uzanan dağ sıralarının hepsi maden bakımından son derece zengindir. Arayan madeni buluyor. MTA'nın bu bölgelerdeki çalışmaları hızlandırması, keşifleri ve müjdeli haberleri paylaşması uygun olacaktır.

KAYSERI ÇİNKUR'U HATIRLAMAK

Bu tesis, an itibariyle Türkiye'de faal olan tek çinko ergitme tesisidir ancak Cumhuriyet tarihinin ilk çinko ergitme tesisi değildir. Çinko tesisi denince ilk aklımıza gelen tesis elbette Kayseri Çinkur tesisidir. Bu tesisi nasılsa iflas ettirmeyi başarmışız ve 2003'te icradan satılmış. Belki de satabilmek için iflas ettirmişizdir. 1968 de Çinkur'u devlet madencilik yatırım firmamız olan Etibank kurmuştur. Temeli Demirel döneminde atılmış, 1976 da 30 bin ton/yıl kapasite ile (o zaman için yüksek bir kapasite) açılışı yine Demirel döneminde yapılmıştır. Fabrika 96 yılına kadar çinko, kadmiyum ve kurşun üretmiştir. Döneminin en büyük sanayi tesisleri arasındadır. Avrupa ile gümrük birliğine girdiğimiz 96 yılında özelleştirilmiştir, kısa süre sonra alan İranlı firma borç takip gitmiştir. Üretimini 99 da hammadde ve enerji yokluğu gerekçesi ile sonlandırmış ve 400 emekçisini kapıya koymuştur. 2003’te Kayserili bir mobilyacı arsayı alıp makinaları hurda olarak satmıştır. 1999'dan beri ülkemizde çinko ve kurşun üretemiyor idik. Çinkur örneğini hafızalarda taze tutmakta fayda vardır çünkü 1980 sonrası neo-liberal ekonomi politikaları ile devletin birikimlerini nasıl yağmaladığımızın ve üretim ekonomisi yolundan saparak nasıl küreselci sermayenin satış bayiliği politikalarına geçildiğinin güzel örneklerinden biridir.

ÖNERİLER VE SORULAR

1) Siirt denince akla Kurtalan ekspresi geliyor. Siirt Organize Sanayi Bölgesine demiryolunun uzatılması planlanıyor mu? Bu yatırımların demiryolu ile birleştirilmesi anlamlı değil midir?

2) Bu yatırımın ülkeye faydasını azami seviyeye çıkartmak için ilgili OSB'de Çinko, kurşun ve sülfürik asidi girdi hammaddesi olarak kullanacak yerli ve yabancı hafif sanayi yatırımları yapılmalıdır. OSB uzun vadeli plan ile genişletilmelidir. Yerli sanayici bu fabrikanın ürünlerini almaya cesaretlendirilmelidir.

3) Bu tür ağır sanayi yatırımlarının kontrolünün tamamen özel mülkiyette olmasının bazı sakıncaları vardır. Bunların başında üretilen mamulü istediğine satma ve satmama durumu gelir. Yerli ve yabancı firmalar, özel şirkete güvenip ilgili OSB ye yatırım yaptıktan sonra ürün sürekliliği ve fiyatı konusunda bağımlı haline gelirler. Uzun dönemli bu tür kontratları mümkün kılacak şekilde üretici firma ile diğer yatırımcı firmalar arasındaki ilişkiyi kolaylaştıracak bir kamu otoritesi veya firması faydalı olabilir. Misal, üretici firma, üretiminin 20% kadarını Devlet Malzeme Ofisi'ne Londra Metal Borsası fiyatlarının 10% ucuzuna satmak üzere anlaşma yapar ve küçük yan sanayiciler de ürünü üreticiden alamazsa dahi DMO’dan alabileceğini bilmenin güvencesi ile Siirt OSB'ye yatırım yapabilirler. Üretici firma muhtemelen ürettiği çinko ve kurşunu ihraç etmek isteyecektir fakat yerli üreticilere öncelikli olarak tedarik sağlaması Türkiye'nin çıkarına olacaktır.

4) Bu tür yatırımlar, önemli miktarda teşvik verilerek gerçekleşebilmektedir. Firma ucuza enerji kullanacak, işçilerinin sigorta bedeli ve diğer birçok parasal fayda bu yatırım için kamu kaynaklarından sağlanacaktır. Bu tür imtiyazlar firmalara sağlanırken bir rekabet ortamı oluşmamakta ve farklı yatırımcıların ve hatta küçük birikimi olan vatandaşların bu tür yatırımlara ortak olmalarına imkân verilmemektedir. Ayrıca sağlanan bu teşviklerin karşılığında kamu ilgili işletmeye ortak olmakta mıdır? Daha sonra işletme büyük kazançlar elde ettiğinde, kuruluşta sağlanan kamu kaynakları geri ödenecek midir? Hayır. Bu yüzden kamunun çıkarını daha çok koruyacak, daha adil yatırım teşvik sistemleri kurulabilir ve kurulmalıdır. Vatandaş, saçma sapan bitcoinlere, eteryumlara para yatıracağına, küçük birikimlerle dahi olsa bu proje benzeri, devletin teşvik verdiği yatırımlara ortak olma imkânı sağlanabilir. Seçilecek kamu firması, sağlanan teşvikler karşılığında bilabedel alabileceği ortaklık hissesini arzu ederse ileride Borsa İstanbul'da satabilmelidir ve farklı yatırımları desteklemek için kaynak oluşturabilmelidir.

5) Bütünsel planlama bakışı açısından ergitme gibi, birçok maden işletmesine hizmet verebilecek yatırımların, kamu tarafından veya madencilik kooperatifleri tarafından kurulması daha verimli olabilir. Hakkâri, Siirt, Şırnak bölgesinde birçok çinko, kurşun madencisi vardır ve ileride sayı artacaktır. Bunların her biri için ergitme tesisi kurulması verimsizdir. Oysa, bu firmaların rakibi olmayan bir kurum tarafından kurulacak ergitme tesisi, tüm bölgeye hizmet verebilir. İlgili özel sektör firması özel bir teknoloji olan çinko ergitme işini bilmemektedir, cevher çıkartma işini bilmektedir. Kurumlara bilmedikleri işi yapmak üzere teşvik vermek yerine uzmanlık geliştirmiş, işi bilen kamu ve madencilik kooperatif yapılarının metalürji yatırımları yapması daha doğru olabilir. Bu kapsamda, belki bu tesisin ileride, içinde kamunun da olduğu çok ortaklı bir yapıya dönüştürülmesi azami ulusal faydayı sağlayabilir.

6) Bu yatırım dahil benzer kapsamda kamu kaynağı kullanılarak teşvik edilen yatırımlarda kamu projenin doğal ortağıdır ve detaylı fizibilite çalışmaları kamu ile paylaşılmalıdır. Misal, bu yatırıma sıfır teşvik verilse idi, yatırımın geri dönüş süresi, üreteceği faaliyet kârı ne olacaktı? Mevcut durumda ne oldu? Enerji sübvansiyonundan yıllık kamu zararı ne kadar olacaktır?

7) Bu tür madencilik yatırımlarında, özellikle ağır yatırım ve kredi ödeme dönemi olan ilk birkaç seneden sonra devletin alacağı maden satış hakkı payının dönemin piyasa koşulları nispetinde artırılması makul olabilir.

8) Ergitme tesisi Siirt'e değil de Hakkâri veya asgari işletme maliyetini sağlayan ideal bölgeye kurulsa idi yıllık faaliyet karına etkisi ne olur idi? Bu kayıp kimin cebinden çıkmaktadır?

9) Ergitme tesislerinde yüksek katma değeri sağlayacak ve stratejik faydayı artacak konuların başında cevherin içinde bazen iz miktarda olan nadir metalleri ve diğer elementleri yakalayabilme kabiliyeti gelmektedir. Bunun için elbette kırma cihazları, ayırma ve zenginleştirme proseslerinin değiştirilmesi ve bazı teknolojik ekipmanların sürece eklenmesi gerekebilir ancak sonucunda yüksek satış bedeli olan çinko ve kurşun haricinde askeri ve uzay sanayinde de kullanımı olabilecek farklı metal ve elementler üretilir hale gelebilir.

10) Bu tür yatırımların özellikle akademik camiaya, ulusal medyaya ve hatta yatırım yapmayı planlayan potansiyel yerli rakip firmalara açık kapı politikası uygulaması faydalı olur. Metalürji mühendisliği öğrencileri, madencilik sektör çalışanlarının bu tesisleri randevu alarak gelip gezebilmesi gerekir. İlgili firma izin vermese dahi bakanlık üzerinden bu olanak güvenceye alınmalıdır.

11) Siirt'te ilk etabı tamamlanan yatırıma ileride kapasite artışları yapılması planlanmaktadır. Yeni yatırımlardaki süreçlerin ilk tesisin öğretileri ile yerli mühendislerimizce tasarlanacak yeni ekipmanlar, yazılımlar ile ikinci tesiste devreye alınması daha faydalı olacaktır. İlk tesiste kullanılacak yabancı ekipman ve mühendislik hizmetleri ek kapasite yatırımında azaltılmalıdır. Yeni kapasitenin farklı bölgelere yapılması da değerlendirilmelidir.

12) İlgili yatırım için gereken elektrik, trafo yatırımlarını kim yaptı? Bu alana ne kadar yatırım yapıldı? Bu yatırım sağlanan teşvikler kapsamında gösterildi mi? Sağlanan elektrik enerjisi hangi kaynaktan elde ediliyor?

13) Sülfürik asidin TCDD imkanları ile Türkiye'ye dağıtılabilmesi önemli bir yetkinlik kazanımı olacaktır. TCDD'nin tehlikeli madde taşımacılığı konusundaki becerilerini artıracaktır.

14) Bu tür yatırımların yapıldığı tarım alanlarında bir miktar kimyasal kontaminasyon durumu dünya literatüründe mevcuttur. Başta Siirt fıstığı olmak üzere bölge tarımında kimyasal tahliller düzenli yapılmalı ve tesisin işletmesinde gerekli çevresel tedbirler alınmalıdır. Bu tesisin daha büyükleri, tarım ihracatı lideri Hollanda'da mevcuttur, onlar ne tedbir aldıysa biz de benzerlerini alabilmeliyiz.

15) Hakkari'deki madencilik faaliyetleri ile İran'ın Zencan şehrindeki metalürji firmaları arasında çeşitli iş birlikleri mevcuttur. İran'daki ucuz enerji kaynakları dikkate alınarak Hakkâri ve civar bölgelerdeki madencilik faaliyetlerini destekleyecek bazı metalürji yatırımlarının İran'da kurulması veya satın alınması anlamlı olabilir.

16) Ergitme tesisi yatırımı pahalı yatırımdır ve yüksek altyapı isterleri vardır ancak cevher zenginleştirme yatırımları nispeten ucuzdur. Hakkari'deki maden cevherinin Mersin limanına taşınmasında zenginleştirme işlemi yapılmaz ise rantabl olmaz. Bölgede, rafinaj yatırımından önce zenginleştirme yatırımlarına ağırlık verilmesi daha verimli olabilir.

17) 1980'lere kadar Türkiye'de madencilik ve metalürji yatırımları genelde Etibank üzerinden merkezi planlama yaklaşımı ile yapılmakta idi. 1980 sonrasında ise kamu şirketleri hızla tasfiye edildi veya özelleştirildi. Türkiye'nin madencilik alanında yapılacak

Tüm yazılarını göster