Kasım ortası ile 10 Ocak arasında genelde Avrupa şehirlerinde Noel ve yeni yıl kutlamaları kapsamında çeşitli etkinlikleri yapılır. Bir takım Avrupa şehirlerinin birbirleri ile bu konuda yarıştığını söyleyebiliriz. Bu yarışın ödülü ise bu dönemde genelde 2 hafta olan okul ara tatili döneminde Avrupa’daki milyonlarca ailenin tatil tercihinde bir adım öne çıkabilmek ve şehrin marka değerini artırabilmektir.
İngiltere'de bu dönemde büyük şehirlerde eğlence parkları kurulur. Londra'da bu dönemde "Kış Harikalar Diyarı" ( Winter Wonderland) isimli bir lunapark, şehrin en büyük parkının ( Hyde Park) bir köşesinde kurulur. Tamimiyle prefabrik olan bu lunaparkta dönme dolap, dev salıncaklar, buz pateni, canlı gösteriler, sirk, çeşit çeşit hediyeli oyunlar, yeme içme yerleri bulunur. Genelde bu park tıklım tıklım doludur ve bitmek bilmez kuyrukları vardır. Aralık ayında Londra'nın soğuğu ve ayazı altında, havanın erkenden karardığı bir dönemde, hele ki çocukların akşam saatlerinde dayanabileceği bir ortam hiç değildir. Buna rağmen her sene açık olduğu 6 hafta içinde, her yaş grubundan, önemli kısmı turist olan 3 milyon ziyaretçiyi ağırlar ve 200 milyon GBP civarı şehre ekonomik katkı sağlar. Bu etkinlik 2005 yılında çok daha küçük bir konsept ile düzenlenmeye başladığında pek başarılı olamamıştı ve konsepti her sene geliştirilerek, ziyaretçi sayısını her sene artırarak bugünkü başarılı şekline gelebildi.
İstanbul yaz ve bahar dönemlerinde zaten güçlü bir turistik çekim merkezidir. Maalesef kış mevsiminde turist sayısı azalmaktadır. Otel dolulukları yarı seviyeye düşer. Sezonsal işsizlik kapsamında kış dönemi işsiz sayısı zirve yapar. Kış ayında İstanbul'un yılbaşı parkı gibi etkinlikler ile hem yabancı turisti hem yerli turisti cezbedebilmesi çok faydalı olacaktır. Gelecek turistler için ilave yatak kapasitesi yatırımına ihtiyaç yoktur, zaten oteller boştur.
Bu tür eğlence organizasyonlarının diğer bir faydası ise İstanbul'da genel hayat kalitesini artırması ve yurtdışına kaybedilen beyin göçünü yavaşlatmasıdır. Ayrıca yurtdışına kış aylarında oluşabilecek turistik talebi de azaltacaktır.
Yurtdışında yaşayan milyonlarca Türk dahi yılbaşı döneminde yaşadıkları ülkelerdeki "renkli yılbaşı etkinliklerinden" dolayı, genç aile bireylerinin de baskısı ile Türkiye ziyaretlerini erteleyebilmektedirler. İstanbul, çocuklu turist segmenti için çok popüler bir destinasyon değildir, bu tür yatırımlar ile İstanbul'un hitap ettiği turist segmenti genişletilebilir.
İstanbul'un benzer bir yılbaşı parkı konsepti için şartları iklimsel açıdan Londra'dan daha elverişlidir. İstanbul'da böyle bir parka yeterli talep oluşacaktır. Şehrin kendi nüfusu yeterlidir, turist potansiyeli ve turist konaklama imkanları yeterlidir ve uçuş bağlantıları açısından ideal konumdadır. Avrupa'daki iki haftalık tatil döneminde İstanbul'da böyle bir parkın devrede olması Türkiye'nin turist çekim gücünü artıracaktır. Özellikle Avrupalı turist kültürel olarak senenin bu döneminde yüksek harcama yapmaya, yemeye, içmeye şartlandırılmıştır. Bu tür mekanları ziyaret etmeye ayağı alışıktır. Bu dönemde gelecek turistin harcama seviyesi tatminkar olacaktır.
Hyde Park'da kurulan lunapark ayarında bir parkın İstanbul'da kurulması durumunda iki aylık dönemde bir milyon ziyaretçi makul bir beklenti olur. Yeme-İçme aktiviteleri, sponsor gelirleri ve park aktiviteleri dahil asgari 250 milyon TL ciro üretimi gerçekçi olur ve etkinliğin her sene sürdürülebilir olmasını sağlar. En az 1000 kişiye doğrudan iş imkanı sağlanır. Kamusal destekler ile öğrenci ve düşük gelirli kesimlerin de hizmet alması sağlanabilir.
Bu tür mobil, prefabrik eğlence parkları yıl boyunca diğer şehirlerde de çeşitli gösteriler düzenleyebiliyorlar. İstanbul'da kurulabilecek mobil parkın da bir kaç küçük lunapark olarak yıl boyunca farklı şehirlerde festival, eğlence etkinlikleri düzenlemesi mümkün olabilir ve yatırımın faydasının Türkiye'deki bir çok şehre yayması sağlanabilir. Misal bu parkın bir bölümü yaz döneminde Antalya ve Bodrum'da kurulabilir, belirli bir dönemde Adana-Antep civarında kurulabilir ve yılın geri kalan döneminde Ankara'da hizmet verebilir.
İstanbul'da böyle bir etkinlik nerede düzenlenebilir? Hem turizm merkezi olan Sultanahmet bölgesine çok uzak olmaması hem toplu ulaşım kapsamında olması, hem dönme dolabın tepesinden boğaz manzarasının görünmesi hem de geniş toprak zeminli bir park bölgesinde olması tercih edilebilir. Bu kriterlerin hepsine uyan yer bulmak zor. Belgrad Ormanı, Taksim Meydanı, Yenikapı meydanı uygun olabilir. Asya tarafında Maltepe sahili, Formula 1 pisti bölgesi uygun olabilir. Özellikle dev dönme dolapların kurulacağı zeminin muhtemelen zemine çakmalı sabitleme yöntemlerine uygun olması gerekir.
Böyle bir organizasyonu ve yatırımı kim yapabilir? Bu sektör, vatandaşın özel hayatına dokunan bir sektör olduğu için sponsorların yüksek ilgi göstermesi beklenmelidir. İBB ve ilgili bakanlığın en azından yer göstermesi ve yatırımı, organizasyonu ve işletmeyi kolaylaştırması arzulanır. İdeal olarak ise yerel veya merkezi yönetimin yatırımda katkısı ve hissesi olmalıdır. Eğlence parkı tasarımı, ilgili aletlerin tasarımı ve tedarigi konusunda, eğlence parkı işletmeciliği konusunda dünyada yeterince kaynak ve yetişmiş personel mevcuttur.
Yılbaşı etkinlikleri bizim toplumuzda kısmen gavur adeti olarak bilinse dahi bu tam olarak doğu değildir. Orta Asya şaman kültürlerinde, Ay takvimine göre 22 Aralık yeni yıl başlangıcıdır, ağaçlara dilekler için kırmızı kurdele bağlanır. Avrupa şamanları da bu adetleri benimsemiştir. 16. yy dan itibaren de Almanya'dan başlamak üzere Hristiyan kültüründe bu ağaç süsleme etkinlikleri doğu toplumlarından esinlenerek başlamıştır. Noel Baba’nın Antalyalı oluşu da genel kabul gördüğüne göre eğlence parkında Noel baba figürlerinin kullanılması da herhalde telif hakkı masrafı yaratmayacaktır.
Londra'daki hemen bütün büyük parkların sahibi Kraliyet Parkları ‘dır. Bunun pratikteki anlamı, yerel belediyeler bu parklara dokunamazlar ve imar planları gibi uygulamalar ile tırtıklayamazlar. Türkiye'de 1980 darbesi sonrasında ülkemizin başına atanan yöneticilerin getirdiği facia şehircilik politikaları sebebi ile bugün trafikten yeşil park eksikliğine kadar bir çok sorun ile İstanbul başta olmak üzere şehirlerimiz karşı karşıyadır. Belki kalan parkları koruyabilmek için belli başlı parklarımızı misal "Milli Saraylar" üzerinden Cumhurbaşkanlığına bağlı bir kuruma devrederek (ve belki de imar düzenlemesi konusunda ilave meclis onayı getirerek) yerel politik yağmadan kurtarabiliriz ve eğlence parkları gibi çeşitli kültürel, turistik, sportif etkinliklerin düzenlenebilmesi için gerekli mekanları sonraki nesiller için güvence altına alabiliriz.