O para, neyin parası?

Çetin Ünsalan Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Türkiye’de çiviler tamamen yerinden çıktı. Daha önce kanser hastası bir vatandaş, hastaların yaşadığı problemi anlatmak için yanına geldiğinde dinlemek yerine, cebine para sıkıştıran Bakan Erdoğan Bayraktar’ın şovu bitmiyor.

Dünyanın hukuka aykırı olarak bünyesinde en geniş yetkileri toplanan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı yürüten Bayraktar, son dönemde rüşvet ve yolsuzluk operasyonunda oğlu üzerinden gündeme geldi.

Daha önceki vukuatları saymakla bitmez. Kentsel dönüşüm mü, rantsal dönüşüm mü tartışmasının odağınındaki isim olması, TOKİ’de yaptığı uygulamalar, müteahhitlere yönelik icraatlar, İdare’yi ülkenin en büyük müteahhiti haline dönüştürmesi, yarattığı haksız rekabet ve tekelcilik sadece bazıları…

Bu dönemde 100 bin konut diye yola çıkıp, Başbakan’ın ‘büyük düşün’ nasihatı üzerine rakamı 500 bine çıkan Bayraktar, toplu konut adı altında yarattığı villakentler ile de hayatımızdaki yerini aldı.

2004 senesinde TOKİ Başkanı iken bir ödül töreninde kendisine Ataköy Konakları’nı sormuş, bu derenin kendimi bildim bileli iflah olmadığını hatırlatmış ve endişelerimi dile getirmiştim. Yanıtı dere yatağına yapılan evler ile ilgili her türlü teknik çalışmanın yapıldığı yönündeydi.

Her ne kadar tatmin olmasam da, elden gelen sadece olayı takip etmek ve uzmanlara sorarak haberleştirmekti. Ama gelen zaman da İkitelli’yi aynı yatak üzerinden vurmuş, Başbakan buradaki gecekonduların yıkılacağını açıklamış, ‘Ataköy Konakları’na da dokunacak mısınız’ sorum ise yanıtsız kalmıştı.

Elbette binalar orada halen duruyor ve milyon dolar karşılığında satılıyor. Nasıl toplu konutsa?

Samsun’dan Bursa’ya kadar TOKİ evlerindeki skandallar, ölümler, felaketler ve arz fazlası nedeniyle ihale yapılarak satılanlar hep hatırımızda… Ama son olarak gündemdeki operasyonla istifa ya da azil aşamasına gelen bir Bakan’dan bahsediyoruz.

Peki böylesi bir dönemde mütevazı olması, biraz geri çekilmesi gerekirken ne yapıyor? Trabzon’un orta yerinde para dağıtıyor. Şimdi soruyorum Erdoğan Bayraktar’a: Bu para, neyin parası?

Kendi cebinizden mi, bakanlık bütçesinden mi dağıtıyorsunuz? En önemlisi neden ulufe dağıtan padişahlar gibi yardımcılarınızla insanların cebine para sıkıştırıyorsunuz? Bu neyin parası?

Partililer geldiği için mi ödüllendiriliyor, ödüllendirildikleri için mi geliyorlar? Bu para yoksa sus parası mı? Hadi daha masum olalım. Seçim öncesi avans mı? Alana mı ağlarsınız, verene mi?

Belki de ben kötü düşünüyorum. Belki borç almıştır ve onu ödüyordur. Belki de Bakan Bayraktar bir dahaki sefere arkadaşlar kendisini de Başbakan’ı olduğu gibi karşılasınlar diye, kefen parası dağıtıyordur. Neresinden bakarsanız bakın acınacak bir durum. Yazık; çok yazık.

Çetin Ünsalan

ulusalkanal.com.tr

Tüm yazılarını göster