HDP’nin kapatılmasının ayak sesleri duyulunca telaş bacayı sardı! HDP Parti Meclisi “yeni dönem yol haritası ve mücadele hattını” belirlemek amacıyla toplandı ve bazı kararlar aldı. Basının önüne çıkan HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar Türkiye’yi tehdit etti.
Yapılan açıklamanın içeriği her zamanki gibi hamaset dolu! Mithat Sancar "Bize dayatılan gündem kapatma davası, vekilliklerin düşürülmesi, siyasi operasyonlar; bizim gündemimizse halkın gündemi” sözleriyle kapatma davasını hafife alma yoluna başvuruyor.
Türkiye halkının birlik ve bütünlüğünü tehdit altına sokan ve ABD emperyalizminin “zayıf halka” politikalarına çanak tutan bir örgüte faaliyet serbestisi tanınamaz. PKK/HDP olayı “hukuk perdesi” arkasına saklanılarak halledilecek bir şey değildir. Asayiş, güvenlik ve ekonomik sorun haline gelmiş olan bir piyonun önünün kesilmesi sorunuyla karşı karşıyayız. Anayasa Mahkemesi’nin HDP İddianamesini iade etmesi yanıltıcı sonuçlara yol açmasın. Bu türden “aksaklıklar” HDP’nin “uzatmaları oynamasından” başka bir anlam taşımıyor.
BAŞLARIM SİZİN “İNSAN HAKLARI” SAVUNUCULUĞUNUZA!
Mithat Sancar ve HDP önderliği sürekli insan haklarından bahsetmeyi sever! Peki, en kutsal insan hakkı yaşamak değil midir? ABD emperyalizminin kara gücü PKK’nın Türkiye şubesi HDP; katledilen sayısız öğretmenlerimizin, mühendislerimizin, köylülerimizin, işçimizin, gençlerimizin, çocuklarımızın yaşam hakkını gasp edenlere, katliamlar uygulayanlara, sabotajlar örgütleyenlere karşı bu güne kadar ne yaptı? Kocaman bir hiç. Bu ikiyüzlülüğün, çifte standardın hesabı sorulmayacakta ne yapılacak? TSK, CİA/Mossad imalatı PKK’ya karşı bastırma harekatına başladığında avazı çıktığı kadar bağıran HDP, PKK tarafından hunharca katledilen masum insanlar karşısında suspus! Hadi yapın bunun bir açıklamasını? Hangi insan haklarından bahsediyorsunuz? Evlatları zorla dağa kaçırılan anaların çektiği acıyı hiç hissettiniz mi? HDP’li kodomanların çocukları keyf sürerken, yoksul Kürt köylüsünün evlatları heder ediliyor. Bumudur insan hakları savunuculuğu?
HDP adına açıklamada bulunan Mithat Sancar, “Hakların kazanılmasının tek yolu vardır, mücadele ve kesintisiz mücadele. İnançla, kararlılıkla haklara sahip çıkmak ve bunları geliştirmek, genişletmek, geleceğe en güzel şekilde devretmektir” dedi. Uzun yıllardır PKK’nın kullandığı “dili” çözmek için uğraştık ve artık HDP’nin kullandığı dilide çözmüş bulunuyoruz. Onların söylediği görünürdeki her “olumlu” cümlenin içinde kötülüğün barındığını biliyoruz. Esas amacı tatlı sözlerle kamufle ederek siyasete yedirilmesi taktiği sökmüyor. PKK düzenlediği her kongrede “mücadele ve kesintisiz mücadele” edecekleri kararını alır ve uygulamak için yola koyulur. Ancak TSK her seferinde o yolu kapatır ve eylem planlarını uygulatmaz. “İnançla, kararlılıkla” PKK savunuculuğu yapmak ve onların iradesiyle hareket etmek HDP’nin esas amacını oluşturuyor. Sözde “Kuzey Kürdistan” idealini “geliştirmek genişletmek” için çalışacaklarını zaten biliyoruz! PKK’nın faaliyet alanlarını genişletmesi için, “daha fazla özgürlük, daha fazla refah, daha fazla eşitlik” talep eden Mithat Sancar sözlerini şöyle sürdürdü: “HDP’yi denklemin dışına çıkartmaya çalışan, HDP fikriyatını, öncesindeki bütün örgütlenmelerin, partilerin dışına çıkartmaya çalışan siyasi iktidarlar ve partiler kendilerini elemiştir, kendileri tarihin karanlık sayfalarına gömülmüştür. HDP’yi kapatmaya çalışmak nafile bir çabadır. Çünkü HDP bir bina değildir. HDP şahıslardan ibaret değildir. HDP güçlü bir fikriyattır. O nedenle HDP’yi kapatamazsınız. HDP’yi kapattırmayacağız. HDP’yi kapatma hamlesini boşa çıkaracağız. HDP’yi büyüterek yoluna devam ettireceğiz.” 1990 yılından bu yana kurulan bölücü tüm partilerin fikriyatı tartışmasız PKK’ya aittir. Hiçbir HDP’li bu iradenin dışına çıkamaz. Çıkarsa sonu ölümle biter. HDP’yi kapatmak nafile bir çaba olmayacağı gibi, sonuçta alınacak. Aslında HDP artık önemli ölçüde kapatılmış durumda. Bunu %70 kapalı ve %30 açık bir parti olarakda değerlendirebiliriz. HDP’nin kendine özgü bir fikriyatı yoktur; PKK’nın kurduğu ve fikriyatını enjekte ettiği örgüttür.
Mithat Sancar o kadar coşmuşki şu akıl almaz görüşü ileri sürebilmektedir: “bu dava (HDP kapatılırsa) bu ülkenin geleceği meselesidir”. Hiç de değil! Kürtçü HDP’nin Türkiye’nin geleceğinde olmaması ülkemizin hayrınadır. Bu topraklarda ABD/İsrail piyonu örgütler barınamaz. HDP defterini kapatmadan istenilen huzur ortamı sağlanamaz.
HDP’nin kapatılması için hazırlanan İddianame için; “pespaye bir iddianame” cümlesini kuran Mithat Sancar seviyesini de ortaya koymuş oluyor! Ne diyelim; kötü söz sahibinindir.
HDP’yi cesaretlendiren her çıkış zaman kaybıdır. CHP ve “Milletsizler İttifakı” ile beraber KRT - Tele 1 ve Halk TV elele HDP sözcülüğünü üstlendiler! Her gün bir HDP’li ekranlardan “demokrasi” nutukları atıyor, yasalardan bahsediyor. Sıkışınca yasa de, başka zaman PKK için ayaklanma çağrılarında bulun! İşte buna çifte standart denir.