Coğrafya kaderdir. Siyaset bu yazgıyı değiştirecek yol ve yöntemleri arar. Jeopolitik ise coğrafya ile siyaset arasında köprü kurar. Jeopolitikte alan kuvvettir. Münbiç cebinde gerçek anlamda alanı denetleyen iki ülke Türkiye ve Suriye’dir. Suriye aynı zamanda Münbiç’teki uluslararası meşru otoritedir.
DENKLEM NASIL KURULMALI?
Jeopolitikten siyasete geçişte önce bölgedeki devlet ve devlet dışı aktörler ayrıntılı olarak tahlil edilmelidir. Türkiye’nin Fırat Kalkanı (FK) Harekâtı çok büyük bir meydan okumadır. ABD ve ABD’nin kara gücüm dediği YPG’nin karşısına çıkılmıştır. Rusya, İran ve diğer hiçbir ülke şimdiye dek bu tür bir girişimde bulunamamıştır. Harekâtı başlatmak Türkiye açısından tarihi bir başarıdır. Ancak FK’nın zaferle taçlandırılması için geçmiş dönemin her açıdan değerlendirilmesi gerekir.
Bu harekâtta Türkiye maalesef köşeleri olan bir siyaset belirleyemedi. İdare-i maslahat denilebilecek bir yol izleyerek herkese mavi boncuk dağıttı. Eğer gerçekçi bir ittifak sistemi kurulabilseydi, daha etkin sonuçlar alınabilirdi. Bu nedenle bazı dönemlerde uçaklarımız havalanamadı; beklenmeyen hava taarruzlarına maruz kaldık; birliklerimiz sürpriz şekilde hedef alındı. Yine de büyük ve güçlü bir devlet olan Türkiye kritik bir hedef olan El Bab’ı ele geçirdi. Politika eksikliği en çarpıcı şekilde El Bab’ın düşmesinden sonra karşımıza çıktı.
İLK HEDEFİNİZ MÜNBİÇ’TİR, İLERİ!
Cumhurbaşkanı Erdoğan önümüzdeki hedef, “Münbiç’tir!” dedi. Ama kısa bir süre sonra Hükümet açısından beklenmeyen bir durum ortaya çıktı. Münbiç kördüğüm oldu! Başbakan ve Bakanların birbirleri ile çelişen ilk demeçleri bu durumu açık ve net olarak ortaya koyuyordu. Oysaki politika-strateji-askeri harekât üçgenini bilenler için bu sonuç beklenen bir gelişmeydi.
TSK’nın desteklediği ÖSO ile YPG arasına Rusya’nın onay ve desteği ile Suriye Ordusu girdi. ABD, Münbiç’i zırhlı araçlar ve modern silahlar ile takviye etti. Ortaya öyle bir durum çıktı ki bölgedeki devlet ve devlet dışı bütün aktörler aynı noktada birleşti! ABD, Rusya, İran, Suriye, Hizbullah, YPG, IŞİD doğrudan ya da dolaylı olarak Türkiye’nin karşısına çıktı. Bu konu Uluslararası İlişkiler fakültelerinde ders olarak okutulacak kadar ilginç ve dikkat çekicidir. Politika aynı zamanda öncelik belirleyerek tercih veya tercihler yapmaktır. Hayat sizi karar vermeye zorlar. Bu karardan kaçarsanız, yukarıdaki tablo karşınıza çıkar.
POLİTİKADAN STRATEJİYE GEÇİŞ
FK mutlaka hedefine ulaşmalıdır. Çünkü aksi bir durum öncelikle Türk jeopolitiğinin güney mihverini felç eder. Bunun doğal sonucu Türkiye’yi bölecek bütün dinamiklerin hareketlenmesidir. Türkiye Münbiç düğümünü öyle ya da böyle çözmek zorundadır! Zaman şu an, durum içinde bulunduğumuz durumdur. Önce bir politika saptamalıyız. Burada Türk’ün gücü, cesareti, kararlılığı ve aklını bir araya getirmeliyiz.
Yapılacak ilk iş, geçmişi geride bırakarak Suriye ile ortak bir strateji belirlemek için bütün koşulların zorlanmasıdır. Münbiç Suriye toprağıdır.Bu cepte ABD ve YPG’nin askeri varlığının hiçbir gerekçesi olamaz! Doğru soru şudur: “Münbiç’te, ABD/YPG’nin mi yoksa Suriye rejiminin bulunması mı Türkiye’nin çıkarlarına uygundur?” Hiçbir devlet kendi sınırları içinde kendine rakip özerk yapılar istemez! Suriye’nin PYD ile anlaşması devlet teorisine aykırıdır! Eğer bu konuda şüpheler varsa, ortak bir strateji saptamak Suriye’yi doğru rotaya sokmak demektir. Atılacak ikinci adım, İran ve Hizbullah’ı, en azından pasif olarak bu stratejiyi kabule ikna etmektir.
Bölge ülkeleri ile bir anlaşma zemini sağlandıktan sonra sıra Rusya ile bu konuyu ayrıntılı olarak tartışmaya gelecektir. Rusya bu durumda bir tercih yapmak zorunda kalacaktır. Türkiye ile Suriye’nin sözde değil özde bir araya gelmesi bütün tarafları yeni bir durum muhakemesi yapmaya zorlayacaktır. Türkiye, adım adım bölgedeki inisiyatifi ele geçirecektir.
Yeni ve gerçekçi bir ittifak sistemi kurulduktan, yani politika saptandıktan sonra bunun stratejiye dönüşmesi çok daha kolaydır. Stratejinin doruk noktası düşmanı savaşmadan yenmektir. Eğer zamana ve mekâna uygun doğru adımlar atıldığı takdirde Münbiç sorununu çözmek için askeri harekât planlamasına bile gerek kalmayabilir…
Amiral Soner Polat
ulusalkanal.com.tr