Kanuni gasp

Çetin Ünsalan Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Türk Ceza Kanunu’nun öngördüğü en ağır suçlardan biridir gasp. Bir kişinin diğerini haklarını rızası olmadan ele geçirip, kendi kullanımına alması suçtur. Mesela yolda giderken yolunuzu kesen ve cebinizdeki parayı alan kişi kanun önünde hoş görülmez.

Neden? Çünkü demokrasilerde ‘hak’ esastır. Yasalar da bu hakların korunabilmesi için vardır. Hak gaspı hiçbir şekilde kabul edilemez. Peki bu aynı uygulamayı yürütme eliyle kamu gerçekleştirirse ne yapacağız? Doğal olarak herkesin aklına hukuka başvurmak gelecektir.

Fakat büyüklüğü 77 milyar liraya ulaşan ve bugüne kadar sadece yüzde 6’sı muhataplarını dağıtılan İşsizlik Sigortası Fonu ile ilgili uygulamayı ne yapacağız? Şükrü Kızılot Hoca konuyu gündeme taşıdı. Temmuz 2012’de gerçekleştirilen bir kanuni düzenlemeyle, bu fonun amacı dışında kullanılmasının önü açıldı.

Bununla da yetinmediler. Daha önce açılan davaları da hükümsüz kılacak bir düzenlemeye imza attılar. İtirazın yolunu kapattılar ve kanuna süren davalar için bir duvar ördüler. Dediler mi: ‘Danıştay’ca karar verilemeyecek.’ Peki bu gasp değil midir? İşte bazılarının anlamakta güçlük çektiği kanuni olmakla, hukuki olmak arasındaki ayrım budur.

Baktığınız zaman yasal bir düzenleme olduğundan mesele kanunlara uygundur, ama asla ve asla hukuki değildir. Hali hazırda süren davaların önünün kapatılıyor olması bile tek başına bunun hukuksuz bir yaklaşım olduğunu kanıtlamaktadır.

Böylesine çarpık bir zihniyetin şimdi kıdem tazminatını kamuda toplayıp, daha sonra hak sahiplerine dağıtacağına inanıyor musunuz? Ev almak için bu parayı kullanmak isteyenlerin kıdem tazminatının yarısının ödeneceğine ilişkin açıklama bile kötü niyeti ortaya koyuyor.

Yani sizin yıllarca emeklerinizin karşılığında oluşturduğunuz birikimi bankalara ve ortaklık yapıları büyük tartışmalara neden olan inşaat şirketlerine vermeniz şartıyla paranın bir bölümünü hemen ödemeyi taahhüt ediyorlar. Tek kelimeyle rezalet…

Oysa niye şaşırıyoruz ki? Aynı uygulamaya daha önce deprem sonrasında toplanan fon için de sergilemediler mi? Onları da dış borç ödemesinde kullandıklarını bizzat Maliye Bakanı düzeyinde meclis kürsüsünden açıklamadılar mı?

Halen mesajı anlayamadınız mı? Cebinizi dibine kadar hortumlamaya niyetlenmiş bir grup, çalışırken senin için aldığım paraları, işsizken senin yerine başka yere kullanacağım, eğer işten atılırsan oluşan kıdem tazminatını deve yapacağım diye bas bas bağırıyor.

Bunun üzerine deprem için toplanan vergileri de düşünürseniz, ‘ölürsen canıma minnet’ diye bağırdıklarını duyabilirsiniz. Şimdi bugünlerde hortumlanan bankaların peşine düştüklerini açıklıyorlar. Elbette düşün. Fazla uzağa gitmeden sağınıza solunuza bakın.

Hortumcuların yakasına elbette yapışın. Ama inanın bana bu uygulamalarla milletten gerçekleştirilen hortumun yanında bankalar yoluyla yapılan devede kulak kaldı. İtirazınız mı var? Kusura bakmayın itiraz hakkınız kanunen elinizden alındı. Siz en iyisi işsizliğinizin ve fakirleşmenizin tadını çıkarın.

Çetin Ünsalan

ulusalkanal.com.tr

Tüm yazılarını göster