Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak kameraların karşısına geçti ve ‘İvme Finansman Paketi’ni açıkladı. Bu paketi madalyonun iki yüzü gibi değerlendirmek lazım. Fakat sonda söyleyeceğimi başta ifade edeyim ki akıllar tamamen karışmış ve mağrur durayım derken panik görüntüsü veriyor.
Bir tarafından baktığınızda öncelikle reel piyasalarda çok ciddi bir finansman sıkıntısı olduğunu, reel sektörün tıkanma noktasında olduğunu görmüşler. Bunun yaratacağı başta işsizlik olmak üzere problemlerin de farkındalar.
Öte yandan kaynakların doğru kullanılması beklentisini de algıladıklarını anlıyoruz. Türkiye’nin ekonomik olarak dönüşümünün, üretimde yerli tedarik oranını arttırmakta, verimlilikte olduğunun da kamuoyu nezdinde karşılığı olduğunu fark etmişler.
Ayrıca tarım gibi kritik sektörlerin bu dönüşüm sırasında ne kadar önemli olduğunu vurgulayan uzmanların da söylediklerinin, toplumsal anlamda bir mutabakat çerçevesinde oluştuğunu dikkate almışlar.
Buraya kadar başlıklar halinde baktığınızda problem yok. Madalyonun diğer yüzünde ise paranın nereden bulunacağıyla ilgili fikirleri olmadığı anlaşılıyor. Ya bankacılık sisteminin tüm baskılara rağmen kredi veremediğini görüyorlar ya da kamunun finansman ihtiyacı da alarm verdiği için, onları geçtiğimiz günlerde basına da yansıdığı üzere Hazine finansmanında kullanmayı planlıyorlar.
Sağa sola para dağıtılıyor ama paranın kaynağı yok. Kamu bankalarının adres olarak gösterilmesi gerçeğinden yola çıkarsak, bu bankaların parayı nereden bulacağı sorusunun da yanıtını bulmamız gerekir. Çünkü ne rezervlerde böyle bir para kaldı; ne de kamu bankalarının yurtdışında bu finansmanı sağlayacak kredibiliteleri.
Son CDS priminin 500’ün üzerine çıkması bize bunu gösteriyor. Mevduat yetersizliğimiz de sağır sultanın bile bildiği bir gerçek olduğuna göre, geriye tek bir finansman kaynağı kalıyor. O da matbaayı çalıştırıp para basmak.
Fakat böyle bir hareketin para verdikleri dahil, herkesi nasıl yine kısır döngüye sokacağından da ya haberleri yok ya da seçimi atlatmak için yokmuş gibi davranıyorlar. Yani bir anlamda ihtiyaç duydukları İstanbul’daki finansman için, yemleme yapıyorlar. Elbette günün sonunda iki paranın da bize ait olması dramatik bir gerçek.
Peki madalyonun iki yüzünden de baksak görmemiz gereken fotoğraf ne? Çocuğunu parayla terbiye etmeye kalkan ebeveynin durumundan çok farklı değil. Yani siz nitelikli bir birey yetiştirmek için eğitimden terbiyeye kadar bir dizi alt yapı çalışması yapmaya niyetli değilseniz, para vererek durumu düzeltemezsiniz.
Madalyonun ilk yüzünde yemin etseniz başınızın ağrımayacağı noktalara temas ederek bir finansman paketi açıklayıp, hiçbir altyapı ve bilimsel veriden bahsetmiyor olmak tam bir ağlanacak hale gülebilme sendromudur.
İkinci yüzünde ise böyle bir paranın varlığının değil, havucunun olması, önünüzdeki yapıyı besleyemediğiniz noktada çıldırtacak bir bağımlılığın da başlangıcıdır özelliğindedir.
Velhasıl kelam kaynağı belirsiz, hangi kriterlere dayandığı bilimsel olarak açıklanamayacak bu ivme finansman paketinin tek bir anlamı var. Seçime kadar bizi idare edin. Ekonomik dönüşümün finansmana ihtiyacı olduğunu ama sadece parayla yapılamayacağını öğrenemediler gitti.
[email protected]