Bir hasta düşünün ki yaşamı boyunca birkaç kez kanser sorunuyla baş başa kalmış olsun. (Yaşadığımız krizler)… Tedavisi için yapması, dikkat etmesi gereken noktalar var. (Türkiye’nin iktisadi ve siyasi ihtiyaçları)
Fakat hasta tüm bunlardan ders almak yerine, ağrılarını yıllar içinde morfin alarak kesmiş ve hastalığını da yok ettiğini sanmış olsun. (Daha önceki krizlerde halı altına süpürdüğümüz ve gerçek bir tedavi uygulamadığımız fotoğraf) Doktoru hastalığı yenmesi ve sağlığına kavuşması için bir tedavi uygulaması gerektiğini söylemiş; inanmamış, ona küsmüş. (Felaket tellalı olarak nitelendirilen ekonomistlerin kral çıplak önerileri)
Ağrıları baş gösterince uyuşturucu ticareti yapan insanlarla bir araya gelip dostluklar (!) kurmaya başlamış. Böylece de morfin yüzdesini arttırmayı, ağrılarını geçici olarak dindirmeyi başarmış. (Parasal genişleme sırasında Türkiye’nin uyguladığı tüketim ekonomisi)
Arada hastalığını hatırlatanlara da tepki göstermiş ve savunma mekanizması olarak tansiyonunun, ateşinin normal olduğunu belirtmiş. Oysa kronik hastalığı olan kanser hücreleriyle bunun hiç ilgisi yokmuş ve tedavi etmediği hastalığı ilerliyormuş. (Borca batıp parasal genişlemenin sarhoşluğunda zenginleştiği zannedilen Türkiye)
Süreç içinde kendisine morfin temin eden dostları (!) artan ihtiyacı karşısında paranın miktarını arttırmışlar ve artık hastamız elde avuçtakini yok pahasına satar noktaya gelmiş. (Adına özelleştirme denilen varlık satımı ve yatırımcısına daha çok kâr dağıtılan kumar ekonomisi)
Gel zaman git zaman bu hastaya morfin temin eden kişi de sıkıntıya düşmüş. (2008 krizi) Artık kendisine morfin veremeyeceğini ve borçlarını da ödemesi gerektiğini hatırlatmaya başlamış. (FED kararı ve parasal genişlemenin sonlanması) Bizimki bu işe çok sinirlenmiş ve morfini verip ağrılarını dindiren insanlarla kavga etmeye başlamış. (Bakınız faiz lobisi söylemi)
Ardından bu şahıslar yaptıkları iş illegal, kullanıcılar da aşırı bağımlı olduğundan ama kendisini de krize girip morfin temin edemediğinden fiyatları arttırmaya karar vermiş. (FED’in faiz arttırma kararı).
Sonuçta tek hastanın kendisi olmadığını, morfin temin edenin de kanser riski yaşadığını fark etmiş. Bu konuda insanlar homurdanmaya, morfin de karaborsaya düşmeye başlamış. (Son zamanlarda daha yüksek tondan dillendirilen uluslararası ekonomik kriz)
Hastamız doktora gidip gitmeme konusunda tereddüt yaşıyormuş. Ya kanser gerçeğiyle yüzleşecek ya da az morfinle durumu idare etmeye çalışacakmış. O az morfini tercih etmiş. (Uygulanması ve finansa edilmesi güç olan, hastalıkla değil, ağrılarla mücadele etmeyi esas edinmiş hükümet programı)
Her geçen gün ağrıları artıyor (dolar yükselişi, para kaçışı); tedavi etmediği hastalığıyla ve morfin alamadığı için ağrılarıyla daha çok yüzleşmeye başlamış. (Reel sektördeki tıkanıklıktan, tüketicinin borcuna, finans piyasaların telaşına kadar yaşadıklarımız)
Sonuçta ne mi olmuş? Gerçeğiyle ve hastalığıyla yüzleşmektense, aynanın karşısına geçip ‘ben iyiyim’ deyip, kendisini kandırmaya devam etmeyi tercih etmiş. (İktidarın ve yandaşlarının açıklamaları)
Bu filmin sonu nasıl mı biter? Onun da yanıtını siz verin.
Çetin Ünsalan