"Türkler havlıyor, ama ısırmayacaklar" böyle diyor Türk kökenli yazar Aylin Bilic Hollanda`nın en yüksek tirajlı sağ liberal gazetelerinden NRC Handelsblad`da! Hollanda`da yandaş medya ve aşırı sağcı medya coştu! Bu bayan ayni zamanda sürekli sağ hükümeti savunan, hatta ırkçı aşırı sağa hitap eden televizyon programlarında boy gösteriyor! Şu anda kuruluş çalışmaları sürdürülen yeni hükümetin Ermeni Soykırımını ilk kez resmen tanıması bekleniyor!
ABD Başkanı Biden`in resmen Türkiye`yi `Ermeni soykırımı`yapmakla suçlaması hemen hepimizi öfkelendirdi. Şimdi kalkıp hangimiz kasteder şunu: " Ey Amerika ve Hollanda daha da arttırın bu suçlamanızı, yalanlarınızı, Türkiye daha da köşeye sıkışsın ve Türk hükümeti size boyun eğmek zorunda kalsın. Az kaldı, ha gayret"!!
Bakınız neler demiş. Yazısının başlığı şu: "Türkler havlıyor ama ısırmayacaklar." Bizi köpek yapmış, ama Türk kökenli olmasına rağmen kendisini ise Hollandalılarla beraber `biz` olarak sunuyor. Yani Biden`in Ermeni soykırımı karşısında Türkiye biraz mırın kırın ediyormuş ama sonunda boyun eğecekmiş! İsıramazmış! O zaman da kendisi çok sevinecekmiş!
`Ermenileri katlettiğimizi inkar etmek Türk kimliğimizin temeli` olmuş, bu hanımefendiye göre! Yani ruhumuza işlemiş. Mesela birinin`in Türkler için " Yalan söylemek Türkler için meşru bir varlık biçimi haline heline gelmiştir" demesi Aylin Biliç`in pek hoşuna gitmiş!
Arkasından yalanın alasını bizzat kendisi söylüyor: "Ermeni soykırımı olmuştur demek Türkiye`de yasaktır. 2006 yılında bu yüzden Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk ceza yedi, yazar Elif Safak kovuşturuldu!" Yani bu hanım gitse Türkiye`de bu yazısını yazsa ceza alırmış!
Bu ne utanmazlık! Halbuki gerçek şu: Türkiye`de `Ermeni soykırımı olmuştur` demek serbesttir, anayasal olarak düşünce özgürlüğü alanına girer ve Türk Ceza Yasası`na göre de suç değildir. Savunanlar hoş görülmez, `aferin` denilmez, ama kimse ceza almamıştır. Hatta bunu savunan yayınlar serbestçe satılmaktadır. Bizzat Dış İşleri Bakanlığı böyle bir ceza olmadığını açıkladı. Orhan Pamuk hakkındaki dava ise ceza kanununun `Türklügü aşağılamak`` şeklindeki 301. maddesinden açılmış ve 7-8 ay sonra ise düşmüştü!
Ama insan hakları ticareti yapan yazar kılıklı bu kadın şunu niye yazmıyor: tam aksine, Ermeni soykırımının olmadığını savunmak Fransa ve İsviçre gibi Avrupa ülkelerinde yasaktır, İsviçre`de Doğu Perinçek davası buna örnektir. AHIM`in `Ermeni soykırımı ` diye birşey yoktur şeklindeki kararına rağmen üstelik! Hollanda`da da bu yasağı isteyenler var.
Aylin hanımın zaten Ermeni soykırımı oldu mu olmadı mı araştırma derdi yok! Yani derdi üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek, tamamen siyasal, şunu diyor: "Şu an Türkiye ekonomik açıdan zor durumda. Bu yüzden Biden ve Rutte az daha bastırsa Türk hükümeti boyun eğecek. Ankara`nın tepkisi göstermelik, yani yazara göre `havlıyor`, Erdoğan`ı teslim almanın simdi tam zamanı! "
Diyor ki: " Erdoğan, Türk ekonomisinin çökmekte olduğu şu sıralarda, ABD`yle yeni bir kavgayı kaldıramaz. Türkiye İkinci Dünya Savaşı`ndan beri ABD ve Avrupa`yı hiç yarı yolda bırakmamıştır ve şimdi yine bırakmayacaktır. Hele Biden`in seçilmesiyle Batıda saflarin tekrar sıkılaşmasından sonra bu hiç olamaz. Bu yüzden yakında kurulacak yeni Hollanda hükümetinin, Türklerin ırkçı katliamlarını soykırım olarak resmen tanıması ve soykırım kurbanı Ermenilerin ve torunlarının haklarının verilmesi için şu an, en uygun zamandır.
Yani Aylin Biliç , tarihle uğraşmıyor, Türkiye`ye boyun eğdirmek için Hollanda hükümetine akıl veriyor! Hatta Biden`in şu sözlerini özellikle aktarmış: " Biden de, Ermeni soykırımını, Türklerin bir daha böyle şeyler yapmasını önlemek amacıyla, tanıdığını söylemişti."
NEDEN TÜRKİYE VE HOLLANDALI TÜRKLERLE UĞRAŞIYORLAR ?
Öte yandan Aylin Biliç küresel açıdan ülkemizin yer ve önemini iyi kavramış! Ankara`nın ABD`den uzaklaşarak komşuları Rusya, İran, İrak, Çin ve Türk cumhuriyetleri gibi Avrasya ülkeleriyle yakınlaştığının farkında. Ama ABD`nin Türkiye`yi PKK ile bölme çabasını, müdahale etmesini ve FETÖ`cu kanlı darbe girişimine bulunmasını görmezlikten geliyor! Ülkemizin iyileşen komşuluk ilişkilerini bozmak için Hollanda hükümetine akıl vermek amacıyla kaleme sarılmış. Gönlü fitne peşinde, Ermeni soykırımı bahane!
Ancak bu kişi kendi başına bunları planlayacak kapasitede görünmüyor! Ayni başlıkla ayni şeyleri yazan başkaları da var. Bu dikkat çekici! Mesela Trouw`da Pieternel Gruppen adlı yazarın " Türkiye kızgın ama ısırmayacak" başlıklı yazısı Biliç`le nerederyse tamamen ayni! Mesela, Belçika`lı Het Laatste Nieuws (HLN) gazetesinde Dirk Rochtus adlı yazarın " Cumhurbaşkanı Erdoğan neden havlıyor, ama ısırmayacak" başlıklı yazısı da tamamen ayni!
Hepsinin ayni olması tesadüf mü? Yoksa hepsinin arkasında bir istihbarat servisi mi var? Mesela ABD isithbarat servisi CIA ? Bilemiyoruz bu benzerliğin nedenini! Hollanda ulusal meclisinin üç ay kadar önce, neredeyse oy birliğiyle (DENK partisi hariç) hükümeti Ermeni soykırımı iddiasını resmen tanımaya çağırmış olması da bu gibi yazarlar için ilham kaynağı oluşturuyor!
Ki bu Aylin Biliç`in başka yazıları da sanki ABD`nin küresel çıkarlarına göre ayarlanmış görünüyor! Örneğin, NRC`de Çin`in Hollanda`dan teknolojik bilgi çaldığını yazmış, ki bunu CIA bütün ülkelerde birilerine hep yazdırtıyor. Bir başka örnek: Türkiye`nin Çin aşısı kullanmasını karalayan yazısı. Sanki görevi Türkiye-Avrupa ve Çin arasına fitne sokmak! Biden demokrasi getirmiş! Bu da Biden`ci neocon ağın dünyaya yaydığı bir başka yalan!
Hollandalı Türklere ilişkin yazıları tamamen sağ veya aşırı sağ, yani VVD veya Wilders çizgisinde: Türk ve müslümanları karalamak. Mesela, hükümeti, Türkleri Selefilikten(!) kurtarmaya çağırmış. AIVD raporu gibi. Hollanda`lılara karşı `nefret okulları` mız varmış. "Kızım tüm Hollanda`lıları ırkçı sanmasın" yazısında tüm Hollanda`yı ırkçı görüyormuşuz iftirasıyla Hollandalıları Türklere düşman etmeyi amaçlıyor. Wilders`a hizmet ediyor!]
Tüm Avrupa gibi Hollanda da geçen 20 yıldır sağa kaydı. Değişen küresel, ekonomik ve siyasal koşullar Hollanda halkının nispeten az bilinçli kesimlerinde göçmen karşıtlığıni besledi. Türkiye`nin Avrasya`ya kayması da Batının işine gelmedi ve Türkiye karşıtlığı tırmandı. Özetle Türklere, müslümanlara ve Türkiye`ye karşı kasıtlı yalan propoganda yaygınlaştı. Hem sağ liberal VVD hemde ırkçılar bu propaganda da ekmek gördüler! Bu nedenle Türklerin kendi içinden bazılarını satın alıp onların ağzından Türkleri suçlamak ya da iftiralar atmak, moda oldu. Böylesi ırkçılığa alet olmaya hazır olanlar ise aramızda zaten mevcuttu.
KİM BU AYLİN BİLİÇ TİPLERİ ?
Kariyer, mevki, şöhret ve para bazılarını baştan çıkarır, kolayca yoksulun, ezilenin, zayıfın karşısında güçlünün yanında yerlerini alıverirler. Alman yazarı Goethe `Faust` adlı dünyaca tanınmış yapıtında bunu `Ruhunu şeytana satmak` olarak tanımlamıştı. Hollanda`da Türk `Faustları` , yirmi yıldır arttı! Biri de bu `Aylin Biliç` adlı VVD`li iş kadını anlaşılan. Anavatanı Türkiye ve Hollanda Türklerine karşı atıp tutması karşılığında sağcı Handelsblad gazetesi buna köşe yazarlığı vermiş! Türklerin Ermeni Soykırımı yaptığını iddia eden Amerikan eğitimli Orhan Pamuk`a ne zaman Nobel ödülü verilmişti, hatırlayalım? Fransa meclisinde, Ermeni soykırımını inkar edene ceza getiren teklifin onaylanmasından sadece 1 saat sonra!
Sağ liberal VVD ve aşırı sağ partilerin çıkarına çalışan böyle bir grup oluştu: transnasyonel! Bazı sağ liberal - VVD`li gazete ve TV kanallarına yerleştirildiler. . Mesela VVD`li Fidan Ekiz, eski De Nieuwe Maan ve şimdiki De Vooravond adlı TV programlarının sunucularından... Lale Gül adlı genç kızla da ilk söyleşiyi o yapmıştı. VVD milletvekili Dilan Yeşilgöz, eski PKK yanlısı Yücel Yeşilgöz`ün kızı, AD, REVU, Metro gibi yayınlarda köşe yazarlığı yapan Ebru Umar ve HP de Tijd, Vrij Nederland gazetelerinde yazan Erdal Balcı. Hepsi kraldan fazla kralcı! Görevleri sağ ve ırkçılara malzeme sunmak. Maskeleri: demokratlık ve liberalizm. Sloganları : sol partiler siz Türkleri şımarttınız, şımartmayın! Medyaları: sağ liberal yandaş medya, AD, NRC, Vrij Nederland, De Vooravond, REVU, HP De Tijd... Bunlar ABD`deki Biden`ci neocon-Neo liberal koalisyonunun Avrupa`daki yansımalarıdır.
1915 yılında İngiliz amirali Chuchill Çanakkale`ye saldırdığında, Türk halkı orada güç durumdayken, İngilizin Doğu cephesinde kışkırtmasıyla Ermeni çeteleri sırtımızdan hançerlemişti. Aylin Biliç`in gerçeği bulma merakı olsaydı, , Batının sorumluluğundaki Birinci Dünya Savaşı``nda en az 3,5 milyon müslümanın öldürüldügünü öğrenirdi. Sadece Çanakkale`de İngilizlere şehit düşen Türk sayısı 350 bindir!
İnsan hakları savunucusu olsaydı, sırtını dayadığı Amerikalıların 15 milyon Kızılderiliye yaptığı soykırımı ve Hollanda`nın Endonezya`da yaptığı katliamları yazardı.
Kuşkusuz ki, Türkiye`ye boyun eğdirme aracı olan Ermeni soykırımı iftirası, bu yeni `Faust`lar için önemli bir geçim kaynağıdır.