Aslında yılın son gününde bir yılbaşı ya da yılsonu yazısı yazacaktım. İtiraf yılı gibi bir seneyi geride bıraktık. Saflık masalından ekonomik model hatasına, teknik iflastan iki basamak gerileyen performansıyla başarı palavrasına kadar bir dizi konuyu hatırlatmak gerekiyordu.
Fakat bütçenin öngörmediği oranda asgari ücrete zam yapılınca, bunun taşıdığı anlamları kaleme almak daha doğru geldi. Asgari ücret 2015 yılında, ilk 6 ay için yüzde 6 zam ile net 949 TL, ikinci aydaki yüzde 6’lık zamla da net bin TL olarak belirlendi.
Bütçede yüzde 3 artı 3 öngörüldüğüne göre yüzde 100’lük farkın da analiz edilmesi gerekiyor. Önce bardağın dolu tarafından bakalım. Dar gelirlinin, yoksulluk sınırının altında kalsa da beklenenden yüksek zam alması olumlu bir hareket.
Bilhassa gelir farkı uçurumun çok yüksek olduğu ülkemiz açısından bunun anlamı büyük. Fakat zam oranları, diğer kesimlere de yayılacak mı, işte bunun yanıtını hep birlikte göreceğiz.
Gelelim bardağın diğer tarafına… Öncelikle yapılan bu zamdan, önümüzdeki sene iç piyasanın nispeten canlı olmasının amaçlandığı gözüküyor. Çünkü şu an kilitlenmiş vaziyette. Esnafı mı düşünüyorlar peki? Bence hayır… Bu yolla da tüketim üzerinden alınan vergilerdeki kaybın asgariye indirilmesi hedeflenmiş olabilir.
Ayrıca seçim yılı olması bakımından da anlamlı hale geliyor. Bir diğer önemli tespit ise, orta vadeli programdan, belirlenen bütçeye kadar hepsinin çöp olacağı anlamını taşıyor. Bugüne kadar orta ve dar gelirliye, seçimden seçime hatırlanan sadaka ekonomisi dışında ‘günahını vermeyen’ iktidarın da ‘battı balık yan gider’ şarkısını söylediği ortaya çıkıyor.
Şüphesiz önemli bir unsur da dış finansmanın kesildiğini dikkate alırsanız, yakın zaman içinde darphanenin kontrolsüz bir biçimde çalışacağının ilk izlenimini buradan alabiliyor olmamız. Peki her şey değişti mi? Elbette hayır… Sadece değerleme oranlarıyla sınırlı kalınmayacağı, vergilerden ulaşıma yepyeni zamların da bizi bekleyeceğinin işareti olarak sayılmalıdır.
Yine önemli anlatımlarından biri de, bu yaklaşımda ekonomi yönetiminde kimin devam edeceğinin yanıtının gizli olması… Olur da, seçim sonrasında iktidar devam ederse, ekonominin başında Şimşek-Babacan ikilisinin olmayacağının göstergesi sayılabilir. Çünkü hiç tarzları değil. Sanki daha çok Numan Kurtulmuş izlenimi veriyor.
Salt bu oran üzerinden çok fazla anlam çıkarılabilir. Ama daha fazla ayrıntıya girmeyelim. Sadece şimdiden körüklenecek bir enflasyon, döviz kuru, faiz müjdesini (!) verebiliriz. Yüzde 12 verilen bu zam, önümüzdeki sene sonunda enflasyonun resmi rakamlara göre bile yüzde 13, pazar enflasyonunun da yüzde 40’tan aşağı olmayacağını anlatıyor.
Ne diyelim? Siz şimdiden biletinize bir şeyler çıkması için dua edin derim. Yoksa bu asgari ücretle bu pilav daha çok su kaldırır. Yine de saraya yatıracağına, yeterli olmasa da vatandaşa vermesini tercih ederim.
Sözün özü çok zor bir yıla giriyoruz ve aman tedbirli davranmayı ihmal etmeyin. Şimdiden önce yurttaşlarımızın, sonra da tüm dünya insanlığının umulandan daha iyi bir yıl geçirmesi dileğiyle; herkese mutlu yıllar…